Önce meramımı anlatayım:

Bu yazıyı yazmamın nedeni, yeni Keşan Devlet Hastanesi’nin yapılacağı yer hakkında görüş belirtmek veya konuyla ilgili tartışmalara katılmak değil. Çünkü bu konuda görüş belirtecek bilgim yok.

Keşan’daki genel kanaat ise yer seçiminin yanlış olduğu yönünde. Doğru mu, yanlış mı olduğunu zaman gösterecek. İnşallah doğru bir karardır. Çünkü bu saatten sonra Keşan’ın çıkarı, bu yerin doğru olmasındadır. Aksi herkesi üzecektir.

Benim derdim, AK Parti İl Başkanı Müjdat Kahve’nin, hastanenin yeri hakkında düştüğü çelişkiye dikkat çekmek.

Müjdat Kahve, partisinin iftar yemeğine katılmak üzere geldiği Keşan’da, yeni devlet hastanesinin yapılacağı yer ile ilgili görüşlerini açıklarken, tam anlamıyla “baltayı taşa vurmuş”.

Müjdat Kahve, hastanenin yapılacağı yere karşı çıkanlarla ilgili olarak, “Edirne’de de benzer işler oldu. Hastane civarında işyerleri olanlar, eczanesi olanlar, farklı yatırımları olanlar; birilerinin işi bozulur, birilerine yarar diye karşı çıkmışlardır. Bizim derdimiz Keşan halkının en iyi sağlık hizmetini almasıdır. Yoksa birilerinin işleri bozuldu, birilerinin menfaati kayboldu veya o alan değersizleşti, bu alan değerlendi diye bakmayız.” diyor.

Bu sözlerden; Kahve’nin, hastanenin yerinin doğru olduğuna inandığını ve karşı çıkanları, “menfaatinin kaybolmasından bozulmasından korkan insanlar” olarak değerlendirdiğini anlıyoruz.

İyi de insan bu sözleri söylerken, partisinde yöneticilik yapanların veya en azından o anda yanında duranların yüzüne bakmaz mı? (Baksaydı, yüzleri kızarar mıydı acaba?)

 “Birileri karşı çıktı…” derken, o birilerinden bazılarının yanında durduğunu görmez mi? O birilerinin en babalarının kendi partisinde yönetici olduğunu fark etmez mi?

O birileri hastane yerine karşı çıkarken sen neredeydin?  Hastane konusu gündeme geldiğinden beri AK Parti’nin İl Başkanı değil misin? Bugüne kadar, o karşı çıkan birilerine karşı ne yaptın? Eğer yer doğru ise AK Parti’de yönetici olup da bu yere karşı çıkanları neden engellemedin?

Müjdat Kahve, yuvarlak sözlerle sanal suçlamalarda bulunmadan, daha doğrusu, Donkişot gibi yel değirmenlerine hücum etmeden önce, şu soruların cevabını vermelidir:

-          Yapımı yaklaşık 3 yıl önce gündeme gelen yeni devlet hastanesinin şu andaki yerine, AK parti içinden karşı çıkanlar kimlerdir?

-          Yer seçiminin 3 yıl sürüncemede kalmasına, muhalefet partileri mi, yoksa AK Parti’nin iç çekişmeleri mi neden olmuştur?

-          Hastanenin, şu andaki yere yapılmasını sonuna kadar savunan ve bu konuda AK Parti’den gelen baskılara direnen eski Keşan Devlet Hastanesi Başhekimi Necip Uluz görevden alınırken sen AK Parti’nin Kualalumpur il başkanı mıydın?

-          Senin ifadenle “menfaati bozulan” bozulan AK Parti il yöneticileri, basın aracılığı ile Necip Uluz’u adeta fırçalar ve hatta tehdit ederken neredeydin?

-          Bugün hastane yerine, “menfaati bozulanların” engel olmaya çalıştığını söylüyorsan, o şahıslara karşı Necip Uluz’a neden sahip çıkmadın? Yoksa o gün için sen de hastane yerinin yanlış olduğuna mı inanıyordun da şimdi olmuş işin üstüne mi atlıyorsun?

-          Eğer Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, hastane yerinin imar düzenlemesinin belediye meclisine gelmemesi konusunda Sağlık Bakanı’nın “doğru söylemediği”ni kamuoyuna açıklamasaydı, İl Sağlık Müdürlüğü’ndeki işlemler Keşan Belediyesi’ne ne zaman gelecekti? Bu işlemlerin İl Sağlık Müdürlüğü’nde bekletilmesinin suçlusu muhalefet partileri midir, AK Partililer midir?

Bu soruların cevabının gelmeyeceğini elbette biliyorum. Daha doğrusu bu soruların cevabının verilmesine yani malumun tekrarlanmasına gerek olmadığını Keşan’da yaşayan herkes biliyor.

Önemli ve üzücü olan, bir siyasi partinin il başkanının, yaşananları bile bile bu şekilde konuşmasıdır.

Müjdat Kahve, Keşan halkının görmez ve duymaz olduğunu sanmaktan vazgeçmelidir.

Zira bu devirde 5 yaşındaki çocuğu bile eski politikalarla kandırmak mümkün olmuyor. Kahve daha yaratıcı olmalı. Kasaba politikacılığı biteli yıllar oldu.

Sevgiyle kalın…