Yaklaşan Ramazan Bayramı öncesinde şüphesiz en tatlı telaşı tatlıcılar ve şekerlemeciler yaşıyor.

Birinci sınıf tatlı yemek isteyen vatandaşlar, baklavacılar ve şekerlemecilerin kapısını çalmaya devam ediyor.

Tatlı ustaları ise işyerlerindeki kapasiteyi artırdı ve taleplere yetişebilmek için imalathanelere kapandı.

Tatlı ustaları, Keşanlı vatandaşların bayramda damaklarında hoş bir tat bırakabilmek için gecesini gündüzüne katmaya devam ediyor.

AYCİL: “5 DUYU ORGANINA HİTAP EDEN TATLI YENMELİ”


Baklavada kalitenin bozulmaması gerektiğine dikkat çeken Uğur Aycil, baklavanın, yağıyla, fıstığıyla, işçiliğiyle insanın 5 duyu organına hitap etmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Baklava mideyi yakmayacak, gözlere hoş görünecek. Tereyağından arıtılmış sadeyağ kokusu olacak. Ağza alındığında 'hış' sesi çıkacak ve bu sesi de kulaklarınızla duyacaksınız. Maliyeti düşürmek için şekerlemelerden şeker yerine yarı fiyatına olan denetimsiz glikoz ve türevi tatlandırıcılar, baklava türü tatlılarda ise Antep fıstığı yerine yeşile boyayıp fırınladıkları yer fıstığını veya rengi nedeniyle yeşil bezelyeyi kullanabiliyorlar. Üretimde son kullanma tarihi geçmiş hammaddeler kullanılabiliyor. Un, yağ, tereyağı, fıstık ve cevizde düşük kalite hatta tarihi geçmiş ürünler tercih edilebiliyor. Özellikle bu dönemde vatandaşlar, üretim izni olmayan ve seyyarda satılan şekerleme ile tatlılara rağbet göstermemeli.

GÖLEMEN: “TAZELİK ÇOK ÖNEMLİ”


Lokum yemek isteyen vatandaşların glikoz kullanılmayan şekerlemelerden yemesi gerektiğini vurgulayan Nevin Gölemen, “Keşan’da belli başlı yerler var. Vatandaşımız güvenilir yerlerden tatlı ve şekerlemelerini almalı. Mısır glikozu çok zararlı. Buna dikkat edilmeli. Kalite önemli. Taze olması da önemli. Biz bu işi dededen babadan beri sürdürüyoruz. Bu nedenle yaptığımız iş ortada. Tüketicinin haklarına saygı göstermek zorundayız.  Fazla şeker sağlığa zararlı, bu nedenle bayramda dengeli tüketim yapılmalı. Vatandaşlarımız lokum, şekerleme, baklava gibi tatlı türlerinde aşırıya kaçmamalı. Her tattan belirli ölçüde alsınlar fakat sağlıklarını zora sokmasınlar.”  dedi.

ÖĞRETİCİ: “ŞEKERLEME ÜRETİMİNDE SAĞLIK VE HİJYEN ŞARTLARI ÇOK ÖNEMLİ”


Sare Öğretici ise sağlıksız ortamda imal edilen ucuz şekerlerin bayramınızı zehir etmemesi için şu uyarılarda bulundu: “Toz şeker fiyatından bile ucuza bayramlık şeker satışı yapanlar var. Şekerleme üretiminde sağlık ve hijyen şartları çok önemli. 3-5 liraya misafire ikram edilecek şeker alınmaz. Tatlı ve şekerlemeleri daha çok çocuklar tükettiği için ayrıca dikkat edilmeli. Kimi zaman ünlü markaların taklit ürünlerine de piyasada rastlıyoruz. Sadece bayram öncesi piyasaya sürülen adı sanı duyulmamış markalara rastlıyoruz. Bunlar merdivenaltı üretilen ve sadece bayramlarda ortaya çıkan sağlıksız ürünler. Bu ürünlerin içeriği dahi tam olarak belli değil. Vatandaş dikkatli olmalı, aldığı ürünü dikkatli seçmeli.”

ASLAN: “VATANDAŞ ARAŞTIRMA YAPSIN”


“1 kilo fıstık 40 TL, 1 kilo ceviz 25 TL peki 1 kilo baklava 9.90 TL olursa nasıl düşünürsünüz?” diyen Coşkun Aslan, vatandaşların bayramda dikkatli olmasını belirterek “Vatandaşların tatlı türlerinde iyi araştırma yapması lazım. Bilindik yerlerden alınması önemli.  Standart bir müşterimiz var. Keşan’da tatlı türü satış yapanlar arasında fiyatta bir dengesizlik var. Biz kalitemize göre fiyat söylüyoruz. En kaliteli malzemeleri koyar ona göre fiyat belirleriz. Başkası bezelye mi koyar fiyatı mı düşürür biz bunu bilemeyiz. 16-25 TL arasında satışımız oluyor. Vatandaşın çok dikkatli olması lazım. Çünkü ucuz ürün aldıktan sonra vatandaşın sağlığı ile kimse oynamıyor aslında o kendi sağlığı ile oynamış oluyor.” şeklinde konuştu.