Bülent Saylam
Bora Akyol 

Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Uluslararası Ticaret bölümünün 3 öğrencisi ile 24 Kasım 2016 tarihinde Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası)’nun AB Girişimcilik haftası nedeniyle verilen kahvaltı sonrası yaptığımız röportajda projelerini anlattılar. Uluslararası Ticaret bölümünün 3. sınıf öğrencisi Merih Özlem Keçecigil, 4. sınıf öğrencisi Onur Karadaş ve 2. sınıf öğrencisi Huzeyfe Dağlı okudukları şehir Keşan’a nasıl katkıda bulunmak istediklerini, Keşan’da kalma nedenlerinin neler olduğunu ve Keşan TSO ile olan bağlarını anlattılar. Keşan TSO Başkanı Mustafa Helvacıoğlu da üniversite ve oda işbirliği hakkında görüşlerini aktardı.

4 ARKADAŞ OLARAK BU PROJEYİ HAZIRLADIK

Uluslararası Ticaret bölümü 3. sınıf öğrencisi Merih Özlem Keçecigil, projelerinin amacının, Keşan ve Trakya Bölgesi’ne katkı sağlamak olduğunu söyledi.  Keçecigil şunları kaydetti: “Uygulama Bilimlerde okuyoruz ama teorik bilgilerimizi pratiğe dökemiyoruz. Bunun için de Keşan TSO Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’na Kasım ayının sonuna doğru bir fikir sunduk. İki görüşmemiz oldu. İlkinde projeyi sunduk hoşuna gitti. İkincisinde projeyi biraz daha detaylı konuştuk. Bir görüşmemiz daha olacak o da projeye yönelik olarak sonuç odaklı olacak. Biz 4 arkadaş olarak bu projeyi hazırladık ama projeye katılımları arttıracağız öğrenci arkadaş sayımızı.

KEŞAN’IN MARKALAŞMIŞ, TESCİLLENMİŞ ÜRÜNLERİNİN

EKSİKLİKLERİNİ GİDERMEK İSTİYORUZ

Projemizde şöyle Trakya’nın ve Keşan’ın markalaşmış, tescillenmiş ürünlerinin eksikliklerini gidermek istiyoruz. Örneğin sosyal medyada bu ürünlerin yeteri kadar yer almadığını düşünüyoruz. Okulumuzda Uluslararası Ticaret bölümünün yanında 5 bölüm bulunuyor. Biz bu projenin bütün bölümleri içermesini istiyoruz. Sosyal medya konusunda Bilgisayar Teknolojisi bölümü, ticaret konusunda Uluslar arası Ticaret veya muhasebe konusunda Banka bölümü olabilir. Bu ürünlerin satış ve pazarlama konusunda bölgedeki işletmelere yardımcı olacağız.”

BİZİM DÖNEMİMİZDE KEŞAN’DA BİR GELİŞİM SAĞLANDI

Son senesi olması nedeniyle bir burukluk yaşadığını söyleyen Uluslararası Ticaret bölümü 4. sınıf öğrencisi Onur Karadaş da “Benim dördüncü yılım Keşan’da son senem artık okulum bitiyor bunun burukluğunu şimdiden yaşıyorum. Biz Keşan’ı ilk seneden beri seviyorum özellikle bizim dönemimiz. Bizden önceki dönem pek sevmiyordu. Daha önceki dönem zor zamanlar geçirdi. Bizim dönemimizde Keşan’da bir gelişim sağlandı. Keşan’da yenilikler var şu an sinemamız açıldı. Daha önce üniversite gençliği için problemken şu an değil. Gelişmeler var bu bizim için büyük fırsatlar büyük umutlar getirdi.” şeklinde konuştu.

ESNAFIN ÇOĞUNU İSİM İSİM TANIYORUZ

Karadaş, şunları söyledi:Büyük şehirden küçük şehre geldiklerinden yadırgadıklarını İlk geldiğimizde düşünüyorduk. Biz Keşan’a büyük şehirlerden geliyoruz. Ben İstanbul’dan geldim. Üniversitenin yaklaşık % 70’i İstanbul’dan gelen öğrencilerden oluşuyor. Burası ilk başta yadırganıyor. İnsanların çağımızda unutmuş olduğu ve burada hatırlamış olduğu bir şey var. Keşan küçük bir semt küçük bir ilçe üniversitemiz küçük ve samimi bir ortama sahip, biz bunu keşfettik. Büyük şehirden küçük şehre gelince biz buranın samimiyetini keşfettik. Şu an esnafın çoğunu isim isim tanıyoruz.

