SONGÜL KONAR

BU KONUDA MÜCADELE VERDİK AMA FABRİKA ÖZELLEŞTİRİLDİ

Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirilme sürecinin üzerinden uzun bir zaman geçtiğini hatırlatarak, sözlerine başlayan Özgen, şunları söyledi: “26 Kasım 1926 tarihinde, Türkiye’de ilk kurulan şeker fabrikası Alpullu’dur. Özelleştirme sürecinde, fabrikaların işletilmesi amacıyla kooperatif olarak talip olduk ancak, bize verilmeyerek, ihaleye çıkartılacağı ifade edildi. Biz, bu konuda mücadele verdik ama fabrika özelleştirildi. Bizim amacımız, fabrikayı alıp, Trakya bölgesine hizmet vermekti ama bunu gerçekleştiremedik. Fabrikayı almak için bize birçok şart koşuldu. 45 gün içerisinde fabrikayı devir alınması gerektiğini ve 25 bin ton şeker üretimi yapılması şartı konuldu. Aksi takdirde, kotaya el konulabileceği ifade ediliyordu. O günün şartlarında 25 bin ton şeker pancarı üretmek zordu. Çünkü o dönemde 400 ton pancar üretimi yapılabilmişti. Biz ihalede bir yere kadar çıkabildik. Ama satın alan kişiler, 2 yıl sonra fabrikayı devir aldılar.”

BU YERİ KENDİMİZ İÇİN DEĞİL; KOOPERATİF ÜYELERİMİZ İÇİN İSTEMİŞTİK

Şeker Fabrikalarının arazilerinin satışa çıkartılması hakkında değerlendirmelerde bulunan Ramis Özgen, “Keşan’da, İstanbul yolu üzerinde bulunan ve daha önce kantar şefliği olarak kullanılan arazinin satışı gündemde. O arazide herhangi bir yapı mevcut değil. O bölgedeki arazide yine birileri tarafından satın alınacak. Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde de, iki arazinin satışı gündemde. Bizler depo yapmak amacıyla istedik. Biz, bu yeri kendimiz için değil; kooperatif üyelerimiz için istemiştik. Ancak, vermediler ve ihaleye çıkartılacağı yönünde bizlere bilgi verildi. Türkiye’nin bazı yerlerindeki araziler çok para yapmayabilir. Ama bazı yerlerdeki araziler, çok değerli konumdadır. Örnek vermek gerekirse; Afyon, Erzurum, Kütahya ve Kırşehir gibi illerde bulunan arazilerin yerleri kıymetli durumda” dedi.

ÜRETİCİNİN %20 ORANINDA BEDELSİZ KÜSPE HAKKI VARDI AMA BUNU KALDIRDILAR

Şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi amacıyla büyük mücadele veren isimlerden biri olan Özgen sözlerini şöyle sürdürdü: “Özelleştirmenin yapılmaması amacıyla mitingler yaptık. Mitinge; partili, partisiz olmak üzere 10 binlerce üretici katıldı. Fabrikalar özelleştirilmeseydi, keşke devlette kalsaydı. Devletimiz tarafından bu fabrikalar çalıştırılsaydı. Fabrikaları alanlarda, devletin bankasından kredi alıp, yine devlete ödemelerini yaptılar. Biz, Panko Birlik olarak bize işletmenin devir edilmesini istedik. Mülk sizin olsun, işletme bizim olsun önerisinde bulunduk. Hatta, zarara karışılmamasını istedik. Ama bu önerimizde kabul görülmemişti. Üretici, pancar ekimi yapmıyor. Çünkü pancarda fiyatlar iyi seviyede değil. İstediği gibi fiyatla oynanıyor. Üreticinin %20 oranında bedelsiz küspe hakkı vardı ama bunu kaldırdılar. Dolayısıyla, küçük üreticiler ezildi. Küçük üreticide, pancar ekimini gerçekleştirmiyor. Ekiliş her geçen gün azalıyor. Gübrenin tonu 3 bin-3 bin 500 TL seviyesine gelmiş. Mazot fiyatları her geçen gün artıyor. Ama pancar fiyatı düşük seviyededir. Biz, üreticinin hakkı neyse onun verilmesini istiyoruz.”