Geçtiğimiz hafta içerisinde gerçekleştirdiği Ankara temasları konuşan Özcan, “2013 yılının başlarında Erikli’nin su ihtiyacı karşılanması için DSİ’ye talebimiz olmuştu. Geçen sene Mart ayında da DSİ Genel Müdürlüğü’ne yaptığımız ziyarette konunun 2015 yılı yatırım programına alındığını öğrenmiştik. 7 Ocak 2016 Perşembe günü yapılan meclis toplantımızın ardından Cuma günü DSİ Genel Müdürlüğü’nden bir protokol geldi. Bunu imzalayıp göndermemizi istediler. Protokolün içeriği ise şöyle: DSİ protokol imzaladıktan sonra Erikli ve Mecidiye Sahilleri’ne su getirme işini üstlenecek. Tesisleri yapıp çalışır vaziyette bize teslim ettikten sonra 30 yıl içerisinde DSİ’ye Keşan Belediyesi olarak geri ödeme yapacağız. Mücavir alan içerisindeki istimlakleri belediye, mücavir alan dışındaki istimlakleri da DSİ yapacak. Biz de Meclisimizi acil toplayarak, protokol imzalamak için başkana yetki aldık. Bunun üzerine ben de evraklarımla beraber Ankara’ya gittim. Tarihte denk geldi ve 16-17 Ocak’ta partimizin kurultayına katıldım. Pazartesi günü de vekillerimizden biriyle birlikte DSİ İçme Suları Daire Başkanlığı’na imzaladığımız protokolü teslim ettik. Bize 2018’de Mecidiye ve Erikli sahilinde temiz içme suyunun kullanılabileceği müjdesini verdiler. 2018 yazında Mecidiye ve Erikli sahilinde yeni yapılacak hattan vatandaşlarımız kaliteli içme suyuna kavuşmuş olacak.” dedi.
PROJEDE ERİKLİ KÖYÜ YOK
Mehmet Özcan, Erikli Muhtarı Ercan Yıldız’ın proje kapsamında köy merkezine de su getirilmesi talebiyle ilgili gazetecilerin sorusunu yanıtlayarak, şöyle konuştu: “Sahil bizim mücavir alanımızda. İki farklı kurum. Gelecek olan hat çok farklı kaynaklardan. Kooperatifin uhdesinde olan yeraltı su kaynakları var. Tesis devre dışı kalınca bazı şeyler konuşulur. Ancak aynı hat üzerinden köye su çıkması mümkün değil. Kot farkı çok fazla. Projeye Mecidiye köyü de dahil değil.”
BUNUN MAZERETİ OLMAZ
16-17 Ocak 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen CHP 35. olağan kurultayında Edirne kurultay delegeleri Enis İşbilen, İnanç Sülüş ile Kader Günenç’in oy kullanmamasını ve Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı’nın 2008 yılındaki kurultayda görev alan delegeler hakkında eleştirilerini değerlendiren Özcan, “Edirne, Genel Merkez tarafından bir takdir görmüştür. Ülke genelinde en fazla oy oranı Edirne’de. Anahtar listede Edirne Milletvekillerimizden Okan Gaytancıoğlu yer aldı. Oylamadan 3 delegemiz oy kullanmadan geri geldi. Bunun mazereti olmaz. Geriye dönük ‘şöyle böyle oldu’ demek doğru değil. Edirne’de İl Başkanlığı sıfatı taşıyan bir kişi beyanatlarını yaparken dikkatli olmalı. Aile şirketi yönetmiyorsunuz. Bir siyasi partinin il başkanısınız. Söylediği olaylar tamamıyla yanlış. Ben 2010 yılında delege oldum. Rasim Çakır 31. kurultayda blok listeyle girdi. Çarşaf liste yoktu. Bundan sonra Rasim Beyin parti meclisinde adaylığı olmamıştır. 2012’den sonra kimlerin kurultay delegesi olduğu belli. Bölgemizden Ufuk Kanışkan, Uzunköprü İlçe Başkanı, Teoman Özdöl, Hamdi Sedefçi vardı. Orada ne Recep Gürkan’ın ne de Kemal Değirmendereli’nin parti meclisi üyeliğine adaylığı söz konusu olmamıştır. İçlerinden geçmiştir ama Ankara’da kendilerine taban yaptırıp, parti meclisi üyeliğine aday olamadıysalar delegelerin değil arkadaşlarımızın sorunudur. Parti meclisine istek üzerine aday gösterilen bir milletvekilimizi kurultay delegelerinin sorgusuz sualsiz destek vermesi gerekir. ‘Falanca tarihte şu tarihte şu şunu yapmış’ Bu parti içerisinde mücadeledir.”