BİZ KENDİMİZİ KEŞAN’A BORÇLU HİSSETTİK

Keşan bize bu şekilde kucağını açtı. Öğrenci olarak bize Keşan çok fırsatlar sunuyor. Biz her etkinliğimizde esnafımızdan destek alıyoruz. Bize sürekli yardımcı oluyorlar ve destek oluyorlar. Biz kendimizi Keşan’a borçlu hissettik. Ve şunu da fark ettik büyük şehirden küçük şehre geldiğiniz zaman büyük şehir, insanları genelde boğuyor. Ve küçük şehirde büyük insan olmak, biz bunun daha iyi olacağını düşündük. Attığımız adımlarla kendimizi gösterebildiğimizi gördük ve bu da bizim hoşumuza gitti.

LANSMANDAN ÇOK ETKİLENDİM

Biz şunu bir de fark ettik. Kriz olduğundan bahsediliyor, iş olmadığından, fırsat olmadığından söz ediliyor. Krizler ve esneklikler farklı açıdan bakıldığı zaman bir fırsat. Belki de yeni yollar açıyor insanlara yeni düşünceler veriyor. Biz de bu fırsatları eksiklikleri değerlendirmek istedik. Geçen sene de Keşan TSO’nun işlerinde çalışıyorduk. Dağıtım işleri dergi işleri gibi.

Bizim bu proje fikrini veren Keşan TSO başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun bizi İpsala Pirinci lansmanına davet etmesiydi. Ben özellikle lansmandan çok etkilendim. Çünkü biz öğrenciyiz, insanlardan destek bekliyoruz. insanlar bize fırsat versin diye bekliyoruz. burada onu gördüm. Lansmandan kendime bir iş fırsatı bulacağımı gördüm ve verilen desteklerden de yararlanabileceğimi düşündüm. Çünkü bölgede bir markalaştırma çalışması var. Bu markalaştırma çalışmasını yapan da Keşan TSO ve daha önceden de Keşan TSO’nun üniversitemiz ile yaptığı çalışmalar vardı. Buna da güvenerek ‘ben öğrenciyim’ bu yolu denersem ne kaybedebilirim ki dedim. Burada deneyim elde edebileceğimizi düşündük. Bölge insanının samimiyetine güvenerek ve bölgeden biri gibi düşünerek Keşan’da verilen bu markalaştırılma çalışmasına biz de üniversite öğrencisi olarak destek verelim dedik.

Biz burada üretim, satış pazarlama yapan işletmelere fayda sağlamak istiyoruz.”

EKİP RUHUNU ÖĞRENMEMİZ LAZIM

Uluslararası Ticaret bölümü 2. sınıf öğrencisi Huzeyfe Dağlı ise bu bölgeden biri olduğunu kaydettikten sonra Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu’na geliş nedenlerini ve projede neler yapabileceklerini anlattı. Dağlı şunları söyledi: “Ben de bu bölgenin çocuğuyum, Uzunköprü’de çeltikçilik yapıyorum. Benim burada okumamın sebebi hem kendi işime katkı sağlamak hem kendimi geliştirmek hem şehrimize katkı sağlamak. Bazı şeyleri markalaştıralım birlikte çalışalım ekip oluşturalım hani bu tür şeylerde kendimizi gösterelim. Ekmek aslanın ağzında mezun olduğumuz zaman kimse bize demiyecek bölümün ne puanın ne iş yaparsın bana para kazandırabilir misin saha tecrübeye dayalı işler olduğu için biz bu işi biraz da pratiğe dökmeye çalışıyoruz. Örneğin nitelikli satış teknikleri öğrenmemiz lazım. Ekip ruhunu öğrenmemiz lazım.

EN BÜYÜK DESTEKÇİMİZ KEŞAN TSO

Uluslararası Ticaret bölümü 3. Sınıf öğrencisi Onur Karadaş, bizim 4 kişilik bir çekirdek kadromuz var. Ama ekibimizi daha arttıracağız. Kariyer ve girişimcilik kulübü adında bir oluşumuz var. Rektörlüğe yollayıp bu kulübümüzü resmileştireceğiz. Ve bütün etkinlikler de bu kulüp adı altında yapılacak. Üniversite ve Ticaret Odası arasında bir köprü sağlayacağız. En büyük destekçimiz Keşan TSO. Biz de buna güvenerek sağlam adımlar atmaya çalışıyoruz. Amacımız bu kulübün sürekliliğini sağlamak. Kurumsal bir yapı oluşturmak istiyoruz.

Faydalı bir proje olacağını düşünüyoruz. Hem öğrenciler üretim tesislerini, atölyeleri hem Ticaret Odası tarafından stajyer olma imkânını alabilecek pratikte bir şeyler öğrenecekler.”

