BÜLENT SAYLAM-NAZAN KAPLAN-SONGÜL KONAR-AYGÜL KONAR

Köy halkının ve çevrecilerin katılım gösterdiği toplantıda bilgilendirme yapacak olan şirket yetkililerine halkın itirazları ile sunum yapılmasına izin verilmedi. Toplantı Edirne Çevre İl Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici başkanlığında komisyon üyeleri; Mecidiye Köyü Muhtarı Ali Balaban, CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Keşan İlçe Başkanı Özgür Heves Bayır, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, İlçe Jandarma Komutanı J.Kd.Bnb. Ahmet Barış Ulucanlı, Keşan Belediyesi 1. Başkan Vekili Meclis Üyesi Yüksel Alioğlu, Edirne İl Genel Meclisi üyeleri Sezgin Gündoğdu, Erdoğan Gümülcineli, Keşan Kent Konseyi Başkanı Necmettin Baygül, Başkan Yardımcısı Hasan Karagöz ve Yönetim Kurulu üyeleri, Trakya Platformu Hukuk Kurulu Üyesi Avukat Bülent Kaçar, Saros Körfezi Mecidiye Beldesi Turizm Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Geliştirme Derneği Başkanı İrfan Balaban, Mecidiye Eski Başkanları, Rasim Sorut, Recep Çınar, Doğasever ve STK (Sivil Toplum Kuruluşu)’lar ile köy halkı katıldı.

ÇED Halkın Katılım Toplantısı yarın saat 10.30’da Mecidiye açık hava düğün salonunda başlaması duyurulan toplantı 10.25’te başlaması nedeniyle,  toplantı saati olan 10.30’da Uzunköprü’den gelen avukat Bülent Kaçar toplantı saati ile ilgili olarak itiraz etti. Sunum yapması beklenen şirket yetkilisi halkın söz almak istemesi nedeniyle sunumunu gerçekleştiremedi.

ERDİN BİRCAN UNUTULMADI

Konuşmalar sırasında Mecidiye Köyü halkında Emre Şevik’in taş ocakları konusunda çalışmalarından dolayı merhum CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın anısına 1 dakikalık saygı duruşu istemesi ve saygı duruşunun yapılması duygulu anların yaşanmasına sebep oldu. Mecidiye’deki taş ocaklarının çevreye olan olumsuz etkilerinin katılımcılar tarafından toplantıda aktarılması sonrasında ÇED toplantısı, sunum yapılamadan itiraz dilekçelerinin Komisyon üyelerine teslim edilmesiyle sona erdi. Daha sonra komisyon üyeleri İbrice’deki taş ocaklarının olduğu bölgeyi gezerek incelemelerde bulunduktan sonra Mecidiye’den ayrıldı.

Toplantının açılış konuşmasını Edirne Çevre İl Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici yaptı.Katılımcıları selamlayan Bilici,  İbrice mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan madencilik faaliyeti kalker ocağı kırma eleme tesisi kapasite artış projesiyle ilgili çevresel etki değerlendirmesi yönetmeliği kapsamında sizleri bilgilendirmek üzere burada olduğunu söyledikten sonra projeyi hazırlayan danışman firma tarafından sizlere sunum yapılacağını ve sunumdan sonra soru ve önerilerin alınacağını bildirdi.

Şirket yetkilisi konuşmasına başladığı sırada Karagöz, Hasan karagöz, halkın bu projeyi bildiğini sunumun bir fayda sağlamayacağını söyledikten sonra sunumu anlatmalarına gerek olmadığını dile getirdi. Karagöz, ayrıca, usulün yanlış yapıldığını iddia etti.

CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, halkın ÇED süreci hakkında bilgisi olduğunu ve Mecidiye köylüsünün buraya yeni bir taş ocağı açılmasını istemediğini dile getirerek sunumun yapılmamasını istedi.

Mecidiye Eski Belediye Başkanı Rasim Sorut da taş ocaklarının Mecidiye’de ilk faaliyete giriştiği tarih 1974 yılında ilk ruhsat alan kurumun karayolları olduğunu belirterek, 1996 yılına kadar mecidiyedeki taşocakları ruhsatsız şekilde çalıştığını söyledi. Sorut, 1996 yılında uzun uğraşlar sonucunda ilk defa ruhsatlandırılmak zorunda kaldıklarını kaydettikten sonra, “Bugüne kadar bu mücadeleyi biz başlattığımızda burada çevreci diye olan arkadaşlara bakıyorum tabi o zaman kimse yanımızda yoktu. Bırakın biz böyle halkı toplamayı dava açacak avukat bile bulamamıştık. Bu konuda biz o zaman şunu yapmıştık. İdare mahkemesine dava açtık. Ama bu halkın bilgilendirme toplantısında ÇED raporu inceleyen arkadaşlar taşocakları açılmasın diye bir düşünce belirtmeleri mümkün değildi.  Bir de şunu söylüyorum burada kimse rol çalmaya çalışmasın.

