Mehmet Müezzinoğlu Keşan’da incelemelerde bulundu, toplantılara katıldı

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, geçen cumartesi günü Keşan’da Keşan Devlet Hastanesi’nin yeni ünitelerinin açılışını gerçekleştirdi, oda ve borsa başkanlarıyla görüştü, ayrıca KEYİAD (Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği)’ın, Rumeli ve Balkan camiasının birlik ve beraberlik noktasında bir araya gelmesi adına organize ettiği “Keşan Kahvaltılı Buluşması”na katıldı.

Müezzinoğlu’nun Keşan programına Edirne Vali Yardımcısı Salih Altınok, Keşan Kaymakamı Bekir Dınkırcı, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yörük, İpsala Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin, resmi daire amirleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, AK Parti Edirne İl Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Kahve, AK Parti Keşan İlçe Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çevikel ve diğer ilgililer katıldı.

KEŞAN DEVLET HASTANESİ

Mehmet Müezzinoğlu, bir gün önceden basına verilen programından farklı bir güzergah izledi. Programında değişiklik yapan Sağlık Bakanı, ilk olarak Keşan Devlet Hastanesi’ne giderek, yeni hizmete giren ünitelerin açılışını gerçekleştirdi.

Saat 10.00 sıralarında Keşan’a gelen Müezzinoğlu, Keşan Devlet Hastanesi ziyaretinde, Keşan İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ergün Kurtar, Hastane Yöneticisi Nurettin Alparslan ile hastane personeli tarafından karşılandı. Mehmet Müezzinoğlu burada ilk olarak, Edirne İli Kamu Hastaneleri Birliği Keşan Devlet Hastanesi Recep Tarhan Diş Polikliniği’ni hizmete açarak binayı gezdi. Alparslan’dan diş polikliniği hakkında bilgi alan Müezzinoğlu, ardından, Naciye Yörük Yeni Doğan Bakım Ünitesi Toplantı Salonu’nu da hizmete açtı. Mehmet Müezzinoğlu’na burada, başta, 1. ve 2. Seviye Yoğun Bakım Ünitesi olmak üzere hastane hakkında brifing verildi. Brifingin ardından, katkılarından dolayı Sadettin Tarhan, Ahmet Yörük ve Ertan Sağoğlu’na plaket verildi.  

ODA VE BORSA BAŞKANLARIYLA TOPLANTI

Müezzinoğlu ve beraberindekiler Keşan Devlet Hastanesi’nin ardından Şapçı Ağadayı Hotel’e geçerek, Keşan TSO (Ticaret ve Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yörük, İpsala Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Girgin ile görüştü. Görüşmeye CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli de katıldı.

Oda ve borsa meclis başkanlarıyla meclis üyelerinin de katıldığı toplantıda ilk olarak söz alan Mustafa Helvacıoğlu, TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği)’un mayıs ayında organ seçimlerini tamamladıklarını belirterek, Keşan TSO ile İpsala Ticaret Borsası’ndaki yönetimlerin güven tazelediğini, Keşan Ticaret Borsası’nda ise üç adayla gidilen seçim sonucunda yeni bir yönetimin oluştuğunu ifade etti. “Oda ve borsalarımızla yeni döneme hazırız. Ortak akılla sivil ve resmi kuruluşlarımızla bu işi başaracağımıza eminiz.” dedi. Daha sonra söz alan Girgin de konuşmasında, ara vermeden bölgeye yeni hizmetler getirmek amacında olduklarını ve kendilerine gösterilen ilgi nedeniyle yeniden aday olduklarını belirtti. İbrahim Girgin, “Hiç zaman kaybetmeden geleceği planlamalıyız. Bu konuda çeşitli projeler hazırlayarak sizlere sunacağız.” şeklinde görüş belirtti. 1999-2009 yılları arasında Keşan Ticaret Borsası’nda başkan olarak görev yaptığını ve üyelerin kendisine yeniden görev verdiğinin altını çizen Yusuf Yörük ise “Görevimizin zorluğunun bilincindeyiz. Sizlerin de desteğiyle bu görevi en iyi şekilde yerine getireceğimizden emin olabilirsiniz.” dedi. Keşan TSO Meclis Başkanı Yüksel Alioğlu da söz alarak, yeni dönemde en iyi şekilde görev yapacaklarını söyledi. Konuşmacıların ardından söz alan Değirmendereli, oda ve borsa organ seçimleri sonucunda oluşan yeni yönetimlerin, yeni bir sinerji oluşturacağını vurguladı. Kemal Değirmendereli, “Bundan sonra yapılacak etkin projelerle, bölge insanının yaşam kalitesini yükseltecek çalışmaları birlikte üreteceğimize inanıyorum. Bakanımızın da Edirne’yle yakından ilgileneceğine ve çalışmalara destek vereceğine inanıyorum.” dedi.

