Pazaryeri projesinde tapulu dükkanı olan esnaflar olarak maalesef derdimizi ne Keşan belediyesine inşaat firmasına ne de resmi kurumlara dinletemedik. Hiçbirinden bu inşaatın ne zaman bitip dükkanlarımızın ne zaman teslim edileceğiyle ilgili bir açıklama yapılmıyor. Belediye başkanımız ise bu tip inşaatlarda gecikme olması normal diyor. Yapımı 2 yıl olarak planlanan, ihale sözleşmesi 2 yıl olarak imzalanan bir projenin 3.5-4 yıl geçmesine rağmen halen bitirilememesi ne kadar normaldir kendisine soruyorum. Benim gördüğüm kadarıyla bu proje bilinçli olarak geciktiriliyor fakat aklımın almadığı şey bu işin gecikmesinin kime ne faydası var? Biz inşaatın 3-5 ay gecikebileceğini tahmin ediyorduk fakat 18 aydır, insanları kandırıp maket üzerinden satış yapan inşaat firmasının eline düşmüş vatandaş gibi dükkanlarımıza karşıdan bakıyoruz. 30-40 yıldır hiç kapısı kapanmayan ekmek teknelerimizin ışığını söndürdünüz. Bazen yolda eski müşterilerimizle karşılaşıyoruz ne zaman açacaksınız dükkanlarınızı diye soruyorlar içimiz cız ederek cevap dahi veremiyoruz. Burada esnaflık yaparak ailesini geçindiren insanlar 18 aydır maddi ve manevi olarak mağdur ediliyor. Sadece bu projede dükkanı olanlar değil daralan ve ara sıra inşaat firmasının keyfi olarak kapattığı yollar, projeye komşu olan esnaflar, cumartesi günleri tezgah açan pazaryeri esnafı ve o pazaryerinde daralan yollarda üst üste yürümek zorunda kalan Keşan halkı da uzun zamandır mağdur olmaktadır. Aziz Yıldırım’a ait olan sözde koskoca Maktaş Makine İnşaat Firması özellikle son 3-4 aydır 5-10 tane işçiyle ne yaptığını bilmez bir şekilde oyalanıp duruyor. 2 aydır uyarmamıza rağmen takılması için bekleyen cam geçenlerde neredeyse bir işçinin ölmesine sebep oluyordu. Çalıştırdığı 3-5 tane işçinin iş güvenliğini dahi alamayan bu firmanın nasıl rezil bir inşaat yapıldığını siz düşünün. İş yapıyormuş gibi görünüyorlar ama ortada olan biten bir şey yok, yapılan işten de hayır yok. Bir dükkanın camını 1 ayda takıyorlar sonra kırıp bir daha takmakla uğraşıyorlar. Yerine uymayan bir şey olduğunda kesip biçip, kırıp döküp vidayla silikonla rezilliklerini örtüyorlar. Sevgili firma yetkilileri eğer bu inşaatı bitirmeyi beceremeyecekseniz bize dükkanlarımızı teslim edin kalan işi biz bitirelim. Sizin keyfinizi beklemektense biraz para harcarız kendi işimizi kendimiz yaparız, hem de sizden daha iyi yaparız. İnşaatın maliyetini düşürmek için işinin ehli olmayan ustalarla, inşaattan anlamayan bir insanın dahi fark edebileceği rezil bir inşaat yapılıyor. Soruyorum size biz yarın dükkanlarımıza geçtiğimizde işimize gücümüze mi bakacağız bunların yaptığı rezillikleri mi tamir edeceğiz? Ayrıca projede bir maliyeti olmasına rağmen ortadaki süs havuzu projeden kaldırıldı en ucuz malzemeler kullanılarak, ucuz ve kalitesiz işçilikle projenin inşaat maliyeti düşürüldü bu aradaki fark nereye gitti? Bu devlete vergi veren bir vatandaş olarak bunu da çok merak ediyorum.

