NAZAN KAPLAN

“GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 18,3 OLARAK HESAPLANDI”

Türkiye’de yaşanan işsizlik oranları hakkında değerlendirmelerde bulunan Şen, “TÜİK’e göre; Ekim 2017 döneminde yüzde 10,3 olan dar tanımlı standart işsizlik 1,3 puan artarak, Ekim 2018’de yüzde 11,6’ya yükseldi. Dar tanımlı işsiz sayısı bir önceki yıla göre; 501 bin kişi artarak 3 milyon 788 bine yükseldi. TÜİK verilerine dayanarak hesapladığımız geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 351 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise, yüzde 18,3 olarak hesaplandı. Geçen yılın aynı dönemine göre geniş tanımlı işsiz sayısı 517 bin arttı. Tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1,3 puan artarak yüzde 11,6’ya yükseldi. İşsizlik sigortasında rekor başvuru Aralık 2018’de yaşandı. Başvuru sayısı 211 bine yükseldi. Genç işsizliği geçen yıla göre; 3 puan artarak yüzde 22,3’e yükseldi. Kadın işsizliği yüzde 14,7, genç kadın işsizlik oranı ise yüzde 27,9 olarak gerçekleşti. Tarım dışı kadın işsizliği ise yüzde 18,8’e yükseldi. Tarım dışı genç kadın işsizliği yüzde 32,9 oldu. Ne eğitimde ne istihdam olan gençlerin (boşta gezer) oranı yüzde 24,7’dir. Sanayi üretimi daralmaya devam ediyor. Kasım 2018 itibariyle yüzde 6,5 oranında küçüldü. Ekonomide küçülme, yüksek enflasyon ve işsizliğin bir arada yaşandığı ağır bir kriz tablosu yaşanıyor.” dedi.

“İŞSİZLİK ORANI İŞGÜCÜ PİYASALARINDAKİ DURUMU ORTAYA KOYAMIYOR”

Salim Şen sözlerine şöyle devam etti: “TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı (standart) genel işsizlik oranı işgücü piyasalarındaki durumu bütün boyutlarıyla ortaya koyamıyor. Dar tanımlı/standart işsizlik hesaplarının taşıdığı kısıtlar ve sorunlar nedeniyle, işsizliğin gerçek boyutlarının anlaşılması için alternatif işsizlik verilerine ve diğer işsizlik türlerine bakmak gerekiyor. TÜİK tarafından kullanılan standart işsizlik tanımı referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden iş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler işsiz kabul edilmektedir. Bu hesaplama yöntemi işsizliğin gerçek boyutlarının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Geniş tanımlı işsizlik hesaplaması klasik dar tanım kapsamında yer alan işsizler yanında, iş bulma ümidini kaybeden işsizleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olan işsizleri, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanları kapsayan alternatif işsizlik tanımıdır. Çalışma ekonomisi literatüründe kullanımı giderek artan bir hesaplama yöntemidir.”

“AKTİF SİGORTALI SAYISI 114 BİN AZALDI”

Zorunlu sigortalı sayısının 114 bin azaldığının altını çizen Şen, şunları söyledi: “SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu)’nın ekim ayı verilerine göre; eylül-ekim arası 144 bin aktif sigortalı sayısının azaldığını göstermekteyiz. Eylül ayında 14 milyon 810 bin olan aktif sigortalı sayısı, ekim ayında 14 milyon 695 bine düşmüştür. Öte yandan 4-A kapsamı sigortalı sayısındaki değişim incelendiğinde aktif sigortalı sayısının düşüş eğiliminin hızlandığı görülmektedir. 2018 Ocak ayı baz alındığına aktif sigortalı sayısının mayıs ayından itibaren düzensiz bir biçimde azalma eğiliminde olduğu görülmektedir.”

“İŞSİZLİK SİGORTASINA BAŞVURU 211 BİNE ULAŞTI”

İşsizlik sigortasına başvuru sayısının Aralık 2018 itibariyle 211 bine ulaştığını belirten Salim Şen, “2017 yılında işsizlik sigortasına başvuranların toplam sayısı 1 milyon 318 bin oldu. 2018 yılında ise, başvurular 1 milyon 630 bine yükseldi. Böylece işsizlik sigortasına başvuranların sayısı 292 bin kişi arttı. Son bir yılda işsizlik sigortasına başvuranların oranı yüzde 24 arttı. Ekonomik krizin etkisinin görülmeye başlandığı Ağustos 2018’den itibaren işsizlik sigortasına başvuru devasa artış gösterdi. Son 4 ayda işsizlik sigortasına yapılan başvurular 2018’in toplam başvurularının yüzde 45’ini oluşturmaktadır. 2018 yılında işsizlik sigortasına yapılan başvuruların büyük bir kısmı son 4 ayda gerçekleşmiştir.” şeklinde konuştu.

“GENÇ İŞSİZLİK GEÇEN YILA GÖRE; 3 PUAN ARTMIŞTIR”

Genç ve kadın işsizliğinin korkutucu boyutlara ulaştığını ifade eden Şen, “Yoğun İŞKUR desteğine ve işveren teşviklerine rağmen standart işsizlikte ve işsizlik kategorilerinde artış yaşanmaya devam etmektedir. Genç ve kadın işsizliği ile ne eğitimde ne istihdam olan (NEET) gençlerin oranı yüksekliğini korumaktadır. Genç işsizlik geçen yıla göre; 3 puan artmıştır. Özellikle kadın işsizliği ve genç işsizliği kategorileri ile NEET oranları artmaya devam etmektedir. Ekim 2018 TÜİK verilerine göre; kadın işsizliği yüzde 14,7 olarak açıklanırken, kentsel kadın işsizliği ve genç kadın işsizliği yüksek oranda seyretmektedir. Tarım dışı kadın işsizliği yüzde 18,8 olarak açıklanırken, genç kadın işsizliği yüzde 27,9, kentsel genç kadın işsizliği ise yüzde 32,9’a yükselmiştir.” dedi.

“İŞSİZLİKTEKİ TIRMANIŞIN DEVAM EDECEĞİ GÖRÜLMEKTEDİR”

Salim Şen, sözlerini şöyle sonlandırdı: “TÜİK, İŞKUR ve SGK verileri ekonomide derinleşen krizin istihdam üzerindeki olumsuz etkisini giderek daha net biçimde ortaya koymaktadır. İşsizlikteki tırmanışın devam edeceği görülmektedir. İşsizliğin yaratacağı toplumsal tahribatı önlemek için güçlü sosyal politikalara ihtiyaç vardır. İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır. İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır. Güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun ‘insana yaraşır iş’ yaklaşımı temelinde herkese güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimî işçi statüsüne geçirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. İşsizlik sigortası yararlanma koşulları iyileştirilmelidir. Son üç yılda 600 gün çalışma koşulu kriz döneminde 180 güne indirilmelidir. Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.”