Ercan, açıklamasında şunları söyledi: “Açtığım dava üzerinde Belediye Başkanımızın vermiş olduğu beyanata dayanarak ben hiçbir zaman 3-5 kuruş kömür satacak kadar iş yapan bir insan değilim. Vatandaş adına yapmış olduğum bu dava dilekçesini, vatandaşlarımızın yüksek fiyatlarla kömürlerini tedarik etmesinin zor olduğuna inandığım için açtım. Başkanımıza buradan hürmetlerimi saygılarımı sunuyorum. Ama Başkanımız burada kendisini ön planda tuttuğu için halkımız da, Başkanımızın bu işi yaptığını zannediyor. Aslında Çevre Müdürlüğü ve Valiliğin almış olduğu bir karardır. Bunu ayrıca tenzih ederim. Başkanımızın bahsettiği gibi Trakya kömürlerinin zenginleştirilerek 5800 kalori kömüre çıkarılması olasılığı bence yoktur. Çünkü zenginleştirilmiş denilen kömür, kükürt oranları yüksek olan bir kömürdür.”
KÜKÜRT ORANININ DÜŞÜK OLMASINA NEDEN DEĞİLDİR
Saim Ercan, şöyle devam etti: “Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi alınan kararın 2. bendinde Keşan İlçesi dışında tüm ilçelerde kullanılacak yerli kömürlerin özellikleri bilhassa okunması gerekir. Burada verilen doneler kükürt oranının en çok %2 olmasını söylemektedir. Ayrıca ithal kömürde de kükürt oranı %1.6’dır. Dolayısıyla kükürt oranı %2 üzerinde olmayan kömürlerin satışının yapılmasını ben öneriyorum. Kömürün kalorisinin yüksek olması kükürt oranının düşük olmasına neden değildir. Havamızı kirleten unsurlardan bir tanesi kükürttür. Kükürt yükseldikçe hava kirliliği daha fazla artmaktadır. Benim önerim 1. maddenin 2. bendinde belirtilen merkez ilçe ve ilçelerde kullanılan kömürlerin verilen doneler içinde olmasını istiyorum. Ayrıca 5800 kalorilik kömür kullanımında bildiğimiz gibi ilçemizde bulunan kömür kazanlarının hemen hemen %70’i eski ve yorgun kazanlardır. Bu kazanlar metal yorgunluğu dediğimiz saçın incelmesiyle metal yorgunluğunu almıştır. Kullanılacak olan 5800 kalorilik kömürler bu kazanlarımızı kısa bir süre içerisinde patlatarak vatandaşlarımıza daha çok maliyet getirecektir.”
KAFA KARIŞTIRMAK İÇİN BU DAVAYI AÇMADIM
Ercan, son olarak şunları kaydetti: “Ayrıca evlerde yakılan sobalarda kömürler poşetler içerisine konularak kovalı sobalara atılıp yakılmaktadır. Bunları kim önleyecektir? Bu hava kirliliğinin nedenlerinden biridir. Sadece hava kirliliği kömürden kaynaklanan bir unsur olmadığı için ayrıca bunların nedenlerinin de tekrar araştırılması gerektiğine inanıyorum. Örneğin kirliliğin bir sebebi de kazan yakıcılarının en az 4-5 kazanı birden yakıp diğer kazanlara yetişebilmesi için sürekli kömürü kazan içerisine atıp yanmadan duman halinde çıkmasından da kaynaklanıyor. Yani kazan yakıcılarının en fazla konut sayısına göre belirlenecek nispette kazanlarını yakmalarını öneriyorum. Bunu da hava kirliliğinin nedenlerinden biri olarak düşünüyorum. Ben hiçbir zaman kafa karıştırmak için bu davayı açmadım. Birkaç kömürcünün yaptığı bir olayda değil, vatandaş olarak halkımızın daha ucuz ve daha temiz kömür yakması için uğraşıyorum. Davamı kazanacağıma inanıyorum. Yöneticilerimizin de bu davaya müdahil olmasını tavsiye ediyorum. Karar sonuçlanana kadar yinede kömür alacak vatandaşlarımızın beklemelerini tavsiye ediyorum. Ayrıca 5800 kaloriyi baz olarak alan karar da niçin 6800 veya 7800 denmedi. Havayı kirleten unsur sadece kükürt oranının yüksek olması ve bunun yanında yakılan çam kozalakları ve diğer şeylerin bulunmasından kaynaklanmaktadır. O sebepten dolayı Başkanıma hürmetlerimi sunuyorum. Hiçbir şekilde art niyet düşünmedim. Fakat Trakya kömürlerinin de zenginleştirilerek 5800 kaloriye çıkarılmasıyla bu kaloriyi tutturduk diyerek kükürt oranı yüksek kömürlerin satışına da izin verilmemesini de öneriyorum. Kalorinin yüksek olması kükürdün az olmasına neden değildir. Bu sebepten Başkanıma bu konuda daha titiz davranmasını istiyorum ve bu titizliği göstereceğine inanıyorum.”
