Birol Çalen

CHP’yi yakından izleyenler Edirne’nin siyasal haritasında bir değişimin yaşandığının farkındadırlar. İl merkezinin geçmişe göre çok daha fazla etkinlik kurduğu, çevrenin gücü azalırken merkezin giderek güç kazandığı bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Önceki gün gazetemizde yayınlanan, Recep Gürkan’la yaptığımız röportaj, kamuoyu için Edirne’nin geleceği konusunda geniş bir bilgilenme olanağı sunarken, Edirne siyasetini biraz daha yakından takip edenler için de çevre-merkez olgusunun neden nasılına ilişkin önemli ipuçları vermiştir.

Edirne merkez ilçede yaşamayan bir insan olarak Edirne’nin güncel belediyecilik faaliyetlerine ilişkin olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunmadan sayın belediye başkanının röportaj boyunca anlattığı; yapılanlar ve yapılacak olanlar üzerinden edindiğim izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.


Recep Gürkan’ın belediye başkanı olma sürecinde aday olmamasına rağmen aday olarak atanma biçimi ve bir önceki dönem milletvekili seçimleri sırasındaki aşırı güç kullanması konularında eleştirel bir yaklaşımım olmakla beraber, dinlediğim Recep Gürkan ‘Ben oturduğum bu koltuğun hakkını veriyorum’ der gibiydi. Edirne’nin tarihi kent olma özelliğine ilişkin yaptığı vurgular ve bu vurgularını destekleyen projeleri dinledikçe şaşırdığımı belirtmek isterim. Şaşırdım çünkü tarihi-kültürel değerlerimiz konusunda yapıcı olmaktan ziyade yıkıcı olduğumuz düşüncesindeyim. Tüm Anadolu coğrafyasında tarihi-kültürel mirasımızın büyük bir hınçla yok edilme yarışına girişildiği bir dönemde, tarihi-kültürel bir bakış açısıyla, Edirne’nin geleceğine ilişkin bir vizyonun ortaya konulmuş olması memnuniyet vericidir. Bu bakış açısının turizm master planıyla tamamlanarak 10 yılda 10 milyon turist sayısına ulaşma hedefi, kentin ekonomik-toplumsal gelişimi açısından kent için bir genleşme ortaya çıkarabilir. Edirne’de böyle bir gelişmeyi ortaya çıkarabilecek sanatsal-kültürel birikimin olduğunu düşünüyorum. Eksik olan, bu birikime yön vermekti. Belediyenin penceresinden baktığımda arkeolojik kazısı yapılan ‘Yemiş Kapanı Hanı’nı görmek, bu kazının belediye imkanlarıyla yürütüldüğünü bilmek turizm master planını laf olmaktan çıkaran önemli bir göstergedir diye düşünüyorum.

Sonuç olarak röportaj boyunca, güne ve geleceğe ilişkin sözü olan ve bu sözlerini projeleriyle destekleyen, kendine güvenen, samimiyet ve sadeliğiyle dikkat çeken, siyasetten gelmiş olmanın avantajlarını bilen ve bunları iyi kullanan, kullanmaktan çekinmeyen ve bu sayede güç kazanan, vizyoner bir belediye başkanı izlenimi verdiğini söyleyebilirim. Edirne Milletvekili Recep Gürkan’dan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a dönüşüm aynı zamanda Edirne siyasetinin dönüşümüdür.