CHP Keşan Belediye Başkan Aday Adayı, Keşan Final Dergisi Dershanesi Kurucu Temsilcisi ve Medya Keşan Gazetesi sahiplerinden Mustafa Bezbaş, dün, Keşan FM’de yayımlanan “Gündemde Öne Çıkanlar” programına konuk oldu.

Yılmaz Özkaya ile Mustafa Kabakçılı’nın hazırlayıp sunduğu program saat 14.15’te başladı. Programda, dershanelerin kapatılması, AK Parti’de aday adaylığı süreci ve hava kirliliği süreci konuları ele alındı.

Dershanelerin kapatılması konusundaki bölüme konuk olan Bezbaş, ana başlıklar halinde şunları söyledi:

“DERHANELER, 2 YIL DAHA AÇIK!”

“Dershanelerin dönüşümü konusunun 2 yıl ertelendiğini belirterek, müjdeyi verelim. Veliler kaygı içerisindeydi. Şu anda 11’inci sınıf öğrencisinin ne suçu var? Sınav ortamında bu durum kaçınılmazdı. Böylesine bir sarmalın içerisinde dershane sektörüne çok vuruldu. Yüz binlerce insanın ekmek yediği, alacak vereceğinin olduğu bir piyasada, dershanelerin kapatılması konusu gündeme geldi. Aslında bir kapatma yoktu ve bu bir dönüşümdü ama kapanmadığımızı, dönüştürüldüğümüzü vatandaşlara biz anlatmak zorunda kaldık. Sadece kendi adıma değil, bu sektörde çalışan arkadaşlarım, hepimiz bu sektörde ciddi sıkıntılar yaşadık. Veliler bize ödeme yaparlarken bile ocak ayında kapanacağımızı söylediler. Aslında gerçek düşünce, ocak ayından sonra, bir sonraki yıl için yeni kayıt alınmayacağıydı. Bu yıl kaydolanlar, haziran ayı sonuna kadar devam edecekti. Fakat bu durum da şimdi, 2 yıl ileriye ötelendi. 2 yıl boyunca rahatız. 2 yıl sonra Hükümet kalır mı? Görüşleri değişir mi? Bu bilinmez.”

“DERSHANELERİN BİR REALİTE OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”

“Dershanelerin kapatılmasında, halkın hiçbir şekilde desteği olmadı. Vatandaşlar buna tepki gösterdi. Yani insanlar, dershaneye düşman değil. Dershanelerin bir realite olduğu ortaya çıktı. Günde bir paket sigara içen bir veli, sigarayı bıraktığında pekala çocuğunu dershanede okutabilir. Bu iş bu kadar basittir. Bu örneği birçok fuzuli harcamada çoğaltabiliriz. Dershaneler aynı zamanda devlete önemli ölçüde vergi ve sigorta ödüyor. Çünkü biz denetime tabiyiz. Milli Eğitim’e ve müfettişlere gerekli belgeleri veriyoruz. Dershaneler kanunla kurulmuş kurumlar. Burada herkesin gözden kaçırdığı bir şey var. Okullar kanunla çalışıyor. Öğretmenler belli saatte çalışıyor, mesaisi bitince gidiyor. Öğretmen, dersin konusunu okulda anlatıyor. Anlamayan olunca bir daha anlatıyor ama çocuk motive olamıyor. Konu bence bu. Bu sektörde çalışan herkes fedakarca çalışıyor. Kimse bu işin çok kolay olduğunu düşünmesin. Bize teslim edilen kitle de hassas bir kitle. Biz aynı zamanda çocuk bakıcılığı da yapıyoruz.”

“GÜNEY KORE’DE YANLIŞTAN DÖNÜLDÜ”

“Dünyada en çok dershane Güney Kore’de var. Aynı sorunlar bu ülkede de yaşanmış. Bir yıl süreyle dershaneler yasaklanmış ancak öğrenciler kafelere barlara gitmiş. Uyuşturucu kullanımı artmış ve bir yıl sonra yanlış yapıldığı anlaşıldıktan sonra yeniden açılmış. Bununla ilgili doktora tezleri var.

