Eğitim İş (Eğitim ve Bilim İş Görenleri) Sendikası Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla dün çıkan Torba Tasa ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Yazla, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Torba Yasa ile öğretmen atamalarında siyasi referansların dışında hangi sendikaya üye oldukları dikkate alınacağını iddia etti. Yasa ile öğretmenlere zorunlu rotasyonun da geldiğini belirten Yazla, Bakanlığın zorunlu rotasyonu tehdit olarak kullanacağını ifade etti. Eğitim İş Keşan Temsilcilik Başkanı Yazla’nın yazılı açıklaması şöyle:

“İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısı” adı ile anılan Torba Yasa TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.  

 60 madde olarak Meclis’e sunulan torba yasa tasarısı, önergelerle 148 maddeye ulaşmıştı. Söz konusu torba yasa tasarısında da birbiri ile hiç ilgisi olmayan konular birleştirilerek, torba yasa çuval yasa haline gelmiştir.

Daha önce 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yapılan değişiklikle aday öğretmenlerin asaleten atanması için “Yazılı ve sözlü sınava” tabi tutulacağı belirtilmişti.

 Ancak Torba yasaya göre, aday öğretmenliğe ÖSYM'nin yapması gereken başarılı olma şartı sınavını Milli Eğitim Bakanlığı yapacak. Yine önceki yasada belirtildiği gibi aday öğretmenler, adaylığının birinci yılı sonunda hem yazılı hem sözlü sınava değil, “Yazılı veya sözlü sınava” tabi tutulacak şeklindeki düzenleme ile aday öğretmenlerin sözlü sınav ile adaylığının kaldırılacağı anlaşılmaktadır.

Böylece, tıpkı yönetici atamalarında olduğu gibi öğretmen atamalarında da siyasi referanslar o da yetmez hangi sendikaya üye oldukları  (ya da üye olmak zorunda kaldıkları) dikkate alınacaktır.

Yönetici görevlendirmelerinde (okul/kurum müdürleri)  tam bir kıyım gerçekleştiren İlçe, İl Milli Eğitim Müdürleri ve Bakanlık, yönetici görevlendirmelerinde görüldüğü gibi kendi ideolojik hedefleri ve yandaş sendikanın istekleri doğrultusunda kendi öğretmen sınıfını yaratma çabasındadır.    

Torba yasada yer alan bir diğer düzenleme ise öğretmenlere zorunlu rotasyon (düzenli ve belirli aralıklarla yer değiştirme) düzenlemesidir. “Öğretmenlerin hizmet sürelerine, isteğe bağlı il içi veya il dışı yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.”  Şeklindeki düzenlemede her ne kadar “İsteğe bağlı” ifadesi yer alsa da “Hizmet süreleri ifadesi” ile belli hizmet süresini (öğretmenin kaç yıl aynı okulda ya da ilçede görev yapabileceği yönetmelikle belirlenecek) dolduran öğretmenlerin rotasyona tabi tutulacağı anlaşılmaktadır.

Bakanlık, zorunlu rotasyonu öğretmenlere karşı tehdit unsuru olarak kullanmaktadır. Öğretmenlerimizin isteği dışında rotasyona tabi tutulması da sürgün anlamına gelmektedir.

Bu uygulama ile kavimler göçünden sonraki en büyük göç yaşanacak ve büyük bir karmaşa ve mağduriyet oluşacaktır. Binlerce öğretmenimiz ailelerinden ayrılacak, aile bütünlükleri bozulacaktır. Böyle bir rotasyon öğretmenlerimizi emekliliğe ve istifaya zorlamak demektir.

Hiç kimse kendi isteği dışında okulundan, çalışma arkadaşlarından ve özellikle öğrencilerinden zorla koparılmamalıdır. Özellikle dini referans alarak siyaset yapanlar hiç kimsenin ekmeğiyle oynamamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamalarına göre öğretmen açığı 120 bin olarak gösterilirken,  35 bin öğretmen atayacak olması atama bekleyen öğretmenlerin beklentileri noktasındaki samimiyetsizlik bir kez daha gösterilmiştir.

Eğitim-İş çatısı altında örgütlü on binlerce eğitim çalışanı olarak bizler emek düşmanı her türlü uygulamanın karşısında olacağız. Laik, demokratik, ulusal, bilimsel, parsız eğitimi her zaman savunacağız. Haksızlıklar karşısında sessiz kalmayacağız.

Camii önündeki güvercinlere benzetilip, atama bekleyen öğretmenlere karşı söylenmiş; “Bekliyorlar ki birileri önlerine yem atsın” sözü unutmadık, unutmayacağız.