Atatürk, siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan halk kitlelerinin suskun kalmasıdır. Yönetimin halk egemenliğine dayanması gerektiğini, halkın ve aydınların yönetime katılması, hukuk kurallarının bilimsel olmasını, özgürlüklerin kısıtlanamayacağı, yine yöneticilerin bencil olmamasını sözleriyle açık bir şekilde vurgulamıştır. Siyaset felsefesinden güzel sözler yazmadan geçemedim.

Tacitus: Devlet ne kadar yozlaşmışsa o kadar çok kanun olur.

Oscar Wilde: Siyasi partilere bayılıyorum. İnsanların siyasetten konuşmadığı tek yer orası kaldı.

Edmund Burke: Zayıf bir hükümet kadar baskıcı ve adaletsiz olanı yoktur.

Charles De Gaulle: siyasetçi, efendi olabilmek için uşak gibi görünür. Söylemlere hak vermemek haksızlık olur. siyaset sezdirmeden değişme sanatıdır. Siyaset görüşü ne olursa olsun, her zaman nefretin sistematik organizasyonudur. İlim değil, bir sanattır siyaset. Rahmetli Süleyman Demirel, “Altı defa gittim, yedi defa geldim” sözü halen belleklerimizden silinmedi. Siyaset öyle bir şey.

Kırkpınar Er Meydanında pehlivanların ittifakı olmaz, olsa olsa siyasette olur. ittifaklı seçimlere hazır mıyız? Hak, hukuk, adaletin sağlanamadığı yerlerde huzur hayal olur.