MURAT ARKAN
UFAKLIĞIMDAKİ O HEYECANLA DÜKKÂNIMI AÇIYORUM
Keşanlı yaşayan insan hazinesi olarak nitelendirdiğimiz Ziya Köseler, saat tamirciliği yaparak hayatını kazanıyor. Kendi nesliyle birlikte saat tamirciliği sanatının da yakın gelecekte yok olacağını belirten Köseler, “10 yaşında mesleğe başladım ve 67 yıldır hala saat tamiri yapıyorum. 4 çocuk, 11 de torun sahibiyim. Mesleğimi küçüklükten beri çok seviyorum ve hala ufaklığımdaki o heyecanla dükkânımı açıyorum. Benim yaşımdaki aynı işleri yapan insanlarla birlikte bizlerden sonra bu mesleği yapacak yok. Şuanda sanat diye bir şey kalmadı. Saat tamirciliği de aslında bir sanattır. Atatürk’ün de dediği gibi sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarında birisi kopmuş demektir. Hayat demek sanat demektir. Saat tamirciliğinin bitmesiyle birlikte saat tamir sanatını yapacak kişi çok az kaldı. Yakın gelecekte saat tamirciği gibi bir meslek olmayabilir.”dedi.
SAAT TAMİRCİLİĞİ SANATI YOK, TEKNOLOJİ VAR
Yeni tip saatlerle, eski tip saatleri karşılaştıran Köseler: “Sibopu olmayan çakmaklar gibi kullan at tipi saatler çoğaldı, sanat bitti. Bana sadece eski tip orijinal saatler tamire bakıma geliyor, onlarda gün geçtikçe azalıyor. Yeni tip saatlerin birçoğunun tamir imkanı yok. Şuanda saat tamirciliğinde bana çırak gelse kendisine verebilecek ne bir saat tamirciliği sanatı var ne de tamir edilecek saat var. Artık saat tamirciliği sanatı yok, teknoloji var . Saat tamirciliğini artık sadece hobi olarak yapabilirsiniz. Sanat bittikçe ömürler ne kadar uzasa da yaşam olarak sanal yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
TİK TAK SESLERİNİ EVLERDE DUYMAK HAYAL
Saat sesini duyduğumuzda hayatımızın biraz daha bittiğini fark ettiğimizi, artık onun da olmadığını belirten Köseler, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Önceden evimizde bulunan tik tak sesli saatlerin sesini duyduğumuzda zamanın kıymetini daha da iyi anlıyorduk, şimdi o da kayboldu. Tik tak sesleri artık evlerde duyamıyoruz. Artık o da hayal oldu.
