Bülent Saylam

24. Dönem CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, dün yaptığı açıklamayla son dönemde AK Parti’nin dokunulmazlıkların kaldırılması girişimi hakkında konuştu. Melda Onur, Atilla Kart, Gürkut Acar, Binnaz Toprak, Hasan Ören, Müslim Sarı ve Sena Kaleli gibi isimlerin de katıldığı 24. Dönem CHP Milletvekillerinin 16-17 Nisan 2016 tarihlerinde kaleme aldıkları dokunulmazlıkların kaldırılmaması ile ilgili bildirisine imza atan Değirmendereli, konu hakkında gazetemize düşüncelerini aktardı. Ayrıca Değirmendereli, AK Parti’nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun ötesinde konjonktürel olarak başkanlık hedefine kilitlenmiş politik manevrası olduğunu söyledi.

ÜLKE SORUNLARI İÇİN GÖNÜLDEN KAFA YORAN ARKADAŞLAR İLE BİR ARAYA GELDİK

24. Dönem CHP Milletvekilleri olarak 16-17 Nisan 2016 tarihlerinde “Memleket nereye gidiyor, parti nereye gidiyor” konularını tartışmak üzere bir araya geldiklerini söyleyen Kemal Değirmendereli, “Bu çerçevede de yaklaşık 70 arkadaş hem 24. Dönem’de olup hem 26. Dönemde olan arkadaşlarımız vardı. 24. Dönemde olup parlamentoda görev yapmayan milletvekilliği bittikten sonra ülke sorunları için gönülden kafa yoran arkadaşlar ile bir araya geldik. Ülkenin çok değişik konuları tartışıldı. Hemen hemen 40-50 arkadaş görüşlerini dile getirdiler bu toplantıda. Sonuç olarak da güncel konularla ilgili olarak başta dokunulmazlık olmak üzere değerlendirmeler yapıldı.”  şeklinde konuştu.

BİLDİRİ DEĞERLENDİRMELERDEN ORTAYA ÇIKTI

Bu değerlendirmeden bir bildiri ortaya çıktığını söyleyen Kemal Değirmendereli, CHP olarak dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda sadece kürsü dokunulmazlığını savunduklarını ancak o dönemde başta dönemin başbakanı Erdoğan olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yetkililerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasının hukukun iyi işlemediği gerekçesiyle doğru olmayacağını ifade ettiklerini hatırlattı.  Değirmendereli, şunları aktardı: “Ama bugün gelinen noktada yargıyı da kontrol altına alan AKP iktidarı bu sefer dokunulmazlıklar kaldırarak istediği milletvekilini yani gerçekçi olmayan suçlar da birinin de suçlamasıyla gözaltına alıp, hatta tutuklayıp hatta hapse atılma tehlikesini taşıyor. Şimdi burada kritik olan konu şu: yani biz hep diyoruz kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlıklar kalksın diyorduk. Ancak bugün gelinen noktadaki yargının ağırlıklı olarak iktidara endeksli kararlar veriyor olması burada ülkenin geleceği ile ilgili bir tehlike oluşturuyor. Bu da şu: Bugün mecliste kritik bir oylama arifesinde bir takım milletvekillerinin sudan gerekçelerle gözaltında alınıp meclisteki oylamaya katılamaması dolayısıyla farklı bir sonuç ortaya çıkabilir.”

MECLİS ARİTMETİĞİNİN İKTİDARIN LEHİNE BİR OLUŞUMUN ALTYAPISINI HAZIRLAR

Gezi’de CHP milletvekilleri olarak nöbetçi olduklarını ifade eden Değirmendereli, nöbetçi olmalarındaki kasıtlarının güvenlik güçleri ile o eylemin içerisinde olan insanlar arasında bir problem çıkmasın, bir problem çıktığında buna kolaylaştırıcı olmak olduğunu söyledi. Değirmendereli, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi böyle bir noktada dokunulmazlığı olmadığı zaman bir milletvekilinin ‘sen kim oluyorsun ya’ sıradan bir vatandaş gibi, oradaki herhangi bir polis memuru, vekili alıp polis arabasına götürebilir. Bu vekilin temsil kabiliyetine de zarar verecek bir durumdur. Buradaki en önemli tehlike dediğim gibi gerçekçi olmayan sebeplerle vekillerin üstüne gidip gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ve bunun sonucunda meclis aritmetiğinin iktidarın lehine işlediği şekilde bir oluşumun alt yapısını hazırlar. Şimdi burada AKP iktidarı bunda samimi ise zaten şu anki yasalar istenen milletvekilinin suça karışmış olan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda AKP’nin çoğunluğu var. 367’yi 330’u beklemeden zaten bunu kaldırabilir Adalet ve Kalkınma Partisi.”