Son olarak söz alan Müezzinoğlu, bölge adına çok önemli sorumluluklar üstlenen yeni yönetimlere başarılar dileyerek, “Bu süreçte birlikte birçok çalışma yapabileceğimize inanıyorum. Her zaman onların yanında olmak, bölgenin dinamiklerine katkı sağlamak, bakan olarak değil, bu ilin bir milletvekili olarak görevimdir. Siz zaten bu desteği vereceğimi biliyorsunuz. Bölgenin zenginliklerini iyi planlayıp bir miras olarak gelecek nesillere devredebilmek için çabalayacağız. Sınır bölgesi olmanın avantajlarını ve bölgenin dinamiklerini iyi değerlendirmeliyiz.”

RUMELİ VE BALKAN CAMİASI KEŞAN BULUŞMASI

Mehmet Müezzinoğlu, Keşan programının üçüncü bölümünde Merkezi İstanbul’da bulunan KEYİAD’ın Rumeli ve Balkan camiasının birlik ve beraberlik noktasında bir araya gelmesi adına organize ettiği “Keşan Kahvaltı Buluşması”na katıldı. Buradaki toplantıya; Türkiye Balkan ve Rumeli Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, KEYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eler, Danışma ve Dayanışma Kurulu Üyesi Murat Feman ile Rumeli ve Balkan dernekleri temsilcileri katıldı.

Sunuculuğunu Keşan TSO KOSGEB Temsilcisi Seda Havale’nin yaptığı toplantıda Feman, Eler, Bölükbaşı, Değirmendereli ve Müezzinoğlu birer konuşma yaptı. Programda ilk olarak Balkan Savaşları’nın 100. Yılı nedeniyle Tek Rumeli Televizyonu tarafından düzenlenen “Balkan ve Rumeli Göçü” konulu sinevizyon gösterisi yapıldı. Daha sonra konuşmalara geçildi.

FEMAN: TARİHTE OLMADIĞI KADAR NAKİT PARA DÜNYADA DOLAŞIYOR

2008 yılından sonra dünya genelinde varlığı inkar edilemeyen, Türkiye’nin de etkisi altında bulunduğu bir büyük kriz yaşandığına dikkat çeken Murat Feman, krizin beraberinde global çözüm arayışlarını da getirdiğini ifade etti. Feman, şöyle devam etti: “Kriz sonrası yeniden ekonomik dinamoları çalıştırmak açısından orijinal sunumlar yapılmakta. Şu anda dünya genelinde, tarihte olmadığı kadar fazla para dolaşıyor. Dünya piyasalarına 6,5 trilyon dolarlık bir genişleme bu. Paranın azı kadar çoğu da aynı zararlı etkiyi ortaya koyuyor. Ancak bu durum açlık, sermaye dağılımı ve eşitsizlik gibi sorunları çözemiyor. Dünyada ilk kez kilo problemi yani obezite sorunu olan nüfusla, açlık ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olan nüfus eşitlenmiş durumda.” dedi. Murat Feman daha sonra kalkınmanın yolunun markalaşmadan geçtiğini ifade ederek, “Markalaşma ya da marka yaratma, sizlerin farklılaşmanız demek. Markalaşamazsanız, diğerlerine göre, daha iyi olarak algılanamazsanız, rutin olmaya, sıradan kalmaya ve sahneyi kaybetmeye mahkumsunuz. Biz de Trakya’da markalaşmaya ve bölgemizin ürünlerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü Trakya’nın geleceği de markalaşmaktan geçer. Markalar bizim bölgesel ve ulusal değerlerimizdir. Ekonomi ise beklentileri yönetme sanatıdır.” şeklinde görüş belirtti.