Ben görev başındayken burada her türlü mücadeleyi verdim. İdare mahkemesine dava açtık. İdare mahkemesinde kaybettik. Danıştay’a gittik. Burada bu yetkililer yetkilerine sahip çıksınlar ve doğru iş yapsınlar. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

İbrice’de turizm işletmeciliği yapan Bülent Ertosun da taş ocaklarına en yakın yerde 20 yıldır ben yaşadığını belirttikten sonra çok zarar gören kendisinin binasının olduğunu söyledi. Ertosun, “Yurt dışından da gelen misafirlerim var böyle bir oluşumun burada olmasını katiyen beklemeden geliyorlar ve bunu görünce hayal kırıklığına uğruyorlar. Saroz’da nasıl güzel bir kıyı ve böyle güzel bir denizin kenarında taş ocakları var diye hayretler içerisindeler.”  dedi.

Sunum yapmak isteyen şirket yetkilisine söz vermek isteyen Bilici ile Kaçar arasında münakaşa oldu.

Köy halkı sunum yapmalarını istemediklerini dile getirdi. Kaçar toplantının saatinin zamanından önce başladığını iddia ederek, “Halk toplanmadan eksik katılımla toplandınız, toplantı video ve kayıtlara alınıyor. Toplantı silinmeden kayıtlara geçecek mi? Komisyon bu kayıtları inceleyecek mi? inceleme değerlendirme komisyonu bu toplantının yapılması sonucu kurulur diyor. Peki, İDK’ndan şu an heyetinizde kim var? Halkta kendi kaydını tutmuştur. Erken mi başladı geç mi başladı eğer çed olumlu kararı verirse bakanlık bunu mahkemede hukuken tartışmak zorunda kalırız. Eğer bu göreve dair bir kusur yaratırsa şahsi sorumluluk doğar. ÇED yönetmeliğine göre bu toplantıda şu an anlıyoruz kişi adlarıyla oluşmuş olan bir komisyon var. Bu komisyondan burada kimse yok” şeklinde konuştu.

Kaçar, Komisyon üyesi olmayan heyetin sahayı gezmeden toplantıyı yapmasının anlamsız olduğunu kaydetti. Kaçar’a konuyla ilgili Bilici, sahaya gidileceğini ancak önce halkın fikirlerinin alınacağı söyledi.

Bilici’nin fikirlerin alınacağı sözünden sonra köy halkında olan Tefika Göktaş, “Fikrimiz hayır hayır hayır sonuna kadar hayır. Ankara ya kadar hayır Bıktık biz 1974 ten beri ben 57 yaşındayım o kamyonlar geçenler burada 3 nokta deprem oluyor. O patlama maddeleri geçerken ne oluyor şu 100 metre ileride benzinlik var. Bir infilak etse ne olur burada köy düğünlerimiz oluyor bizim kadınlarımız her gün okula çocuk götürüyor kamyonlar yüzünden sağlığımız yok bizim sonuna kadar hayır turizm bakanlığına kadar hayır” diyerek komisyon üyelerinin önüne gelerek pankartını açarak tepki gösterdi.

Göktaş, 2002’de kolon kanseri geçirdiğini, akciğer kanserinden ölmek istemediğini de söyledi. Ben

Küçükbaş hayvan yetiştiricisi Tayfun Kuru da 1988’den beri bu işi yaptığını söyleyerek, Ocaklar açıldığından beri ben küçükbaş hayvan kestiğim zaman akciğerleri kaburgalarına yapışık olduğunu öne sürdü. Taş ocakları yüzünden mağdur olduklarını ifade eden Kuru, “Hepimizde 4 er tane nüfus var. Birer tane çoban çobanların da hepsinin 2’şer tane çocukları var. 8’er tane köpek var bunlarda insan yerine geçiyor. Bizim domates biberimiz 1 ayda çürüyor, Çamlıca’nınki Kasım’a kadar çürümüyor. Biz yetiştiriciyiz biz köylüyüz ama yiyemiyoruz. Neden taş ocaklarının tozundan neden biz kanser oluyoruz. Ben bir Allahtan korkarım başka da kimseden korkmam.” dedi.

Kuru’dan sonra söz alan Mecidiye Eski Belediye Başkanı, Emekli Öğretmen Recep Çınar da ikinci iş olarak hep arıcılık yaptığını hatırlatarak. 15 yıl önce kovan başı 1000 arıdan 30- 40 kg bal aldığını şimdi ise 10 kg balı geçmediğini ifade etti.  Çınar, şunları söyledi: “Şimdi bir şey sormak istiyorum her alanda zararı var ama eski orman ve su işleri bakanımız sayın Veysel Eroğlu tanıyoruz bakanlık temsilcisi olduğu da söylediniz. Bakın burada ne diyor ‘Maden ocaklarına iki kilometre takibi yerleşim birimlerine denizlere sulara göllere karayoluna en az iki kilometre oluyor ve biz bunları 6 ayda bir denetliyoruz’ diyor. Şimdi İbrice deki mevcut taş ocaklarının konumu denize 200-300 metre orada bir turizm tesisi var sığınak otel ve belgeli bir tesis projede bu arkadaşın tesisinden söz bile edilmemiş yerleşim yeri 1250 metre uzakta diyor bu kamyonların çıkardığı tozları da düşünün. Bakan böyle diyor ama siz bakanlık temsilcisi olarak geliyorsunuz acaba ben diyorum bakanlıklar arası iletişim mi yok bu Türkiye de niye izin veriliyor da biz burada ÇED toplantısı yapıyoruz bakın bakan böyle diyor her bakan kendine göre mi yasa çıkartıyor. Buradaki arkadaşları görevlendiren üst kurumlar bilmiyor mu bunu bu bakanın talimatı onlara gitmiyor mu?”