AKP’NİN BAŞKANLIK HEDEFİNE KİLİTLENMİŞ POLİTİK MANEVRASIDIR

Değirmendereli, AK Parti’nin dokunulmazlık konusundaki maksadın “Başkanlık” sürecine gidişte temel olan konulardan bir tanesinin bazı milletvekillerinin milletvekilliklerini düşürerek “Acaba bir erken seçimle” 330’un üzerinde bir aritmetik sağlanarak anayasa değişikliğine götürme konusu olabileceğini de kaydetti. Değirmendereli, “Bu samimi bir dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun ötesinde konjonktürel olarak AKP’nin başkanlık hedefine kilitlenmiş bir politik manevrasıdır. Bu konudaki hassasiyetimizi dile getirdik milletvekili arkadaşlar olarak, parti yönetimi de farklı bir görüşte bu konuya yaklaşıyor: ‘Evet, böyle bir şey geliyorsa biz bundan kaçınmayız’ı ortaya koyuyor. Daha önce durduğumuz yerde hani bizim açımızdan biz gerekirse hapse girmeyi de göze alırız diyor. Elbette parti içerisinde farklı görüşler olacak. Ama 24. Dönem arkadaşlarımız arasında % 100’e yakın ağırlıklı düşünce bu yönde oldu.

OYLAMADA SÜRPRİZ BİR SONUÇ ÇIKABİLİR

Son olarak, imzaladıkları bildiriye 26. Dönem CHP Milletvekillerinin ne kadarının katıldığı veya katılmadığının ne kadar ağırlıklı olduğunun ölçülmesinin önemli olmadığını ifade eden CHP 24. Dönem Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, “Bu toplantılarımıza genel başkan yardımcıları da geldi. Grup başkan vekilleri de geldi. Eski Genel Başkanımız Deniz Baykal da geldi. O da bu bildiriye imza atmamakla birlikte bu doğrultuda görüşlerini bildirdi. Oylamada sürpriz bir sonuç çıkabilir. Bu gibi oylamalarda grup kararı alınmıyor. Dokunulmazlık dokunulmazlık deniliyor AKP iktidarı samimi olsaydı AKP rüşvet aldığı kesinleşmiş olan devletin kurumları tarafında belgelenmiş olan bu bakanların dokunulmazlıkların kaldırılması ve yargılanmasının önünü açardı.” şeklinde konuştu.

24. DÖNEM CHP MİLLETVEKİLLERİNİN BİLDİRİSİ:

“Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda, aşağıda imzası bulunan 24. Dönem CHP milletvekilleri olarak değerlendirme ve uyarılarımızı kamuoyunun bilgi ve takdirlerine sunuyoruz.

Terör örgütlerine maddi ve fiili destek sağlayan, iktidar nüfuzunu kullanarak yolsuzluk yapan, rüşvet, ihaleye fesat ve imar rantı üzerinden haksız çıkar sağlayan milletvekillerinin yargılanmalarının önünde yasal engel yoktur. İktidarın sayısal çoğunluğu bu milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması sürecini başlatmaya yeterlidir. Bu aşamadan sonrası yargının görevi ve sorumluluğudur. İktidarın siyasi amaçlarla ve gündem saptırmak üzere anayasal düzenlemeleri, iç tüzük hükümlerini, temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırarak, ‘toptan ve götürü’ soruşturma yöntemiyle tüm Meclis'i kuşatmayı amaçlayan girişimin vahim sonuçları olacaktır.

İktidar vesayetindeki yargı sisteminin yürüteceği yargılamalar sonucunda blok mahkûmiyet kararlarının çıkmaya başlaması kaçınılmazdır. Bu yolla Anayasa'nın 78. maddesinin 3 ve 5. fıkralarındaki şartlar yaratılarak Türkiye ara seçime götürülecek, devlet gücü ve nüfuzuyla ‘haksız milletvekili temini’ gerçekleştirilecektir. Bunun devamında da milletvekilleri artık yasama kürsüsü bile özgüvenle kullanamaz hale geleceklerdir.

Demokrasilerin temel koşullarından biri olan dokunulmazlık ilkesinin ‘hodri meydan’ çağrılarıyla ortadan kaldırılması kabul edilemez. Milletvekillerinin iktidarı denetleme görevini yerine getirebilmeleri için söz ve eylemlerini her türlü desteği toplumsal barışımız, ülke bütünlüğümüz ve demokrasimizin geleceği açılarından vahim bir hata olarak görmekteyiz.”