ELER, KEYİAD’IN FAALİYETLERİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Feman’dan sonra mikrofona gelen Ahmet Eler, Balkan Göçü’nün çileli bir yol olduğunu söyledi. Eler, daha sonra derneğin, kaliteli birliktelik adına, sinerjiyi faydaya çevirmek ve bölgemizin kalkınmasına çalışan bir kuruluş olduğunun altını çizdi. Ahmet Eler, derneğin daha önce de basın ve kamu oyuna yansımış, Markalaşma, Sınır Ötesi Ticaret, Batı-Doğu Tek Nefes Projesi, Saros Körfezi Projesi ve 3 Başkent Buluşuyor Projesi hakkında bilgi verdi.

BÖLÜKBAŞI: GEVŞEK İNSANLARIZ

67 ayrı Balkan ve Rumeli Derneklerini bünyesinde barındıran Türkiye Balkan ve Rumeli Federasyonu Genel Başkanı Ayhan Bölükbaşı, 12 derneğin daha aralarına katılması yönünde karar alındığını, 30 derneği bünyesinde barındıran sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşmeler yapıldığını açıkladı. Ülke genelinde 89 bin derneğin bulunduğuna, bunlardan 18 bininin ise İstanbul’da olduğuna değinen Bölükbaşı, 119 Balkan derneğiyle üst düzeyde bir araya gelmek istediklerini de kaydederek “Türkiye genelinin 1/3’ü Trakyalılar’dan oluşuyor ancak, bizler biraz gevşek insanlarız. Derneğimizin temel felsefesi, hiçbir siyasi partinin ön ve arka bahçesi olmamamızdır. Bizler tek bir çatı altında toplanıp, gücümüzü birleştirmeliyiz. Bu gücü bir arada toplayalım. Bunun için sizlere vebal yüklüyorum.” dedi.

DEĞİRMENDERELİ: TÜRKİYE’NİN DÜNYADA BİLİNEN EN BÜYÜK MARKASI ATATÜRK’TÜR

Daha sonra söz alan Kemal Değirmendereli, Balkan Bozgunu’nun tarihimizin kara bir lekesi olduğunu ifade ederek, “Bu kötü, acılarla dolu olan süreç bir marka yarattı. Marka marka diyorsunuz ya, Türkiye’nin dünyada bilinen en büyük markası Atatürk’tür. Rumeli insanı da olağanüstü güzelliklere sahip. İnsanlarımızın kalbi güzel.” dedi.

Kemal Değirmendereli, sözlerinin ilerleyen bölümünde, Edirne’nin Edirne Peyniri gibi bilinen markasını yitirdiğinin altını çizerek, bunların geri kazanılması için gerekenlerin bir an önce yapılmasını istedi.

MÜEZZİNOĞLU: İSTANBUL’UN FETHİ EDİRNE’DEN BAŞLAR

Son olarak konuşan Mehmet Müezzinoğlu, Balkan Savaşları sonundaki Balkan Göçü’nün hepimizin yüreklerini burktuğunu belirterek başladığı konuşmasında, 19 Mayıs’ta Atatürk’ün Türk Milleti’ne inanarak ve güvenerek Samsun’a çıktığını söyledi. Edirne’nin 93 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptığına değinen Müezzinoğlu, “İstanbul’un fethi Edirne’de planlandı. Bu nedenle İstanbul’un Fethi Edirne’den başlar.” dedi. Atatürk’ün ve Atatürkçülüğün kullanıldığına da kayıt düşen Mehmet Müezzinoğlu, bugün Türkiye’nin bir başka büyük yolculuğa çıktığını kaydetti. Daha sonra Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan ve birçok vatandaşımızın hayatını kaybettiği elim olay hakkında da şu açıklamada bulundu: “Olaydan 15 dakika sonra Reyhanlı’da 18 ambulansımız vardı. Onlar hemen yaralılara müdahale ettiler. Ambulans uçak da devreye girdi. Hatta 5 saat içerisinde İstanbul Koşuyolu Araştırma Hastanesi’ne bir yaralıyı getirmeyi başardı.”

