Edirne İl Genel Meclisi’nin CHP’li Üyesi Mehmet Ali Yetim, geçen Cumartesi günü yaptığı açıklama ile AK Parti Edirne İl Genel Meclisi üyesi Adnan Vural’ın kendisi için yerel basında yer alan “CHP’li üye Mehmet Ali Yetim’le 1 senedir çalışıyoruz. Onun hiçbir faydasını göremedik. Keşan adına Edirne’de verilen kararlara okumadan imza atıyor.”  eleştirisine sert şekilde cevap verdi ve “Gökçetepe, Mercan ve Bahçeköy’deki su depolarının onarımı için gelen parayla depolarda bakım olup olmadığını muhtarları arayarak öğrendikten sonra imza attım. Nedeni de şuydu; Adnan’ın gelen paranın bir an önce ödenmesini istemesiydi. Şirketle Adnan’ın yakınlığının araştırılması gerekiyor. dedi.

 BEYENDİK’İN SU BORCU KONUSUNU GÜNDEME KİM GEİTİRDİ

 AK Partili İl Genel Meclisi Üyesi Adnan Vural’ın, kendisi için şeklinde açıklamada bulunduğunu belirten Yetim, şöyle konuştu: “Peki, ben yanlış bir imza mı attım? İmza mı geciktirdim anlayamadım ama Gökçetepe, Mercan ve Bahçeköy’deki su depolarının onarımı için gelen parayla depolarda bakım olup olmadığını muhtarları arayarak öğrendikten sonra imza attım. Nedeni de şuydu; Adnan’ın gelen paranın bir an önce ödenmesini istemesiydi. Şirketle Adnan’ın yakınlığının araştırılması gerekiyor. Sonra biz Hüseyin arkadaşımla çok iyi çalışıyoruz, hizmet ediyoruz derken, kendisi bana Hüseyin’in kendi tarla yollarına malzeme çektirdiğini söyleyebiliyor.  Beyendik’teki su borcu konusunu kim gündeme getirdi? Bunun arkasında kim durdu? Ama yandaş olunca Adnan ağzını bile açamadı. Bundan sonrasını hep beraber göreceğiz.” dedi. “Toplantılarda Kaymakam Bey’e karşı gelmek görev yaptığın anlamına mı geliyor?” diye soran Mehmet Ali Yetim, “Bir yıl boyunca Kaymakamlıktan çok memnun kaldım. Olaylara doğru bakan iyi niyetli bir kaymakamımız var.” şeklinde konuştu.

OY VEREN VERMEYEN MUHTARLARIMIZIN HEPSİ ÇOK DEĞERLİDİR

Yetim, Köylere Hizmet Götürme Birliği’nde encümen üyelerinin seçimiyle ilgili de şunları söyledi: “Muhtarlarımızın ne kadar baskı altına alındığını ben biliyorum. Üzüldüğüm şey şu; muhtarlarımız seçimle gelen kişiler ve köyün amiri. Kimsenin şamar oğlanı değiller. Aslında bu baskıları onlara yaparken ne kadar rencide ettiklerini bilmiyorlar. Oy versin, vermesin bütün muhtarlar çok saygıdeğer kişilerdir. Ben elimden geldiğince bütün sorunları komisyonlara taşıyarak, gerekli birimlere ileterek çözmeye çalışacağım ve kimseye kırgın değilim. Seçimden sonraki davul çalma işine gelince…. Kimse kimsenin karşısında zafer kazanmış değil. Ben bilseydim onların o kadar sevineceğini aday bile olmazdım. Ama ben de halkın seçtiği birisi olarak ve demokrasinin gereği aday oldum. Bilseydim bu kadar davul-zurna çalacaklarını aday olmazdım ve bu kadar rezillik de çıkmazdı. Önümüzdeki hafta Uzunköprü’de seçimler olacak. Göreceksiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün komisyonlarda üstünlüğü olacak. O zaman bizim de mi davul çaldırmamız gerekiyor. Böyle bir küçüklük olabilir mi? Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum ve bundan sonra gelecek cevapları da kaale almıyorum. Bunlar çocukça işler. Bazı olayları parti büyüklerinin frenlemesi gerekirken, daha çok benzin döküyorlar. Herkesi aklıselim olmaya davet ediyorum.”