Eski Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi lideri 25. Dönem CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) İstanbul Milletvekili adayı Mustafa Sarıgül, geçen Salı akşamı bir dönem TDH (Türkiye Değişim Hareketi) Edirne İl Başkanlığı yapmış olan Coşkun Esen’in oğlu Efe Esen’in sünnet düğününe katılmak üzere Keşan’a geldi.

Saat 20.15 sıralarında Keşan’a gelen Sarıgül, kendisini bekleyen yerel basın mensupları ile kısa bir süreliğine de olsa Keşan Migros’ta buluşarak ülke gündemi, CHP’de kongre süreci ve yerel basının sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ANNELER AĞLAMASIN

İlk olarak basın mensuplarının 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de oluşan siyasi gündeme ilişkin sorusunu cevaplandıran Sarıgül, “Sıkıntılar maalesef devam ediyor. Vatandaşlarımızın 7 Haziran’da ortaya koyduğu iradeye, görüşlerine, düşüncelerine parlamentonun saygı göstermesi gerekiyordu.  Şu anda Türkiye tekrar bir kaos ortamına gidiyor. Bundan dolayı çok üzgünüm” dedi. Dünyada ve Türkiye’nin her noktasında mutlaka ve mutlaka silahların gidip yerine barışın gelmesi gerektiğini de kaydeden Sarıgül, “Barışın Türkiye’nin her noktasında hakim olması lazım.  Anneler ağlıyor… Onların belki göz renkleri farklı olabilir ama gözyaşları aynı.  Ben istiyorum ki anneler ağlamasın.  Parlamento çözüm bulma yeridir, sorun üretme yeri değildir. Parlamento mutlaka ve mutlaka halkın vermiş olduğu yetkiyi en iyi şekilde değerlendirmelidir” diye konuştu.

SEÇİM SİSTEMİ TERCİHLİ OY OLMALI

CHP’de başlayan kongre süreci hakkındaki düşüncelerini de açıklayan Sarıgül, bunun demokratik bir yarış, demokratik bir mücadele olduğunu ve böyle de olması gerektiğine inandığını ancak bazı çekinceleri olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Kongreler ne kadar çok olursa olsun Türkiye’de Siyasi Partiler Kanunu değişmeden, Seçim Kanunu değişmeden Asla ve asla bir yere varmamız mümkün değil. Seçim sistemimiz tercihli oy olması gerekir. Ön seçim tamam çok doğrudur bunu hep savundum ama kâfi değil. Tercihli oy kullanılması gerekir. Yani oy kullanmaya gelen vatandaş Almanya’da olduğu gibi hangi partiye oy verecekse bunu kullanmalı ama tercihte yapabilmeli. Partinin 1. Sırada sevdiği bir adayı bakarsınız vatandaş 10. Sıradaki adayı tercih eder.  Bu sistem değişmediği sürece bütün siyasi partilerde birinci sıra olan adaylar seçimlerde çalışmıyorlar. Barajda kalanlar koşuyorlar diğerleri hiç koşmuyorlar onun için seçim tercihli oy sistemi olursa demokrasi kurum, kuruluşları ile oturur. Tercihli oy olursa siyasiler hiçbir siyasi parti farkı gözetmeksizin herkesle birlikte olur.

VATANDAŞA TEK BİR SORU SORDUM

Ben hayatım boyunca hiçbir zaman siyasi parti farkı gözetmedim.  Bana gelen vatandaşın hiçbirine hangi siyasi partiye mensup olduğunu, hangi siyasi partiye oy verdiğini sormadım.  Tek bir soru sordum; sana nasıl yardımcı olabilirim? Bana gelen bir yurttaşıma hangi ırktansın, dindensin, mezheptensin, nerede oturuyorsun? diye bir soru asla sormadım.  Tek sorduğum soru size nasıl yardımcı olur? oldu”  

İKTİDAR MAHALLİ BASINI YAŞATMAMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR

Türkiye’de en önemli sorunlardan birinin de mahalli basın olduğunu ve tanrının kendisine bir imkân vermesi halinde yerel basının şartlarının iyileştirilmesi için elinden gelen tüm çalışmaları yapacağını ifade eden Sarıgül, bu konuda da şunları söyledi: “Mahalli basının yaşaması, iyi bir noktaya gelmesi lazım.  İktidar, mahalli basını yaşatmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor.  Ulusal basın çok önemli haberleri bazen görüyor bazen görmüyor. Ulusal basın yerel olayları hiç görmüyor. Ulusal basının yapmadığını özgür basın olarak mahalli basının yapması gerekir.  Parlamentonun acilen tüm siyasi partiler bir araya gelip “yerel basına destek kanunu” çıkarması lazım. Yerel basında Basın Yayın Kurumu’nun elinde olup ta teraziyi istediğim tarafa göstereyim, bu tarafa götüreyim deyip de değil, sistem herkese eşit olacak. Sistem güçlüden yana değil, haklıdan yana olacak. Bugün bakıyoruz da sistem hep güçlüden yana yer alıyor.  Bir ülkede demokrasiyi kurum, kuruluşlarıyla oturtamazsanız asla başarılı olamazsınız”

Sarıgül, açıklamalarının ardından alanda bulunan tüm vatandaşların elini sıkarak düğüne katılmak üzere ayrıldı.