BU ÇOĞUNLUĞA BİR SES VERMEMİZ GEREKİYOR

Keşan TSO Başkanı Mustafa Helvacıoğlu da odalarının Keşan’da ikamet eden üniversite öğrencileri ile ortak çalışmalarının son derece başarılı olduğunu söyledi. Helvacıoğlu, şunları kaydetti: “Hatta Türkiye çapında örnek bir oda üniversite iş birliği gerçekleştirdik. Keşan ve İpsala’da yüksekokulda ve Uygulamalı bilimler yüksekokulunda okuyan öğrencilerden oluşan bir öğrenci meclisi oluşturduk. Bu Türkiye’nin hiçbir yerinde yoktur. Bu öğrenci meclisini ticaret odasının meclisinde resmi olarak tanıdık. Bu öğrenci meclisimiz toplantı yapmaya başladı. Üniversite ile şehrin köprüsü olmaya çalıştılar. Yani halkla, ticaretle olan kültürel ve sosyal anlamda ilişkileri güçlendirerek bize rapor hazırladılar. Şehrimize üniversiteye gelen öğrencilerimiz 3 bin kişi olmaya başladı ve Keşan artık bu 3 bin kişiye olağanüstü adapte olmaya başladı. Yani Keşan ilçesi üniversiteye adapte olmaya başladı ama iletişimsizlikten dolayı sorunlarımızı, faydalarımızı ve eksilerimizi göremez hale geldik. Bu çoğunluğa bir ses vermemiz gerekiyor. Bu çoğunluğun sorunlarını duymamız gerekiyordu. Bu konuda da görev bize düştü. Çünkü insanlar neden üniversite okurlar? İş hayatına hazırlanmak için. İş hayatına hazırlanmak için okuyorlarsa bizim derdimiz onların bu hazırlık aşamasında onlara destek olmak ve yardımcı olmak.

HER YIL 700 BİN İŞSİZ İŞ ARAMAYA BAŞLIYOR

Şunu diyebilirsiniz Üniversitede okuyanlar Keşan’da mı kalıyor da yardım edelim? Öyle bir şey yok. Bu vatan bizim. Bu bayrak bizim. Bu memleket bizim. O yüzden neresine giderlerse gitsinler. İyi bir işletmeci ve iyi bir girişimci olmak zorundalar. Çünkü her çakılan çivi memleketin artısıdır diye düşünüyorum. Katma değerdir diye düşünüyorum. Ülkemizde gençlik nüfusunun yüzde 20’lere ulaştığı, işsizliğin yüzde 20’lere ulaştığı bir dönem yaşıyoruz. Bu çok fazla bir oran. Her yıl 700 bin işsiz iş aramaya başlıyor. Bizim ülkemizin de mayasında olan en önemli özelliğimizi ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bunun adı girişimcilik. Bu girişimciliği yüksekokulda okuyan kardeşlerimize iyi aşılamamız lazım. Girişimciliği iyi anlatmamız lazım. Onları girişimci bir birey olmaları için hazırlamamız lazım.

ÇEKİRDEK BİR ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNDEN KADROYU OLUŞTURDUK

Bu vesile ile biz de Keşan bölgesinin en iyi girişimci bölge olduğunu düşünürsek. Farkındaysanız 50 yaş üstü girişimci işletmemiz azdır. Babalar artık evlatlarına bırakmıştır işi. ‘Şimdi biz ne yapacağız?’ Dedik ki köprü olalım sanayi üniversite iş birliğine. Bunu biz Sayın Valimiz ve sayın rektörümüzle de görüştük. Keşan’da spot çalışmalar yapmamız gerektiğine inandık. Çekirdek bir üniversite gençliğinden kadroyu oluşturduk. Önümüzdeki 1 ay içerisinde çok sık bir araya geleceğiz. Onları dinlediğimizde bilmediğimiz bir şey ortaya çıktı. ‘Biz okuduğumuz yerde karnımızı doyurmak istiyoruz’ dediler. Neden? Keşan’a alıştık. Keşan bize sıcak davranıyor. Keşan bize gelecek vaat ediyor. Üniversitede okuyan kardeşimiz bile Keşan’ın geleceğini iyi okumuş ki burada kalmak istiyor. Bu çok önemli bir mesaj aslında. Biz şimdi bu mesajı artıya dönüştürmek için Keşan’da okuyan isteyen üniversite gençliği ile koşacağız. Firmalarımızı gezeceğiz. Onları firmalarımızla tanıştıracağız. Firmalarımızı onlarla tanıştıracağız. Anketler düzenleyerek Keşan’ı daha iyi tanımalarını organize edeceğiz. Onlarla yaptığımız konuşmalarda birçoğu Keşan’da kalmak istediklerini ifade ediyorlar. Hepsi değil yanlış anlaşılmasın. Her yıl 3 bin kişi Keşan’da kalacak diye bir şey yok.

BEDAVA BEYİN GÖÇÜ, BÖYLE GÜZEL BİR ŞEY VAR MI?