Gelelim Sayın Özcan’a inşaatın gecikmesiyle ilgili suçu TEDAŞ’a ona buna atıyor. Sayın Başkan TEDAŞ müdürü pazaryeri projesinde kendilerinden kaynaklanan bir sorun olmadığını makamınıza gelip açıkladı. Böyle çocukça bahaneler öne sürüp Keşan Belediyesini ve başkanlık makamını küçük düşürüyorsunuz. Kendinizi yalancı çoban konumuna düşürüyorsunuz. Ben size inşaatın uzamasının gerçek nedenlerinden birini söyleyeyim. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi pazaryeri inşaatının arsası tapuda yakın zamana kadar davalı şerhiyle gözüküyordu. SGK Keşan belediyesinin borcuna karşılık arsanın üzerine şerh koydurmuştu. SGK ile yapılan uzun pazarlıklardan sonra Paşayiğit Caddesi’ne cephe olan ve projenin en değerli yeri olan bizim dükkanlarımızın üstleri SGK ‘ya büro olarak verildi ve Sayın Özcan’a göre bu işte tereyağından kıl çeker gibi halledildi. İşte size inşaatın asıl uzama sebeplerinden biri. Aslında bu projede neler olup bittiğini herkes çok iyi biliyor. Bir tek bu projenin asıl sahibi olan Keşan halkı bilmiyor. Daha doğrusu bilmesi istenmiyor. Yapılan hiçbir yanlış sonsuza kadar sır olarak kalmaz. Sayın Özcan yazık ki Keşan’ın göbeğindeki bu değerli arsayı ve devletin 30 milyon lira parasını çöp ettiniz. Bu işi de elinize yüzünüze bulaştırdınız. Eğer böyle rezil bir projenin yapılacağını Keşan halkına ait bu değerli arsanın heba edileceğini, devletin 30 milyon parasının çer çöp edileceğini, bizi böyle mağdur edeceğinizi bilseydik, kesinlikle dükkanlarımızı bu projeye dahil ettirmezdik. Sizin dükkanlarınızı istimlak ederiz tehdidinize de boyun eğmezdik. Zaten bizim dükkanlarımızı istimlak edebilecek bütçeye sahip bir belediye değilsiniz. Biz sadece Keşan halkı için Keşan esnafı için güzel bir şeyler yapılsın diye bu projenin altına imzamızı attık. Oysa şu yapılan rezilliğe bakıyorum da çok büyük hata etmişiz. Sayın Özcan Atakent konutları yapılırken oradaki insanları da aynı senaryoyla mağdur ettiniz bunu unutmadık. Siz ya ihale vermesini bilmiyorsunuz ya da tam tersi bu işin ustası olmuşsunuz. Bir de Keşan Belediyesi olarak Paşayiğit Caddesi’nde tapulu işyeri olan esnafa % 30 fazla m2 dükkan verdik onlara iyilik ettik diyorsunuz. Daha önceki yazımda da  bahsettiğim gibi Keşan Belediyesi 40 yıl önce rahmetli Hüseyin Yazır döneminde ilk önce dükkanlarımızın arkaya çıkışlarını kapatmış bu da yetmezmiş gibi birde yol genişlemesi kararı aldırıp buradaki esnafı 40 yıldır piyasanın göbeğinde harabe gibi dükkanlara mahkum etmiştir. Siz de gelip bunun üzerine tuz biber ektiniz. Pazaryeri projesiyle ilgili aramızda yaptığımız sözleşmede de siz bunu bize karşı kullandınız. Yolu geri çekeriz kalan dükkanlarınızı da istimlak ederiz diye. Siz bize sadece alttan dükkan verdiniz normalde bu yol genişlemesi olmasaydı bizim burada 5 kat imar iznimiz olacaktı. Hani şu Sosyal Güvenlik Kurumu’na Keşan Belediyesinin borcu karşılığında bedavadan büro olarak verdiğiniz dükkanlarımızın üst katları. Sayın Özcan bizim sayemizde belediyenin borçlarının bir kısmını ödemiş oldunuz. Acaba siz mi bize iyilik yaptınız biz mi size iyilik yaptık. 18 aylık iş kaybımızı kira kaybımızı hiç söylemiyorum bile. Normalde bizim bu kaybımızı belediye olarak sizin karşılamanız gerekirdi fakat muhatabımız olarak ne inşaatın neden geciktiğiyle ilgili ne de bu zararımızın nasıl karşılanacağıyla ilgili bize bir açıklama dahi yapmadınız. Ayrıca bize cephesi 4 metre olan dükkanlar vereceğinizi söylediniz oysa bize verilecek dükkanların cepheleri 3.5 metreyi geçmiyor. Yani alttan verdiğiniz dükkanlarımız bile konuşup anlaştığımız gibi değil. Size güvenip imza attığımız sözleşmeyi biliyorsunuz. Siz bir daha böyle bir sözleşmeye imza atacak esnafı bulursanız öpün de başınıza koyun. Siz bizim iyi niyetimizi fazlasıyla suistimal ederek maddi ve manevi olarak bizi zarara uğrattınız.

İnşaatın gecikmesine buradaki esnafların dükkanlarını tahliye etmemesinin ve bazı dükkan sahiplerinin tapularındaki sorunların neden olduğu öne sürülüyor. Buna da şöyle açıklık getireyim: Belediye yetkililerine gelin dükkanlarımızı yıkın dememize rağmen burada belediyeyle çıkar ilişkisi olan bir iki tane esnaf arkadaş dükkanlarını boşaltmamakta ısrar ettiler. Ben bunun belediyeyle danışıklı dövüş olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü belediye bu insanlara tahliye davası açarak bunu pazaryeri  inşaatının süresinin uzatılması için kullandı. Yani yapılan yanlışı kılıfına uydurdular.  Ayrıca sizinle proje üzerinde anlaştığımızda hiçbir esnafın tapusunda pürüz yoktu. Sizin işleri ağırdan almanız nedeniyle geçen süre içerisinde bazı esnafların işlerinin bozulması nedeniyle dükkanlarına ipotek konuldu ve tapularını geç teslim etmek zorunda kaldılar. Bunu dahi inşaat süresinin uzatılmasında kullandınız. Hatta belediyeyle alışverişi olan bazı esnaf arkadaşlar yıllardır komşuluk yaptıkları diğer esnafları suçladılar. Bak senin yüzünden inşaat uzuyor diye. Oysa işin aslını kendileri de çok iyi biliyorlar. Ama İşin içinde çıkar olunca bazı karakteri zayıf esnaf arkadaşlar kör, sağır, dilsiz olabiliyorlar.

