“ÇEVİKEL, PARTİSİNİ TANIMLAMAKTA”
Sözlerine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda herkesin önceden izin almadan toplantı ve gösteri yapma hürriyeti bulunduğuna değinerek başlayan Kanışkan şöyle dedi: “Değerli basın mensupları; Çevikel’in son günlerde diline doladığı
“1 MAYIS’TA DA BÖYLE DAVRANILDI”
İktidarın, protestolara karşı hep aynı yöntemle müdahale ettiğine ve bunun son örneğinin 1 Mayıs’ta yaşandığına da kayıt düşen Ufuk Kanışkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce de 1 Mayıs’ta böyle davranıldı, aslında pek çok protestoda aynı tarzı benimsedi iktidar. Bunun dışında iktidarın uygulamalarında gazeteciler işinden edildi. Talimatla… Yazıları beğenilmediği için. Aydınlar, düşünenler, suçlandı. Yargılanmadan, iddianamesi yazılmadan mahkum olmuş gibi tutuklu tutuluyorlar. Haber alma hürriyetimiz engellendi. Penguenleri seyretmeye zorlandık.
Avukatlar, benim ve Çevikel’in meslektaşları, deyim yerindeyse karga tulumba derdest edildi.
Hayat tarzına müdahale edildi. Ne içeceğimize, kaç çocuk doğuracağımıza, nasıl doğum yapılacağına nasıl ekmek yiyeceğimize … Daha pekçok konuda boğucu bir müdahale. Manevi ve fiili zulüm daha nasıl olur?…”
“DIŞ BASIN,
Daha sonra efendilik kavramı konusundaki eleştirilere değinen Kanışkan, şu cümlelere yer verdi:
“Efendilik kavramına gelince; dış basın son günlerde daha sık Başbakan Erdoğan'ın,
Peki bu nedir Sayın Çevikel? Ülkemizde olanlar
“AKP’NİN KIŞKIRTMASI OLAYLARI BÜYÜTTÜ”
Ufuk Kanışkan, sözlerinin ilerleyen bölümünde, Gezi Parkı olaylarının büyümesinin nedeninin, AKP’nin kışkırtması olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Çevikel’in devlete, devletin polisine ve kamu malına karşı eylemlere dönüştüğünü iddia ettiği günlerce süren eylemlerin bazen hoş olmayan olaylara dönüşmesinin sebebi ne yazık ki öncelikle AKP’nin konunun başından beri takındığı sivri ve kışkırtıcı bir dil. Bu konuda şiddete yönelen, hukuk kurallarını aşan davranışları kabul etmemiz söz konusu değildir. Bu polis için de, protestocular için de böyle değerlendirilmelidir. Bizde çifte standart yoktur. Demokrasiyi özümseyen Keşanlılar’a ve onların can güvenliğini sağlamakla görevli olduğu bilinciyle görev yapan Emniyet mensuplarımızı kutluyorum. Olması gerekenin nasıl olduğunu herkese gösterdikleri için.
İstanbul Gezi Parkında genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareket, bir umut ve ilham kaynağıdır. Bu hareketin siyasi bir orijininin olmadığı her şekilde ortaya çıkmıştır. Konuyu bu mecradan çıkarıp başka yerlere çekmeleri, Türk demokrasisinde oluşturdukları büyük yarayı gizlemeleri mümkün değildir. Keşan da da gençlerimiz hepimize ders vermiştir. Sağa sola çatarak vaziyeti kurtarmaya çalışacaklarına bu olaylardan almaları gereken dersleri almalarını tavsiye ediyorum.”
“HAREKETTEN İLHAM ALDIK”
Kanışkan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Cumhuriyet Halk Partisi Keşan İlçe Örgütü olarak biz genç neslin demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve insan onuruna saygı için başlattığı hareketten ilham aldık. Bu gençleri ne siyasi bir parti, ne öğretmenleri, ne aileleri, ne dış güçler, ne faiz lobisi sokaklarda yürüttü. Bu insanlar bu gençler on yıldır AKP iktidarının