Şundan memnun oldum akıl gücü göç ediyor. Düşünebiliyor musunuz? Keşan’a 200-300 üniversite öğrencisi kalmış olsa. Akıllı beyin göçü geliyor. Bugüne kadar Keşan’da nerden nüfus artıyordu? Vasıfsız elemandan artıyordu. Enterasan bir fark var bunu ayırmamız lazım. Anadolu’dan kardeşlerimiz ama maden sektöründe ama tarım sektöründe ama inşaat sektöründe çalışmaya geliyorlardı. Buradaki işletme sahipleri onları işe alıyorlardı. Ama işletme sahiplerinin çocukları büyük şehirlerde okuyup geri dönmüyorlar. Burası ilginç değil mi? Oradaki arkadaşlar Keşan’a çalışmaya geliyor. Buradaki işletme sahiplerimizin çocukları büyük şehirlerde okuyor ve geri dönmüyor. Çok tezat olan bir tablo. Çoğunluğu büyük şehirlerde kalıyor. Babası burada. Babası ile iş bitiyor. Oysa Baba’nın çok güzel işi var ama oğlu gelmediği için Baba işi bitiriyor. Baba’nın işi Baba’nın ömrü kadar oluyor. Oğlu 2 bin liraya İstanbul’da çalışıyor. Oysa burada çok büyüyecek bir marka işini kapatıyor. Bunları biz ayırt etmemiz lazım. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Biz burada doğan çocuklarımızı geri döndüremiyorsak burada okuyan arkadaşlar zaten 4 yıldır burada okuyorsun Keşan’ı tanıdın, Keşan’a alıştın şimdi gel Keşan’da işletmelerimize destek ol. Onlar da bizim çocuklarımız. Burada ithalat, ihracat, AR-GE yapmak istiyorlarsa işte hodri meydan. Bizim işletmelerimizi de büyütürler. Bize katma değer sağlarlar. Bedava beyin göçü, böyle güzel bir şey var mı? Biz bunları neden kaçıralım? O yüzden biz bu olaya sıcak bakmamız lazım.

KEŞAN BÜYÜYECEKSE KENDİSİ ÇALARAK KENDİSİ OYNAYARAK BÜYÜMEZ.

Burada okuyan kardeşlerimiz burada kalabilirler. Kalmaya da müsaitlerse bizler de destek oluruz. Destek olmaya da hazırız. Çünkü Keşan büyüyecekse kendisi çalarak kendisi oynayarak büyümez. Keşan’ın nüfusu yaşlanıyor. Madem bizim çocuklarımız geri gelmiyor. O zaman burada okuyanlarla yol alabiliriz. Bu da bir seçenek. Belki bu cümlelerimle tepki alabilirim ama büyümek için, katma değer için, istihdam için, gelecek için, tasarım için Keşan böyle bir duruma hazır olmalı. Çok kalacak olanı düşünmüyorum ama 50 kişi bile kalsa biz 50 kişiye kapılarımızı açsak bile o 50 kişi açık söylüyorum alın terini akıl terine dönüştürür ve dünyayı bize daha iyi anlatır. Bilgi toplumu geliyor. Arkadaşlarımızın hepsi okuyan arkadaşlarımız, hepsi dijital dünyaya dijital ekonomiye ayak uydurabilecek arkadaşlarımız. Aksi takdirde biz küme düşecek bir yapıya gidiyoruz. Kurumsallıktan uzaklaşıyoruz. Markalaşamıyoruz. Keşan’ın coğrafyası açısından ürün yapısı ve çeşitliliği açısından tarım, ticaret, turizm açısından gelecek için kıymet arz ediyor. Biz bu kardeşlerimizi de yanımıza alarak çocuklarımızla beraber önemli aşamalar kaydederiz. Türkiye’ni ve Trakya’nın en iyi noktalarından biri olacak kadar Keşan’da potansiyel var. Bu potansiyelin altını doldurmak için şarelerimizden biri de buradaki üniversite gençliğini içimize katmak.”

KEŞAN YÇUBYO ÖĞRENCİLERİ KEŞAN’DA KALMAK İSTİYOR

Keşan YÇUBYO Uluslararası Ticaret Bölümü 3 öğrencisi ve Keşan TSO Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’yla gerçekleştirdiğimiz röportajdan 1 hafta sonra Keşan YÇUBYO’da okuyan 100 öğrenci ile yapılan ankette ilginç sonuçlar çıktı. Ankette öğrencilere ilk olarak “Bir daha üniversite okuma şansınız olsaydı, Keşan’ı tercih eder miydiniz?” sorusu sorulduğunda % 61’i Evet derken % 30’u Hayır yanıtı verdi. “Mezun olduktan sonra Keşan’da çalışmak ister miydiniz?” şeklinde sorulan ikinci soruda ise % 58 Evet % 42 Hayır yanıtı verdi.