21 Nisan 2014 Pazartesi günkü “Kaderimiz kendi elimizde!” başlıklı köşe yazım, Roman kardeşlerimiz ve ağabeylerimi bir anda etrafımda topladı. Köşe yazımın yayımlandığı gün, çoğunluğu Roman vatandaşlarımız olmak üzere Roman olmayan bazı vatandaşlar tarafından da aranarak, teşekkür dilekleri iletildi tarafıma... Hatta Roman olmayan bir vatandaşım ‘yalakalıktan uzak ve daha gerçekçi yazmaya başladınız!’ diyerek, yazılarımda ara ara yalakalık yaptığımı da iddia etti konuşmasında... Keşan, Erikli Sahili, hatta İstanbul’dan bile arayanlar oldu, düşüncelerini anlatmak üzere... Bu köşe yazımdan sonra bir kez daha anladım ki; Roman vatandaşların samimiyete, gerçek yaklaşıma, güvene ihtiyaçları var... Eğer onlara samimi duygularla yaklaşabiliyorsan, bunu hissedebiliyorlarsa seni kırmamak, incitmemek adına her fedakârlığı göze alabilirler... Hele hele aradıklarında özür dilemeleri, arayarak rahatsızlık verdiklerini düşünmeleri, onlara zaman ayırıp ayırmayacağımdan duydukları endişelerini sizlerin de hissetmenizi isterdim... Çünkü ben bunu bütün kalbimle hissettim... Hatta akşam saatinde arayan ve aradığında bir ev gezmesinde olduğum Roman vatandaşımla konuşmamı duyan arkadaşlarım, yaptığımız sohbete inanamadılar... ‘Gerçekten Roman mıydı? Romanlar bu kadar kibar konuşabiliyor mu?’ diye şaşkınlık içinde kaldılar... Evet, Romanlar eğer onlara samimi davrandığını hissettiği takdirde, Roman olmayan vatandaşlar kadar düzgün cümlelerle konuşup, kendini ifade edebiliyor... Yeter ki, bunu hissedebilsin...

Gelelim beni arayan Roman vatandaşlarımla yaptığım sohbet ve kendilerine göre dışlanmalarındaki asıl sebebe... 40 yaş üstü konuştuğum Roman vatandaşlarımın hepsi 10 ya da 15 sene öncesinden söz ettiler... Çocukluklarından, gençliklerinden... ‘Bizler sizlerle birlikte büyüdük ve dışlanmadık’ dediler... ‘Aynı okullarda okuduk, aynı sıralarda oturduk, aynı öğretmen bize ders verdi... Okula birlikte gittik, birlikte döndük... Birlikte koştuk, bazen birlikte oynadık, sizler bizi esmeriz diye ayırmadınız’ ifadelerini kullandılar... Ve son yıllarda Keşan’daki eğitim-öğretimde yapılan ayrımcılığa dikkat çektiler... Cumhuriyet, Bademlik, Ali Kale ve Kardeşleri ilk ve ortaokullarından bahsettiler... Roman çocuklarının bu okullarda toplandığına, ayrımcılığın daha 6-7 yaşlarında iken yapılmaya başlandığına işaret ettiler... ‘Çocuklarımızı dışladılar, onları aralarına katmadılar’ dediler... Bu okullarda okuması gereken Roman olmayan çocukların sahte ikamet ile başka okullara nakil yapıldığından söz ettiler... ‘Biz hepsinin, her şeyin farkındayız ama Romanız, Roman olduğumuzu da inkar etmiyoruz’ diye söylediler...

Gün boyunca belli aralıklarla arayan Roman vatandaşlarımızla yaptığım sohbet sonunda; işadamları ve işverenlerden çok eğitimcilere en büyük görev düştüğünün farkına vardım... Genç, yetişkin kardeşlerimiz için işadamları, işverenler; çocuklar için de eğitimciler...

Keşan’ın mülki amiri olarak başta Kaymakamımız Sayın Bekir Dınkırcı olmak üzere İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Ahmet Altın... Topun büyüğü sizin elinizde... Roman çocukların geleceği sizin düzenleyeceğiniz bir eğitim sisteminde... Bir an önce Roman olan ve Roman olmayan çocukları bir araya getirmeniz ve her okuldaki her sınıfa Roman çocukların dağılımını yapmak zorundasınız... Serpiştirin azar azar bu çocukları her okulun her sınıfına, kaynaştırın bu çocukları... Onlar güzel şeyler görsünler, güzel konuşsunlar, güzel giyinsinler, özensinler, imrensinler... Roman olmayan çocukların kültürünü, yaşam tarzını almaya çalışsınlar... Topluma sağlıklı nesiller yetiştirilsin, onlar da daha çok okuyup, daha tahsilli olabilsinler... Roman olmayan aileler de sahip çıksın bu çocuklara ve çocuklarından uzaklaştırmaya çalışmasınlar... Eğer onlar bu kültürle yetişirlerse, aralarında olan çürükleri zaten kendileri yok edecektir bir müddet sonra... Bizim de aramızda olan çürükleri kendimiz yok ettiğimiz gibi...

Bali çeken, uyuşturucu kullanan çocuklar yerine kitap okuyan, oyun oynayan çocuklar yetiştirelim hep birlikte... Roman vatandaşlar için bugüne kadar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Keşan Belediyesi kanalı ile para, yakacak ve yiyecek yardımı dışında bir şey yapılmadı, bu da geleceğe yönelik hiçbir fayda sağlamadı... Daha çok tembelliğe, hazırcılığa, beleşçiliğe, arsızlığa alıştırdı Roman vatandaşları... Parayla değil, insanlıkla yaklaşın bu sefer ve şov yapmayın artık... Onlar şakşakçılara değil, şefkate ve samimiyete hasret... Bu Roman kızanların değil, Roman çocukların geleceğine ışık tutulması dileğimle... Saygılar...