Bu inşaatın uzatılmasının kime ne yararı var Sayın Özcan? Esnaflık yapmanın bu kadar zorlaştığı bu günlerde bize bu yaptığınızı insanın düşmanı bile yapmaz. Keşan halkı, sizi kendi insanını mağdur etmek için mi Keşan Belediyesinin başına geçirdi? En kötüsü de bir defa gelip arkadaşlar bu projeyi düşündüğümüz gibi, planladığımız gibi yapmayı başaramadık deyip özür dileyeceğinize bize sırtınızı dönüyorsunuz muhatap almıyorsunuz. Sekreterinize inşaat ne zaman biterse dükkanlarınızı o zaman alırsınız dedirtip kapıyı yüzümüze kapatıyorsunuz. Fakat şunu unutmayın sizi o koltuğa bizler yani Keşan halkı oturttu. Bu yaptıklarınızla Keşan halkının saygısını, sevgisini ve güvenini kaybediyorsunuz seçim geldiğinde de Keşan halkının tepkisini göreceksiniz. Sayın Özcan siz iyi bir insan, iyi bir doktordunuz fakat iyi bir belediye başkanı olmayı başaramadınız. Bence seçimleri beklemeden istifanızı verin ve başkanlıktan onurunuzla ayrılın. Sayın Özcan bu projeler için çekilen krediler, bu satılan dükkanlar arsalar sizin şahsi malınız olsaydı böyle heba edip, har vurup harman savurur muydunuz acaba çok merak ediyorum.

Keşan halkının ve esnafının yararı düşünülerek doğru düzgün bir proje çizilip, doğru düzgün bir ihale yapılıp, doğru düzgün bir firmaya verilip, işinin ehli ustalara yaptırılmış olsaydı bu proje Keşan’ın yüz akı olabilirdi? Fakat bitirilebilir de teslim edilebilirse ne yüz karası bir proje olduğunu herkes görecek. Sevgili Keşanlılar cuma günkü gazete haberinde de gördüğümüz gibi Keşan belediyesi yaptığı yanlışların faturasını Keşan halkına kesmeye devam ediyor. Ayrıca Cuma günkü yazımda eksik kalan bir detayı daha siz Keşan halkına açıklamak istiyorum. Fotoğraftaki tahsilat makbuzlarına baktığımızda 2014 yılında curuf yani katı atık bedeli 12 tl lik 2taksitte alınmışken (toplam 24 tl), 2015 te bu bedel 13 tl lik 2 taksit halinde (toplam 26 tl) alınmıştır. Yani yıllık artışı 2 lira olması gereken katı atık bedelinin bu yıl 12 fatura toplamı 66 tl tutmaktadır. Yılda 2 lira artması gereken fatura 66-26=30 tl birden artmıştır. Bu hangi vicdana hangi hukuka sığar yorumu siz sevgili Keşanlılara bırakıyorum. İlk önce kanalizasyon parası şimdi ise su faturalarımızdan haksız yere normalin 2-3 katı fazla tahsil edilen katı atık bedeli ile Keşan Belediyesi, yaptığı yanlışların faturasını Keşan halkına ödettiriyor. Hatta hiç çekinmeden yarın Keşan halkından atık su parası da keseceğim diyor Sayın Özcan. Artık Keşan halkının bu gidişata, bu haksızlığa dur deme vaktinin geldiğine inanıyorum. Sayın Özcan halkın ödediği faturalarda ve yaptığınız projeler için devletin verdiği paralarda tüyü bitmemiş yetimin hakkı olduğunu unutmayın. Madem bu yanlış yatırımları yapıp belediyeyi borç batağına sürüklüyorsunuz o zaman bunların faturasını hiçbir suçu günahı olmayan Keşan halkı değil siz ödeyin Sayın Özcan. Pazaryeri  Projesiyle ilgili ve normalden fazla (2-3 kat) alınan katı atık bebeli ile ilgili olarak ben, benim yanımda olan esnaf arkadaşlar ve asıl bu faturaları ödeyen ve projenin sahibi olan Keşan halkı adına yetkili memurlara ve devlet kurumlarına sesleniyorum su faturalarından normalden fazla alınan katı atık parasının kanunlara uygun alınıp alınmadığının ve yapılmakta olan pazaryeri  projesinin kanunlara uygun yapılıp yapılmadığının araştırılıp kusuru, ihmali, art niyeti olanlara gereğinin yapılmasını arz ve talep ederim….