SONGÜL KONAR

Kasımoğlu, hayvanların, barınma, koruma, yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçlarını karşılayan insanlara, bunun karşılığını fazlasıyla verdiğini belirterek, "Havlayarak tehlikeleri önceden haber vererek. Daha sonra avlanma ve koruma gibi görevler de üstlenen köpekler, bugün arama kurtarma, bomba ve uyuşturucu bulma, rehberlik ve daha birçok alanda başarıyla çalışıyorlar. Köpeklerin doktorluk yaptıkları da pek bilinmeyen bir gerçek. Günümüzde hepimizin korktuğu hastalıkların başında kanser geliyor. Birçok kanser türünde olduğu gibi, özellikle akciğer kanseri yıllarca hiçbir belirti vermeden gizli seyreden bir kanser türüdür. Bu nedenle, tedavinin başarılı olabilmesi için erken tanı kesinlikle gerekli. En çok tercih edilen tanı yöntemleri CT (bilgisayarlı tomografi) ve PET Scan’dir (pozitron emisyon tomogrofi). Ancak bu yöntemler oldukça pahalıdır. Ayrıca yanılma payı vardır ve vücuda zarar verebilir. Oysa son yıllarda çok daha zararsız, doğruluk payı yüksek ve sevimli bir yöntem keşfedildi. Bu keşfi yapanların da köpekler olduğu açıklandı."  dedi.

"BAŞARI ORANLARI %97"

Konuyla ilgili açıklamasına devam eden Barış Kasımoğlu, bir köpeğin burnunun, insanınkinden çok daha fazla duyarlı olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi; "Bunu hepimiz biliyoruz, fakat ne kadar? Bir bardak çayı alın, içine bir kesme şeker atın ve karıştırmadan yakından koklayın. Şekerin kokusunu alabilecek misiniz? Belki çayın değişen kokusunu algılayabilirsiniz. O şekeri olimpik bir yüzme havuzuna attığınızda, köpek o havuzdaki şekerin kokusunu algılar ve size 'Bu havuzda bir adet kesme şeker var' der. Köpeklerin bu özelliklerinin tıp alanında kullanımı 1970’lere kadar uzansa da, bu alanda son 20 yılda yapılan çalışmalar gerçekten çok şaşırtıcı. En son yapılan çalışmalardan birinde, 3 adet beagle cinsi köpek, 8 haftalık bir eğitimden sonra işe koyuluyorlar. Kötü huylu akciğer kanseri olan ve sağlıklı bireylerden alınan kan örnekleri köpeklere yakın mesafeden koklatılıyor. Kanserli hastalardan alınan kanları koklayan köpekler oturarak patisini uzatıyor ve pozitif olduğunu işaret ediyor. Sağlıklı bireylerden alınan kanları kokladıklarındaysa kafalarını çevirip gidiyorlar. Başarı oranları %97 (Thomas Quinn, professor at Lake Erie College of Osteopathic Medicine). Bioscent DX’den bir araştırmacı Heather Junqueira’nın, clicker yöntemiyle eğittiği 4 beagle cinsi köpek ile yaptığı bir başka çalışmada ise hasta kanlarda %96,7, sağlıklı kanlarda %97,5 başarı elde ediyor ve 'Bu çok duyarlı yöntem binlerce hayat kurtarabilir ve tedavi metodlarını değiştirebilir' diyor. 2017’de yapılan bir başka çalışmada ise inanılmaz bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu defa Alman çoban köpekleri 6 aylık yoğun bir eğitimden geçirilerek kullanılıyorlar. Bu amaçla göğüs kanseri olan 31 hastanın göğüs kısımlarına sardıkları bandajlar kullanılıyor. Bu bandajlar delikli bir kutunun içine konuyor ve köpeğin burnu bu delikten sokularak koklatılıyor. Pozitif ise köpek kutunun başında oturuyor ve kutuyu patisiyle itiyor. İlk denemede köpekler 31 kanserli bandajın 28’ini tespit ediyor. Bunun üzerine 1 aylık eğitimden daha geçirilen köpekler 2. turda bandajların tamamını tespit ediyor ve %100’lük bir başarı sağlıyorlar.  Çalışmanın başındaki İsabelle Florantin büyük şehirlerdeki tanı imkanları küçük yerleşim yerlerinde olmadığı için, tanı için çok geç kalındığını ve tedavi imkanlarının olmadığına vurgu yapıyor. Oysa köpeklerin, en ileri teknolojileri bile geride bırakan koku duyuları belki de birçok hayat kurtarabilir."