AYGÜL KONAR

Dernek binasında düzenlenen toplantı, saat 13.30 sıralarında başladı. Toplantıya; ROM-DER Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Savcu ve dernek üyeleri katıldı.

“AYRIŞTIRICI OLMAMALIYIZ”

ROM-DER Yönetim Kurulu Üyesi Kadir Gözeri, “Erikli ve Mecidiye Sahillerinde mevsimlik işçilerimizin yaşadığı sıkıntılar hepimizi derinden üzmüştür. Erikli muhtarımızın yapmış olduğu basın açıklaması da bizi ayrıca üzmüştür, ayrıştırıcı olmamalıyız. Birbirimizin haklarına daha sağduyulu yaklaşalım.” dedi.

Daha sonra ROM-DER Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Savcu söz aldı.

“BİZ KİMSE KİMSEYİ AYIRSIN İSTEMİYORUZ”

 Hiçbir romanın potansiyel suçlu olmadığını vurgulayan Savcu, şunları söyledi: “Eğer suç işleyen varsa bu ülkede adalet var, yasa var. Bu sadece Erikli’de günübirlik geçimini sağlayan insanlar için geçerli değil. Ama Ercan Yıldız’ın bizi potansiyel suçlu gibi görmesini üzüntüyle karşıladık. Orada çalışan kardeşlerimiz ekmeğini kazanmanın peşindedir. Erikli’de hırsızlık veya başka suç unsurlarına rastlanmadı. Bölgemizin insanı mısır satarak, su satarak, simit satarak veya köyden getirdiği bamyasını satarak ekmeğinin peşinde olmuştur. Bu vatandaşlarımızın hepsi bizim vatandaşlarımızdır. Ercan Yıldız’ın bu konuda bir tedirginliği varsa ve daha önceden tespit ettiği vatandaşlar varsa niye daha önce suç duyurusunda bulunmadı? Bu tür olaylarla karşılaştığında adli mercilere niye başvurmadı? Bizi kimse potansiyel suçlu olarak göremez, bu memleket hepimizin. Geçimlerini sağlayacak roman kardeşlerimizin mağdur edilmeyeceğini, elini yüzünü yıkayabileceği bir çeşmenin olabileceğini düşünüyorum. Orası mücavir alan olduğu için Kaymakamımızın ve Belediye Başkanımızın bu kardeşlerimizi mağdur etmeyeceğini biliyorum. Birileri sorumluluk alacaksa biz Keşan ROM-DER olarak bu sorumluluğa talibiz. Eğer bu kardeşlerimizle ilgili bir sorunları olursa bu vatandaşlarımızın hepsini tanıyoruz. Biz bu memleketin havasından da, suyundan da, denizinden de faydalanmak istiyoruz. Keşan’da birlikte yaşıyoruz. O insanlar birinin malına mülküne zarar vermek için oraya gitmiyor, ekmeğini kazanmak için gidiyor. Bir bela gibi görmemek lazım. Biz kimse kimseyi ayırsın istemiyoruz."