Sonay CAN

 

 

Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) Kadın Girişimciler Komitesi’nin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlediği “Kadınız, Her Yerde Varız” konulu panel dün yapıldı.

Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve saat 14.30 sıralarında başlayan panele, b-fit Kurucusu ve Girişimci Bedriye Hülya, Eğitimci Şenay Yaprak Durmuş ve Üzüm Ana olarak bilinen Hatice Kunt konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda ayrıca; Keşan TSO Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Kadın Girişimciler Komitesi Başkanı Berrin Tanyolaç, komite üyeleri ve toplumun her kesiminden kadınlar katıldı.


KONTAŞ: ATATÜRK OLMASAYDI, MODERN TÜRK KADINI İMAJINI YAKALAYAMAZDIK

Sunuculuğunu Keşan TSO Akreditasyon Sorumlusu Seda Havale’nin yaptığı panel, Kadın Girişimciler Komitesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hatice Kontaş’ın açılış konuşmasıyla başladı. Sözlerine, Mustafa Kemal Atatürk’e teşekkür ederek başlayan Kontaş, “Eğer o olmasaydı, modern Türk kadını imajını yakalayamazdık. Dünyadaki en önemli gelişmelere baktığımızda, hepsinde; kadınların verdiği emek, çektiği acılar ve sonunda elde ettiği başarıyı görürüz. Kadını yok sayan bir toplum, adını yok sayan bir toplumdur. Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.” dedi.


YAPRAK DURMUŞ: POZİTİF YAŞAMAK HAYATA DEĞİL, KENDİNE POZİTİF BAKMAKTIR   

Daha sonra mikrofona gelen Şenay Yaprak Durmuş, pozitif yaşam becerileri adlı bir eğitim verdi. Ego ve bilinç temalarını işleyen Yaprak Durmuş, insandaki egoyu, ruhun isteme sistemi olarak nitelendirdi ve bunların maddi ve manevi istekler olarak iki grupta ele alındığını, ancak istekler kontrolden çıktığında durumun dizginsiz bir tayın koşmasına benzediğini söyledi. Bilinci ise ruhun karar sistemi olarak adlandıran Şenay Yaprak Durmuş, “Ego ister, bilinç karar verir. Deneyimsel tasarım öğretisine göre, insanların istekleri neredeyse, problemleri de oradadır. İnsanın, gerçeklerin farkında olabilmesi, sorunların çözümüne de önemli katkılar sağlamaktadır. Pozitif yaşama isteği, bütün isteklerin birey merkezli kontrol edilebilmesine bağlıdır. Yani pozitif yaşamak hayata değil, kendine pozitif bakmaktır. İnsanlar karşılaştıkları olaylara verdikleri tepkilere göre yaşarlar. Olaylar nötrdür, insanlar değer yargılarına göre pozitif ya da negatif değerler veririler. İnsan kendi bakış açısını pozitife ulaştırırsa, hayata da pozitif bakar.” dedi.


BEDRİYE HÜLYA

Daha sonra söz alan Bedriye Hülya, salonda işini aşkla yapmak isteyen, işyeri sahibi ya da kendi işini kurmak isteyen katılımcılara; başarısını, profesyonel hayatta kendi işi gibi çalışmaya borçlu olduğunu söyledi. Hayatının çeşitli evrelerinden kadın-erkek eşitsizliği konularındaki örnekler veren Hülya, toplum tarafından bu eşitsizliklerin normalmiş gibi gösterildiğini ve bu şekilde yaşamalarının istendiğini söyledi. Bu nedenle b-fit’i kurduğunu ve bu sayede kadınlara yönelik özel bir spor ve yaşam merkezi oluşturduğunu belirterek, “b-fit, kadınların spor ve yaşam merkezidir. Tüm dünyada büyük ilgi gören ve sadece ABD’de 13 milyon kişinin katıldığı 30 dakikalık özel bir spor programıdır. Belirlenmiş süreler ve sırayla, aerobik ve hidrolik aletli çalışmaların birleştirilmesiyle gerçekleştirilir. Sadece kadınlara hizmet verir. Kadınlar tarafından kurulmuştur ve %100 Türk markasıdır.”  şeklinde konuştu.


KUNT: BİZ, SADECE BİR KADIN DEĞİLİZ

Hatice Kunt ise panel öncesi gazetecilere yaptığı değerlendirmede; eşitlik mücadelesinde şehit düşen kadınları saygıyla anarak başladığı konuşmasında, kalkınmanın kırsaldan başladığını ve bu süreçten sanayiye geçişte, toplumdaki sosyal değişikliğin ana temasında kadın olduğunu söyledi. Kunt şöyle dedi: “Biz sadece bir kadın değiliz. Biz bir ana, bir eş, kardeş ve çocuğuz. Kırsalda da toprağın eşiyiz. Bu nedenle elele ermek gerektiğini önemle vurguluyoruz. Huzur ve düzenle her şey çok güzel olacak. Ben bir evrensel barış elçisi olarak, toprakta sağlık olmazsa, toplumsal barış da olmayacak, diyorum.”