Saat 14.30 sıralarında Ahmet Yenice Ortaokulu Sevim Yenice Konferans Salonu’nda başlayan ve Kadın Yazarlar Derneği Dönem Sözcüsü Sevim Korkmaz Dinç, Eğitimci Meryem Gülbudak, Yazar Ayşen Göreleli Kaypak, Edirne Romanlar Derneği Proje Koordinatörü Figen Kelemer’in konuşmacı olarak yer aldığı panele; Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Ayşegül Arslan Aydın, CHP Kadın Kolları Başkanı Ürfet Ürkmez, mahalle muhtarları ve çoğunluğu bayan vatandaşlar katıldı.

 

ÖZCAN: KADINLARA DEĞER VERMELİYİZ

Panelin açış konuşmasını yapan Özcan, panele katılanların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, “Kadınlarımızın haklarının çiğnendiği, eşya gibi kullanıldığı, fiziki tasarruflara maruz kaldığı yaşadığımız gerçeklerdir. Bir de aile bütçesine katkıda bulunmak için çalışıyorsanız o zaman işler daha da karışır. Negatif ayrımcılıktan, fiziki şiddete kadar birçok kötü davranışlara maruz kalmış kadınlarımız. İnsanoğlu medeniyetini en üst seviyelere çıkaracaksak, öncelikle kadınlarımıza değer verme mecburiyetimiz var. Sıkıntılarınızın sona erdiğini, daha fazla görev aldığınızı görmek arzumuzdur. Belediye meclisimizde 3 bayan üyemiz var. İş dünyamızda da bayanların sayısı artmakta. Bundan sonra parlamento ve genel idarede bayan sayısının artmasını temenni ediyorum.” dedi.  

Daha sonra söz alan Dinç, panelin konusunun “Kadın ve Aile” olduğunu belirtti.

 

GÜLBUDAK: 8 MART EMEK MÜCADELESİ GÜNÜDÜR

Sevim Korkmaz Dinç’in ardından söz alan Meryem Gülbudak, 8 Mart’ın hediye alma veya verme günü olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “8 Mart kadınların dayanışma günüdür. 8 Mart nedir? Bu tarihte ne olmuş? Bunu anlatan bir yayın organına bugün rastlamadım. 8 Mart bir emek mücadelesi günüdür. Kadınların mücadele ederek haklarını kazandığını bir gün. 1908 yılında 8 saatlik çalışma süresi ve çocuk sermayesinin önüne geçmek için mücadele verildi. Ancak şu anda ülkemizde 12 saatlik iş gününe dönüldü. Çok acı bir durum. Demek ki bizim mücadelemiz bitmedi ve devam edecek. Daha çok yolumuz var.  Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlandı. Daha sonra 1975 yılında kutlanmış. 80 darbesine gelince günün kutlanması yasaklandı. 1985’li yıllardan sonra yeniden kutlanmaya başlandı.”

Türkiye’de tüm kadınların bugün sokağa çıkacağının altını çizen Gülbudak, “Kadınlarımız çok zor günler yaşıyor. Kadın katliamları yaşanıyor. Günde 7 kadın öldürülüyor ve bu utanç kaynağımız. Bu olaya acil bir şekilde el atılmalı. Kadınlarımızın 8 Mart ile ilgili istekleri var. 8 Mart’ın tatil olmasını, yoksulluğun bitmesini, kadın katliamının durmasını, her türlü şiddetin son bulmasını, erkek egemenliğinin sona ermesini istiyoruz ve savaş istemiyoruz. Biz kadınlar barıştan yanayız ve savaş en büyük yıkımdır. Erkeklerin sahip olduğu bütün anayasal haklara sahip olmak istiyoruz. Ucuz iş gücü olmayacağız. Ekonomik özgürlüğümüzü istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 çocuk istediğini hatırlatan Meryem Gülbudak, “Yani eve kapanın diyor. Kürtaj kanununu önümüze ısıtıp ısıtıp getiriyorlar. Bu yasaya karşı mücadele ettik ve rafa kaldırıldı. Biz haklarımıza sahip çıkmazsak köleliğe devam edeceğiz. Ev kadınlarına sosyal güvence istiyoruz. Kadınlara tavsiyem; erkeklerin maaşlarının yarsına el koysunlar. Bunu hak ediyorlar. Her gün 8 Mart ve her gün mücadele etmeliyiz.” diye konuştu.

DİNÇ: KADINLAR ÜZERİNDEN OYNANAN OYUNLAR VAR

 

Daha sonra yeniden söz alan Sevim Korkmaz Dinç, şunları söyledi: “Kadını korumak ve aileyi korumak eş anlamlı mıdır? Neden kadınlar üzerinden oyunlar oynanıyor? Neden kadınlar 5 çocuk doğursun dendi? Kadınlar üzerinden büyük oyunlar oynanıyor. Biz kadına karşı yapılan haksızlıklar ile mücadele ederken, tüm bunlar mücadelelerimizin önüne geçti. Bugün kadınların üzerinden oynanan oyunlar var.”

KELEMER: BİRÇOK KADIN NİKAHSIZ YAŞIYOR

 

Figen Kelemer de yaptığı konuşmada, erken yaşta yapılan evliliklere dikkat çekti.

Erken yaşta evliliğin özellikle Roman toplumunda kabullenildiğini söyleyen Kelemer, “Bununla ilgili olarak mücadelemiz devam ediyor ve iki ayrı projemiz var. Erken yaşta evlilik konusu ile ilgili Edirne’de bir saha araştırması yaptık. Yaptığımız araştırma sonucunca 70 kadından sadece 3 kadın 18 yaşın üzerinde evlenmiş ve birçoğu resmi nikahsız olarak yaşamaya devam ediyor. Bir de doğum olunca işler daha da karışık bir hal alıyor.” dedi.

Erken yaşta evliliğin dünyanın her yerinde görüldüğünü ifade eden Figen Kelemer, şunları söyledi: “Ülkemizde 17 yaşındaki bir kızın evlenmesi uygun görülüyor. Biz bu yaşın 18’e yükseltilmesi için bazı faaliyetlerde bulunuyoruz. Bangladeş bile evlenmedeki yaş sınırını 21’e yükseltmeyi konuşuyor. Bu sorun ülkemizde uzun yıllardır devam ediyor. Her 4 evlilikten birinin çocuk evliliği olduğu belirlendi. Erken yaşta yapılan evlilikler kadınların hayallerini öldürüyor. Bunun önüne geçmemiz için daha sık bir araya gelmeliyiz ve sessiz kalmamalıyız.”

Ayşen Göreleli Kaypak ise, yaptığı konuşmada kendisine kadınlardan gelen hikayeleri okudu.

Gelen hikayeler ile bir kitap hazırladıklarının altını çizen Kaypak, Keşan’da da hikayesini yazan kadınların böyle bir kitap hazırlayabileceğini kaydetti.

Konferansın ardından kokteyl verildi.