“AİLELER, ÇOCUKLARININ ÜNİVERSİTEDE OKUMASINI İSTİYOR”

“Hiçbir eğitimci, siz istemedikçe, sizin üzerinize bir artı koyamaz. Armut dibine düşer. Hazır buluşun üzerine, algılama kapasitesi, istekli oluş, ailenin ilgisi gibi faktörler eklenir. Çocuğunun hangi sınıfta olduğunu bilmeyen veliler bile var. Öğrenci etüt istiyor. Etüt vermek gerekiyor. İstisna olarak boş geçen ders yok. Okullar görevini yapıyor. Mesele bu değil. Türkiye çok hızlı büyüyen bir ülke. Pek çok genç var. Aileler de çocuğunun üniversite okumasını istiyor. Dershaneler, velinin okulda yetersiz bulduğu çocuğunu, daha iyi bir okulda okuması için seçtiği bir seçenek. Türkiye’de sınıf atlamanın, daha iyi bir yaşamın şartı eğitimden geçiyor. Üniversite bitirmek değil, iyi bir üniversite bitirmek gerekiyor. Veliler, bunu gerçekleştirmek için dershaneyi seçiyor. Ekonomide bir çıta var. İşçi ile genel müdür arasında büyük fark var. Makas bu kadar açılırsa bu sorun bitmez. İnsanlar eğitime konsantre olmuşken bunu engellememek lazım. Dershanelerin tartışılması konusu, basında çeşitli şekilde tartışılıyor. Her şeyden önce, dershane sektöründe çalışan öğretmenler çok yıprandı. Öğretmen 48 ay vadeli ev ya da otomobil kredisi kullanmış. Dershanelerin kapatılması gündemde iken tedirgin oluyor. Sadece onlar değil, bina sahipleri, servis şoförleri ve zincirleme birçok sektör olumsuz etkileniyor.”

“BASIN KONUSUNDA SIKINTILARIMIZ VAR”

“Dershaneler konusunda basından yana epey sıkıntımız var. Sürekli, dershane parası bulamayıp intihar eden bir kadını örnek veriyorlar. Kredi kartı borcu yüzünden milyonlarca insan bulunurken bu örneği doğru bulmuyorum. Cemaatin dershaneleri  %22-25 oranında. Bunlar basının da içerisinde. Dershaneleri kapatmak demek, onlar için ibadethanelerini kapatmak demek. Benim için de günde 12 saatimi geçirdiğim bir yeri kapatıyorsunuz demektir. Cemaate karşın Hükümet’in gazeteleri de var. Onlar da dershanelerin kapatılması konusunu gündeme getiriyorlar.”

“HÜKÜMETLER, ÖZEL SEKTÖRE MÜDAHALE EDEMEZ”

“Sebebi ne olursa olsun, hükümetler, özel sektöre bu şekilde müdahale edemezler. Bu kapatma konusu Anayasa’ya ve yasalara aykırıdır. Teşebbüs hürriyeti, tıpkı insan hakları gibi evrensel bir haktır. Olaya insani yönden baktığınız zaman, konu daha farklı boyuta ulaşıyor. Örneğin KPSS soruları çalındığı zaman biz dershaneciler çok zarar ettik. Piyasaya cemaatten çok insan doldu. Ben bu sektöre, siyasi açıdan bakmıyorum. Bu mesele farklı yönlere gider.”

“BİZİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYA KİMSENİN HAKKI YOK!”

Mustafa Bezbaş, sözlerini, “Bizi itibarsızlaştırmaya kimsenin hakkı yok! 2 yıl daha dershaneler var. 2 yıl sonra kim öle kim kala.” diyerek sonlandırdı ve dershanelere emek veren tüm kurucu, yönetici, öğretmen, şoför ve hizmetlilere teşekkür etti.