CHP Enez İlçe Başkanı Avukat Engin Yağcılar, 5 Ağustos’ta Silivri’de görülen Ergenekon Davası’nın karar duruşmasına, İlçe Yönetimi ve partililerle birlikte katıldıklarını belirterek, Silivri’de yaşadıkları ile ilgili bir açıklama yaptı.

Yağcılar’ın açıklaması şöyle;

“CHP Enez İlçe Teşkilatı olarak 5 Ağustos 2013 günü Ergenekon Duruşması’nın karar celsesinde yargılanan sanıklara destek olmak ve adalete olan inancımızı göstermek için Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na gitmek üzere Enez’den yaklaşık 50 kişi olarak yola çıktık.

Yargılama sonunda verilen kararı bir hukukçu olarak tartışmayı doğru bulmuyorum. Bu konu ile ilgili yargı süreci devam etmektedir. Ama yol boyunca yaşadıklarımız ve Silivri’de yaşananlar dahi AKP iktidarının demokrasi, düşünce özgürlüğü ve diğer hak ve özgürlüklere olan bakış açısını göstermektedir.

Bugün gelinen noktada AKP kendi düşünce tarzını benimsemeyen herkese zulüm ve şiddet uygulamakta, en temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaktadır.

Daha Enez’den yola çıkarken polis nereye gittiğimizi, kaç kişi gittiğimizi not almış ve ilçe çıkışına kadar da otobüsümüzü takip etmiştir. Yolda ise tüm araç ve otobüsler devam ederken sadece bizim ve diğer ilçe örgütlerinin otobüsleri durdurulmuş ve çeşitli gerekçesiz sebeplerle otobüslere cezalar kesilmiştir. Daha önceki duruşmalara giden otobüsler fare kapanı olmadığı, ceset torbası olmadığı gerekçesi ile trafikten men edilmiş, halkın seyahat özgürlüğü, toplanma ve yürüyüş özgürlüğü ve diğer hak ve özgürlükleri dolaylı yollardan engellenmiştir.

Otobüsümüzde ve diğer otobüsteki vatandaşlarımızın kimlik tespitleri yapılmış ve fişlenerek bertaraf olacaklar listesine alınmıştır.

 

Bunun dışında ise Silivri’ye giden tüm yollar kapatılmış ve cezaevine yaklaşmak isteyen tüm vatandaşlara polis şiddeti uygulanmış, gaz ve su sıkılmıştır. Son olarak hükümlerin açıklanması esnasında güvenlik güçleri tarafından hiçbir uyarı ve ikaz yapılmazken ve de kitleden hiçbir taşkınlık ve saldırı durumu yokken güvenlik güçleri kitleye saldırmıştır.

Burada olan insanlar en demokratik haklarını kullanmak isteyen, yaşanan olaylara toplumsal tepkisini göstermek isteyen insanlardır. Anayasa’ya, Toplantı ve Yürüyüş Kanunu’na, Ceza Kanunu’na aykırı hiçbir tutum ve davranışları yoktur. Bu kitle genci ve yaşlısı ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk resimleri olan insanlardır. Bu insanlar Cumhuriyete, Atatürk’e ve ilkelerine bağlı, devletini seven devleti ve milleti ile hiçbir kavgası olmayan, tüm resmi kurumlara bağlı insanlardır. Bu kitlenin çoğu yaşlı ve emekli, içi vatan sevgisi dolu, bizleri yetiştiren saygın ve aydın insanlardır.

Bu topluluğa yapılan müdahalenin yanında bu saldırı esnasında çevrede bulunan bitki ve ağaçlar yanmaya başlamış ve ortalık savaş alanına dönmüştür. Bu esnada E/5 karayolunu kullanan araç ve otobüsler zarar görmüş tek suçları bu yolu kullanmak olan insanlar gazdan zarar görmüşlerdir. Ayrıca çevrede oturan yazlıkçılar gazdan zarar görmüş ve yazlıklarının bahçelerinde yangın çıkmıştır. Bu durum da göstermektedir ki bu iktidarın gözünde herkes şiddeti ve baskıyı haketmektedir.

Oysa AKP iktidarı ve onun polisi toplumdaki her farklı ses ve kitleye yaptığı davranışı acımasızca bu topluluğA da uygulamış ve birden bire ortalığı savaş alanına çevirmiştir.

AKP iktidarı sonun başlangıcını yaşamaktadır. Her geçen gün saldırısı artmakta ve sertleşmektedir. Toplumu yalanları ve oyunları ile yönlendirdiği ve aldattığı günler geride kalmıştır. Bu yüzden de son çare olarak baskı ve şiddeti kullanmaktadır.  1 Mayıs’ta işçilere, 29 Ekim’de cumhuriyetçilere, Gezi Parkı’nda çevrecilere, 19 Mayıs’ta gençlere saldırmaktan hiç çekinmemektedir.  Bu da siyasal iktidarın gücünü değil köşeye sıkışmışlığını göstermektedir.”