Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Keşan Belediyesi ev sahipliğinde 7-8 Kasım 2014 tarihlerinde düzenlenen II. Uluslararası Keşan Tarih Sempozyumu verileri ışığında Keşan tarihinin kitabının yazılacağını bildirdi. Beksaç, kitabın, Keşan’ın erken süreçlerinden başlayarak yakın süreçlerine uzanacağını kaydettiği açıklamasında,  “2 sene önce gerçekleştirilen II. Uluslararası Keşan Tarih Sempozyumu kitabı için Keşan Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özcan’dan söz aldık. Bu konuda Başkanın kendisi tarafından gelen bir teklif var. Keşan tarihinin hazırlanması konusunda biz de başkana söz verdik. Keşan’ın erken süreçlerinden başlayarak yakın dönemlere uzanan bir Keşan tarihi… Hatta bana kalırsa çalışmada ben mahalli tarihçilerden de faydalanmak istiyorum.Bizden istendiği takdirde 3. Sempozyumu da yaparız, buna her zaman hazırız. Çünkü Keşan bunu kaldırır.” dedi.
K
EŞAN, ENEZ, İPSALA BİR BÜTÜN
Keşan, Enez ve İpsala’nın bölge olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Beksaç, bu üç yerleşimin tarihsel süreçlerine değindi. Enez’de yapılacak çalışmaların Keşan’ı etkileyeceğini belirten Prof. Dr. Engin Beksaç,  şunları söyledi: “Bu noktada Enez de çok önemli. Enez Keşan’dan kopuk bir yer değil. Esasında burada bir şey yapılacaksa Enez ve hatta İpsala Keşan’la bir bütün teşkil ettiği için 3’ü bir bölge olarak değerlendirilebilir. En erken süreçlerden en yakın süreçlere kadar bu 3 merkez aslında bir bütün. Bu nedenle bu 3 ilçenin birlikte hareket etmesi turizm potansiyeli açısından büyük bir atılım yapmasını sağlayacaktır. Ancak şu anda Enez’in altyapısı müsait değil ve bu 3 ilçe içinde gördüğümüz kadarıyla en zayıf durumda olan da maalesef Enez. Amacımız, bizim çabamızla bunu desteklemek, bunu açığa çıkarmak, açıkları göstererek gerekli tedbirler alınmasını sağlamak. Enez’de yapılacak olan çalışmalar Keşan’ı da etkileyecektir.  Mesela burada burnumuzun dibinde koskoca bir başkent yatıyor: İpsala. Trak krallarının başkenti olan bir İpsala var. Daha sonraki süreçte kâini şeflerinin başkenti olan bir yer de Keşan’ın sınırları içinde şu anda. Muhtemelen bu Kainoforyum adıyla bilinen bir kent, Antik Çağ kayıtlarında adı var. Fakat verilen yerler yanlış. Sinekli taraflarını falan veriyor ama değil. Kâini bölgesi şu andaki Keşan’ın bölgesidir. Kâini Keşan bölgesinin kabilesidir. Ve onların kale kenti de muhtemelen Keşan sınırları içinde bir yerdedir. Burada kıyıda, hemen denizin kenarında şu anda değerlendirilmeyi bekliyor. Kutsal alanlarıyla, tahkimatlarıyla çok güzel bir kale. Daha sonra Roma ve Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır. Burası Kalekoy’daki kale. Benim şahsi görüşürüm, muhtemelen Kainoforyum olarak bahsi geçen yer, Drigles’in kalesi burası.”
KEŞAN ÇOK ÖNEMLİ BİR YER
Keşan, İpsala, Enez’in bütünlük teşkil etmelerine karşın Keşan’ın yine de bağımsız bir bölge olduğuna dikkat çeken Beksaç, sözlerini şöyle tamamladı: “Keşan şu anda bağımsız bir bölge olarak görünüyor. Trakya içinde kendi başına merkezden farklı bir bölge. Yani bir tez var, Keşan’ın il yapılması tezi, esasında Keşan şu an zaten Edirne’ye her ne kadar bağlıysa da il gibi duran, il gibi hareket eden bir yer. Yapmış olduğumuz çalışmalar, erken döneminde de, yakın süreçlerinde de kültür tarihine baktığımız zaman Trakya’da 2 bölge görüyoruz. Bir güneydeki bölge, bir de kuzeydeki bölge var. Kuzeydeki bölge genellikle Uzunköprü’nün ortasından geçen bir hat halinde Uzunköprü, Meriç, Merkez İlçe, Süloğlu ve Lalapaşa ile Edirne’nin kuzey kesimi karşısında tamamen farklı bir kültür geleneği ile oluşan bir de güney kesimi var. Bunun içinde de Keşan, İpsala, Enez, Malkara ve Şarköy var. Bu hatta baktığımız zaman böyle bir yapılanma zaten var. Osmanlı kayıtlarında da gördüğümüz böyle bir idari bölüm var. Ondan önce Trak döneminde de böyle bir idari bölüm var. Orta Çağ’da da böyle bir idari bölüm var. Tabi Keşan’ın yakınlarında olan büyük savaşlar da var. Mesela 1206 tarihinde kaleden çıkan bir haçlı grubuyla Kumanlar’ın arasında yapılan bir savaşı biliyoruz. Çok önemli bir yer Keşan. Bunun değerinin bilinmesi lazım. Turistik açıdan da bunlar değerlendirilebilir.”