Daha sonra Bilici de Çınar’ın sorularına yanıt verdi.

Keşan Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyesi doğa ve hayvan sever Aytekin Eliüs de komisyon üyelerine seslenerek “Bu bilgilendirmeleri oraya gönderdiğinizde her şeyi doğru gönderdiğinizde orada doğru değerlendirdi iseniz buradaki taş ocakları neden devam ediyor?” diye konuştu.

Eliüs’ten sonra söz alan Doktor Mehmet Akbal da ÇED halkın katılımı toplantısında SED (Sağlık Etki Değerlendirilmesi)’ten komisyonda üye olup olmadığını sordu. Birleşmiş Milletlerin dünya sağlık örgütünün hatta dünya bankasının yeni yapılan projelerde ÇED’e paralel olarak yapılmasını istediğini söyledi. Akba daha sonra şöyle konuştu: “Oysaki biz görüyoruz ki bu proje de dahil ÇED ler içerisinde bir paragrafla sağlık üzerine etkisi şudur diye söylenip şu önlemleri alacağız deyip bitirmektedir. Doğrusu sağlık etki değerlendirmesinin profesyonel bir kurul tarafından üniversitelerin halk sağlıkları tarafından yapılması bu proje içinde uygulanacak olan diğer projeler içinde oradaki aksaklıkların belirlenmesi ve bunun üzerine projeye devam edilip edilmeyeceğinin karar verilmesi ama ne bakanlıktaki arkadaşlar içerisinde sağlık etki değerlendirmesi ile ilgili bilgi sahibi olanlar var. Ne de bu ÇED teki paragrafı hazırlayan halk sağlığı uzmanları var sağlık müdürlüğünde çalışan çevre sağlık teknisyeni.

Akbal’dan sonra konuşan Mecidiye Köyü halkında Emre Şevik, taş ocakları için yaptığı mücadeleden dolayı merhum CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapılmasını önerdi. Saygı duruşunda duygusal anlar yaşandı. Şevik, “Erdin bircan milletvekilimiz zamanında saros körfezimiz için çok müyük mücadele eden bir milletvekilimizden bir tanesiydi. Sorduğu soruya gelen cevap mecidiye köyü saros körfezinde bakanlığımızca yeni izinler verilmemektedir. Orman ve su işleri bakanlığına sormuş genel müdür cevap vermiş kendisine yeni ocaklar için olabilir demiş. Ama bundan sonra madem izin verilmeyecek kapasite artışına da izin verilmesin. Yeni ocaklara da izin verilmesin. Bize verilen bilgide mevcut taş ocakları ruhsat süresi bitene kadar sadece stok çekecekti. Bize verilen bilgiye göre. Şimdi kendi stokları yetmiyor. Bir de alan genişletecekler. Yani gerçekten de taşocaklarından şahsım ve köylüm rahatsızız. Yenilenmesini, kapasite artırımını, yeni açılımını hepsine karşıyız. Hiçbir şekilde bu mecidiye köyüne taşocaklarının farkı, faydası, yararı yoktur.”

Gazeteci ve önceki dönem Keşan Belediye Başkan Yardımcısı Cengizhan Aktan da bölgenin kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi olduğu zaten bilindiğini hatırlatarak, “Bölgemiz dalış bölgesidir. Başta İstanbul olmak üzere yurtiçi ve yurt dışının pek çok yöresinden buraya dalış için sporcular gelmektedir. Aynı zaman da yerel dalış kulüplerimiz de ibrice limanında konuşlanmış durumda. Bu tür faaliyetler taşocakları vb. hem yakınındaki yerleşim bölgesine zarar verirken insan yaşamına, doğa yaşamına zarar verirken devletimizin kültür ve turizm bölgesi ilan ettiği bir bölgedir. Turizmi de baltalamaktadır.” dedi.

Dalış eğitmeni ve aynı zamanda arkeolog olan Ferhat Kurt, taş kırkma ve genişletme çalışmasının denizin altına ve üzerine ne gibi zararları oluşacak bununla ilgili bir bilimsel bir rapor istediklerini dile getirdi.

Mecidiye Köyü Muhtarı Ali Balaban, Mecidiye halkının istemediği bir şeye imza atmayacağını belirterek, köy halkına “taş ocaklarını istiyor musunuz?” diye sordu. “Hayır” cevabını alan Balaban ben de “Siz yoksanız ben de yokum” diyerek cevap verdi.

Konuşmaların sonunda itiraz dilekçeleri komisyon üyelerine verildi.