SONGÜL KONAR

Salgının sadece halkın sağlığını tehdit etmediğini ifade eden Şen açıklamasında, Binlerce, on binlerce, yüz binlerce insanın yaşamını kaybetmesinin yanı sıra, salgın on milyonlarca işçinin işini ve gelirini kaybetmesine yol açıyor” ifadelerine yer verdi.  

“ARTIK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İSTİYORUZ!”

1980’lerden bu yana dünyada ve Türkiye’de dizginsiz biçimde uygulanan neoliberal ekonomi politikalarının ve kapitalist küreselleşmenin sonuçlarının dünya ve Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri için yıkım olduğunu vurgulayan Şen, sözlerine şöyle devam etti: “1 Mayıs 2020 tüm dünyada büyük bir dönüm noktasına denk geliyor! Bugün tarihin çok önemli bir kırılma anındayız! Covid-19 salgınıyla birlikte artık eski düzen iflas etti. Biz artık yeni bir toplumsal düzen istiyoruz! 1 Mayıs 2020’yi dünyada ve Türkiye’de gerek halkın sağlığını gerekse toplumsal ve ekonomik yaşamı derinden etkileyen Covid-19 salgını ile karşılıyoruz. Salgın sadece halkın sağlığını tehdit etmiyor. Binlerce, on binlerce, yüz binlerce insanın yaşamını kaybetmesinin yanı sıra, salgın on milyonlarca işçinin işini ve gelirini kaybetmesine yol açıyor. Covid-19 sıradan bir sağlık krizi değil. Büyük bir halk sağlığı tehdidi yanında büyük bir sosyal ve iktisadi felaketle karşı karşıyayız. On yıllardır dünya halklarına sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunamayan bu kapitalist düzen, neoliberal ekonomik düzen küresel salgın ile beraber tam bir iflas yaşıyor. 1980’lerden bu yana dünyada ve Türkiye’de dizginsiz biçimde uygulanan neoliberal ekonomi politikalarının ve kapitalist küreselleşmenin sonuçları dünya ve Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri için yıkım oldu. Artan kapitalist sömürü, eşitsizlik ve adaletsizlik, özelleştirilen kamu ekonomisi, ticarileştirilen sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik hizmetleri tüm dünyada emekçilerin yaşamını, çalışma koşullarını ve sağlığını tahrip etti. Son 40 yılın dizginsiz kapitalist politikaları insan ve çevre sağlığı açısından büyük tehditler yarattı. Devletin yüklenmesi gereken kamusal sorumlulukların kapitalist piyasaya terk edilmesi ve halkın ihtiyaçlarının ticari bir mal haline gelmesi sonucunda ülkelerin sosyal güvenlik ve sağlık sistemleri çöktü. Kapitalizmin kaleleri Covid-19 ile sallandı. İnsanlık, tarihinin en büyük felaketlerinden biri ile yüz yüze. Eşitsizlikleri derinleştiren neoliberal kapitalist düzen ve kapitalist küreselleşme sınıfsal eşitsizliği de derinleştirdi. Yaşanan her krizde olduğu gibi bu salgında da sermayedarlar ve varlıklı sınıflar değil, emekçi sınıflar ekonomik ve sosyal tahribatla yüz yüze kalıyor.” 

“TÜRKIYE’DE SALGINLA MÜCADELE EDİLİRKEN, EN AZ KORUNAN KESİM İŞÇİ SINIFIDIR”

