SONGÜL KONAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısının ardından, 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19.00'dan başlayıp, 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek şekilde tam kapanma kararı alındığını duyurdu.

İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen, üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kurumlar hariç tüm işyerleri faaliyetlerine ara verecek.

Alınan kararlarda; tarım sektöründe çalışanların, faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebileceği de açıklandı.

Şen yaptığı açıklamada, “Çiftçilik belgesi elinde diye herkesin istediği yerde gezmesinin bir mantığı yok” ifadelerini vurguladı.

“GERÇEK ÇİFTÇİLER İLE BU ÇİFTÇİLERİN AYRILMASI GEREKİR”

Yetkililerin çiftçilik belgesi alım şartlarına sınırlama getirmesi gerektiğini belirten Hasan Şen, gerçek çiftçiler ile bu çiftçilerin ayrılması gerektiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Alınan tedbirlerde çiftçilerimiz yasaklardan muaf tutuldu. Muaf tutuldular ama sıkıntımız da var. 3 dekar ya da 5 dekar arazisi olan da çiftçi belgesi alarak yasaklardan muaf olmak istiyor. Eğer bulunduğunuz yerde tarım yapıyorsanız, sadece buralarda muafsınız. Örnek vermek gerekirse; ben Büyükdoğanca Köyündenim, Keşan’da oturuyorum, arazilerim Büyükdoğanca’da. Ben sadece Büyükdoğanca’ya kadar muafım. Başka bir yerde çiftçilik yapmıyorsam, alıp başımı başka bir köye gidemem. Şimdi çeltik ekimleri başladı, çiftçilik yapan vatandaşımız arazisine gidip gelecek. Çiftçilik belgelerinde arazilerinin nerede olduğu yazıyor zaten. Arazisi olan bölgeye gidip gelebilirler. Çiftçilik belgesi elinde diye herkesin istediği yerde gezmesinin bir mantığı yok. Örneğin adam sahil bölgesinde 3 dönüm arazi almış, belgesi elinde oraya gidecek, ben buna karşıyım. Koronavirüs ile vatandaşımız bir yılı aşkın süredir mücadele ediyor. Çiftçiler muaf diye herkesin çiftçi vasfına girmesine karşıyım. Bu zamana kadar Ziraat Odasının kapısını hiç çalmamış, üç dönüm arazi ekmiş, şimdi ben muafım diyor. Böyle bir şey yok. Yetkililer buna sınırlama getirmeli. Biz çiftçiler de bunu deliyoruz. Faaliyetlerini çiftçilik olarak gerçekleştiren vatandaşlarımız yasaktan muaf. Üç dönüm arazi almışsın, başka şehirden gelmişsin, üretime ne kadar katkın olabilir? Vatandaşlardan, kamuoyundan çok fazla tepki geliyor bu konuda. Adamın köyünde tarlası var, İstanbul’da oturuyor, elinde belgesiyle istediği yere gidip geliyor. Böyle bir şey yok. Aldığın araziye bekli de bugüne kadar gelmemişsin, cumhurbaşkanı aldığı kararda çiftçileri muaf tutmuş, ben de çiftçiyim diyorsun. Bu gerçek değil. Ziraat Odasının kararnamesine göre bunu üye yapmak zorundayım, çiftçilik belgesini de vermek zorundayım. Her şeyin mantıken bir oluru var. Pandemi sürecinde buna uyacaksak, gerçek çiftçiler ile bu çiftçilerin ayrılması gerekir. Yoksa bununla hiç mücadele edemeyiz. Sadece kurumları değil, kolluk kuvvetlerini de zora sokuyor. Bu konularda çok şikâyetler alıyoruz. İnsanlarımızın bunlara dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.”