MURAT ARKAN

Geçen gün yolda giderken mahalle arkadaşlarımdan birine rastladım.

- “Senin hikayenin bir üst versiyonu oldu” dedi.

- “Hangi hikaye?” dedim.

- “Sigorta meselesi” dedi.

“Evet, hatırladım” dedim.

Hummalı bir çalışmanın ardından geçen akşam kendisine kız istemeye gitmişler, kız isteme faslıyla beraber kızın babası kendisine en beklemediği yerden bir ok göndererek “sigortan var mı kızanım?” demiş. Bizimki tabi “askerliği yaptın mı evladım?” diyeceğini beklerken, gelen bu adeta can alıcı soruyla birlikte orda son nefesini vermiş. “Yok demiş ne sigortası patronumuz evlenince yapacak” demiş o da patrondan aldığı sözle. Kızın babası öyle “olur mu ya demiş”, “sen kendine en iyisi yaptığın iş önemli değil, sigortası olsun evladım” demiş. Damat adayına yarın sen bu konuyu bi konuş diyerek kendisine zor bir ödev vermiş. Konu bundan ibaret. Yeni nesille birlikte belki de kız isteme günlerinde olan bu askerlik muhabbetini artık kimse dikkate almıyor. Yeni adet “sigortan var mı?” sorusu. Damat adayı hangine yansın, bir daha kız istemeye gitme hazırlığı stresine mi, kendisine kayınbabası tarafından verilen ödevi yapmak için patronla konuşmaya mı, patronun kendisine sigorta yapmayıp damat adayının işi bırakarak yeni bir iş aramasına mı? Yıllar, teknoloji, yaşam tarzları mecbur olarak kız istemedeki adetleri de etkiliyor. Siz siz olun en azından kız istemeye gitmeden önce, istemeye gidilecek o gün için sigorta yaptırın.