“YÜZEN GEMİ HASTANESİ YAPILACAK”

2002 yılında Sağlık Bakanlığı’nda toplam 440 ambulans varken, bakan olduğunda bu sayının 486’ya ulaştığını ve son olarak da 750 ambulansın ihalesinin yapılacağını söyleyen Müezzinoğlu, ambulans uçaklardan sonra, Yüzen Gemi Hastanesi’nin müjdesini verdi. Gökyüzünden sonra denizlerde de ambulansların olacağına vurgu yapan Müezzinoğlu, daha sonra ilaç israfına değindi.

İlaca yılda 16-17 milyar TL ödendiğini belirterek şöyle dedi: “Tıbbi teknoloji üretiminde yokuz! Tıp ve ilaç sanayiinde var olmalıyız. Biyoteknoloji ve inovasyonda gücümüzü göstermeliyiz. Bu sayede ilaca verilen bunca para ülkemizde kalacaktır. Kendi ilaç sanayiimizi kurduktan sonra dünyanın önemli ülkeleri arasında adımızı duyurabiliriz.”

“SAĞLIK ALANINDA FİZİKİ SIKINTI YOK”

Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de sağlık alanında, herhangi bir fiziki alan sıkıntısının olmadığını belirterek şöyle dedi: “Hastanelerimizi yenilemede, fiziki mekanlarımızı geliştirmekte, teknolojiyi en ücra köşelere taşıyabilmekteyiz. Reyhanlı'da geçen hafta olan hain saldırıdan 15 dakika sonra o alanda bizim 18 ambulansımız vardı. Ambulans uçağımız, ayağı kopan 23 yaşındaki bir gencimizi Reyhanlı Devlet Hastanesi'nden, Hatay Devlet Hastanesi'ne, oradan da operasyonun en iyi yapılacağı Kartal Koşuyolu Hastanesi'ne hain saldırıdan 5 saat sonra götürdü. Ben, Sağlık Bakanı olarak, o gün, o saatte Reyhanlı'da olsaydım an az 5 saat sonra en acil bir şekilde İstanbul'a gelebilirdim. Bir başbakan, bakan en kısa sürede nereye ulaşabiliyorsa o kadar kısa zamanda bir yerlere ulaşabiliyor veya hak ettiği en ideal yere ulaşabiliyor. Bunlarda artık bir sorun var mı? Büyük oranda yok. Daha iyisini yapma dinamiklerimiz var mı? Var.”
İLACA 17 MİLYAR DOLAR ÖDÜYORUZ”
Müezzinoğlu
, her yıl yaklaşık 17 milyar doların yalnızca ilaca ödendiğini ifade ederek, “Peki bu ilacın üretiminde Türkiye nerede? Üretiminde neredeyse yokuz. Marka değeri olan tıbbi teknoloji üretiminde yokuz. Peki bizim bu milyar dolarlarımız nereye gidiyor? Bunu üretenlere gidiyor. Şimdi, Türkiye önümüzdeki dönemde o büyük önderin dediği yola, muasır medeniyetlerin üzerinde bir yolculuğa gidecekse, kanser ilacını da üretebilmeli, kan ürünlerini de üretebilmeli, radyolojik anlamda, teknolojik anlamda, teknoloji üretiminde de marka olabilecek alanlara girebilmeli. Şimdi önümüzdeki 10 yılda büyük oranda stratejilerimiz; tükettiklerimizi ve stratejik olanları üretebilen, yakın coğrafyamızdaki 1 milyarlık nüfusa bu anlamda pazar nüfusu olarak gören ve hizmet eden noktayı yakalamamız lazım. Tıp sanayiinde de, ilaç sanayiinde de, tıbbi teknolojide de artık Türkiye, 'Ben stratejik alanlarda da varım, dünyanın en ileri ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’nde ne varsa bende yüzde yüzü olmasa bile önümüzdeki on yılda en az yüzde onunu üreteceğim' diyebilirse o zaman Türkiye o büyük önderin gösterdiği hedeflerin hakkını verme gibi bir ufku yakalamış olur” dedi.

PLAKET VERİLDİ

Konuşmaların sonunda, Tek Rumeli Televizyonu Sahibi Atilla Baykal’a Müezzinoğlu ve Değirmendereli tarafından plaket verildi. Plaket takdiminden sonra toplantı sona erdi. Mehmet Müezzinoğlu, programına İpsala ve Enez’de devam etmek üzere Keşan’dan ayrıldı. ,
Sonay CAN