“Finansal istikrar” ve “fiyat istikrarı” gibi neoliberal dogmalar yüzünden Covid-19 nedeniyle yoksullaşan emekçilere yeterince gelir desteği sağlanmadığını dile getiren Şen, açıklamasında şunlara yer verdi: “Covid-19 sonrasında daha fazla yoksulluk ve sosyal eşitsizlik yaşanması şaşırtıcı olmayacak. Covid-19 aynı zamanda insan refahını, toplum sağlığını görmezden gelen dizginsiz bir kâr hırsının yol açtığı çalışma ve yaşama düzeninin de ürünüdür. Sağlığın, sosyal güvenliğin, barınma, ulaşım, iletişim gibi hakların ticarileşmesi ve sömürüye açılması salgınla mücadeleyi zorlaştırıyor. Türkiye’de salgınla mücadele edilirken, en az korunan kesim işçi sınıfıdır. Türkiye emekçileri bu salgına, ekonomik krizin etkisinin sürdürdüğü, işçilerin yoğun işsizlik ve düşen ücretlerle yüz yüze olduğu, sendikal hakların özgürce kullanılamadığı, demokratik hakların yok sayıldığı, demokrasinin tüm değerlerinin alt-üst edildiği, yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı, belediyelere atanan kayyımlarla halk iradesinin yok sayıldığı koşullarda yakalandı. Bu nedenle işçiler salgına karşı etkin biçimde korunamıyor. Salgın koşullarında dahi acil ve temel mal ve hizmet üretimi dışında çarkların dönmesi ısrarı göz göre göre işçileri salgının pençesine itiyor. “Finansal istikrar” ve “fiyat istikrarı” gibi neoliberal dogmalar yüzünden Covid-19 nedeniyle yoksullaşan emekçilere yeterince gelir desteği sağlanmıyor. İşçilerin kendi parası olan işsizlik Sigortası Fonu kaynakları dahi işçiler için kullanılmıyor. Bu çarpık ve köhne düzende emekçiler üretirken ölüyor. Ölümüne çalışmaya zorlanıyor.” 

“YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İSTİYORUZ!”

Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracaklarını vurgulayan Şen, 1 Mayıs’la umudu yükselteceklerini, mücadeleyi büyüteceklerini dile getirerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “İşte 2020 1 Mayıs'ı bu gerçekliğin en çıplak haliyle görüldüğü ve bunun karşısında işçi sınıfının başka bir dünya, yeni bir toplumsal düzen iradesinin dünya çapında haykırıldığı bir kırılma anı olarak tarihe geçecek. 1 Mayıs’ın kökleri vahşi kapitalizme karşı insanca çalışma mücadelesine, çalışma sürelerinin kısaltılması mücadelesine dayanır. Bu kökler şimdi 1 Mayıs 2020’de çok daha anlamlı. Covid-19 döneminde işçi sınıfının ve emekçilerin korunması yaşamsal öneme sahip. Çünkü bu büyük felaket emekçilerin yoksullaşmasına, yaşamlarının tehlikeye atılmasına ve eşitsizliğin artmasına yol açabilir. Ülkemizde Covid-19 nedeniyle iş ve gelir kaybına uğrayan milyonlarca işçiye ayda 1.168 TL sefalet ödeneği dayatılıyor. Zorunlu ve acil işler durdurulmayarak emekçilerin sağlıkları ile oynanıyor. Kayıt dışı milyonlarca emekçi Covid-19 koşullarında gelirden yoksun. 40 yıldır eşitsizliği derinleştiren, güvencesizliği artıran, sömürüyü yoğunlaştıran neoliberal kapitalist düzen, Covid-19 ile tamamen iflas etti. Covid-19’dan sonra eskiye, eski normale dönmek istemiyoruz! 2020 1 Mayıs'ında tarihin bu dönüm noktasında ilan ediyoruz: Biz yeni bir toplumsal düzen istiyoruz! Sermayenin değil halkın egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan, toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1’in değil, toplumun yararını esas alan yeni bir toplumsal düzeni biz kuracağız! İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen kuracağız. Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal kuracağız. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barışın benimsendiği yeni bir toplumsal düzen kuracağız. Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız! 1 Mayıs’la umudu yükseltecek, mücadeleyi büyüteceğiz! İnsanlığın geleceği işçi sınıfının ellerinde diyoruz ve taleplerimizi şöyle haykırıyoruz; İşten çıkarmalar yasaklansın, ücretli izin verilsin istiyoruz! Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulsun istiyoruz! Sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik istiyoruz! Demokrasi istiyoruz! Eşit ve adil bir bölüşüm, sosyal adalet istiyoruz! İş güvencesi, özgür toplu sözleşme hakkı ve örgütlenme özgürlüğü istiyoruz! Belediye şirket işçilerine kadro istiyoruz! Kamusal, nitelikli, parasız ve erişilebilir sağlık ve eğitim istiyoruz! Hukukun üstünlüğünü istiyoruz! Savaşsız, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz! Eşit işe, eşit ücret istiyoruz! Doğanın talanı ve sömürüsüne son verilsin istiyoruz! Hukuksuz olarak işinden edilenler işlerine geri dönsün istiyoruz!”