Demokratik Sol Parti (DSP)’nin Keşan’daki en eski üyelerinden biri olan, Emekli Öğretmen ve gazetemizin yazarlarından Cavit Deniz, dün Eski Adliye Binası’nda bulunan parti merkezinde düzenlediği basın toplantısında, DSP’den Edirne Belediye Başkan Adayı olan Hamdi Sedefçi’nin  basında yer alan açıklamalarına ve bu açıklamalar karşısında sessiz kalan il yönetimine duyduğu tepkiyi dile getirerek, “Siyasetin bit pazarı kurulmuştur. Teknoloji, bit pazarlarını ülkemizde yok etti ama görülüyor ki şimdi bit pazarları siyasette canlanıyor” dedi.

Saat 11.00’de başlayan toplantıda sözlerine, “Demokratik Sol Parti’nin bir üyesi olarak yerel seçimle ilgili görüşlerimi açıklama gereği hissettim” diyerek başlayan Deniz, kendisini bu açıklamaya zorlayan nedenin, Edirne Demokratik Sol Parti Belediye Başkan Adayı Hamdi Sedefçi’nin  partisiyle ilgili yaptığı açıklamalar ve bu açıklamalar karşısında sessiz kalan DSP Edirne İl Yönetimi’nin olduğunu kaydetti.

ECEVİT’İN BİZE BİR VASİYETİ VAR

Oldukça gergin olduğu gözlenen Deniz, konuşmasına şöyle başladı. “Sedefçi, basında yeralan açıklamalarında, “Ben hâlâ Cumhuriyet Halk Partiliyim” diyor. “Geçici bir süre için ihanete ve namussuzluğa karşı istifa ettim” diyor, devam ediyor: “Ailem Cumhuriyet Halk Partisi üyesi olarak hayatına devam ediyor. Benim hesabım Cumhuriyet Halk Partisi ile değil, bu adamla. Edirne’de çok iyi tanınan hiç de iyi tanınmayan birisini sandığa gömeceğiz.” diyor. Sedefçi, partisi içindeki kavgalardan ötürü Demokratik Sol Parti’den aday olmuştur. Demokratik Sol Parti Edirne yönetiminde bulunanlar da buna sarılmışlar ve bu açıklamalara bugüne dek herhangi bir tepki göstermemişlerdir. Ya Sedefçi bu sözünü geri almalıdır ya da Demokratik Sol Partiyi yönetenler Sedefçi’yi böyle rastgele konuşmaktan alıkoymalıdırlar. Çünkü Demokratik Sol Parti’nin kurucusu Bülent Ecevit bu tür pozisyonlarda kendisine bu yönde yöneltilen sorulara şu cevabı veriyordu: “Başkasının evindeki kavga, siyasal olarak medet umulacak yer değildir.” Yani başkasının evindeki kavgadan biz siyasal çıkar ummayız. Bunu Bülent Ecevit’i çok iyi okuyan, çok iyi dinleyen ve konuşmalarını çok iyi tahlil eden birisi olduğumu iddia ederek söylüyorum.”

BU DURUM, DSP İLKELERİNE TERSTİR

Sözlerine,  Sedefçi’nin bu açıklamalarının kendisini derinden yaraladığını ifade ederek devam eden Cavit Deniz, bu durumdan hayıflanmayanların Demokratik Sol Parti’yi yönetmeye haklarının olamayacağını ileri sürerek, şöyle konuştu: “Şimdi Hamdi Sedefçi’nin yaptığı il genel meclisi ve belediye meclisi listesini incelediğimizde Demokratik Sol Partili yok. Nasıl oluyor da Demokratik Sol Partili bir aday olmuyor, bunu iyi okumak lazım. Demokratik Sol Parti programının 140-141. sayfalarını Hamdi Sedefçi ve O’nun gösterdiği adayların çok iyi okumasını istiyorum. Kaç tanesi Demokratik Sol Parti Programı’nın yerel yönetimlere ilişkin bu bölümünü okudu acaba?  Bu bölümde maddeler halinde istenenleri yaşama geçirecek il genel meclisi ve belediye meclisinde seçilebilir sırada Demokratik Sol Partili olmaması Hamdi Sedefçi’nin tek yetkili olarak görevlendirilmiş olmasındandır. Bu, Demokratik Sol Partinin ilkelerine terstir.”

DSP, BİRİLERİNİN KAVGA ALANI DEĞİLDİR

Cumhuriyet Halk Partisi’nde böyle bir kavga olmaması durumunda Hamdi Sedefçi’nin DSP’den aday olmayı aklından bile geçirmeyeceğini ve başkasının evindeki kavgadan bir medet umulmaması gerektiği sözünü bir kez daha tekrarlayan Deniz, Geçmişte yaptığı gibi yine kendi yolunda yürürdü. CHP’de ihanete uğradığını söylüyor. “Hâlâ CHP’liyim” demesi, Sedefçi’nin DSP’li olmak için bu partiye gelmediğinin ifadesidir. Demokratik Sol Parti’ye giriş imzalayan kişi, Demokratik Sol Parti’ye imza ile girmiştir. İçindeki o CHP’nin adayına olan kin ve nefret duygularının esiri olarak Demokratik Sol Parti’yi bir kavga alanı seçmiştir, partimizi seçmemiştir.” dedi.

 AK PARTİ KAZANIRSA, FATURASI DSP’YE ÇIKAR 

2009 seçimlerinde Edirne’de CHP ve AKP arasındaki oy farkının 22 bin olduğunu da hatırlatan Deniz, CHP 48 bin oy almış, AKP 26 bin, MHP 3 bin 187, DSP 2 bin 65 oy almış. Şimdi olası bir AKP’nin Edirne’yi kazanması durumunda, bunun sorumlusu kim olacaktır? Olası, ki AKP Edirne’de alırsa, bireysel olarak, Demokratik Solcu olarak, Trakya’da AKP’li bir belediye görmek bana zülüm geliyor. Bir başka parti alabilir. Kimin alacağı beni ilgilendirmez. Burada AKP’nin değirmenine su taşıyacaksa çok dikkatli olmak gerekir. Demokratik Sol Parti geçen seçimlerde olduğu gibi bu sefer de nokta atış yapmalıydı. O zaman nasıl Edirne’de bir noktada seçime girdi kazandı, bu yıl da yine nokta atışı yaparak seçimi en az bir yerde kazanmalıydı. Ben onu söylüyorum ve AKP eğer Edirne’de seçimi alırsa bunun faturası DSP’ye kesilecektir. Bu da bizi çok ama çok üzer” diye konuştu.

BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU

Edirne’de ve ülkemizin bazı yerlerinde yaşanan bu tür olaylarla siyasetin bit pazarının kurulduğunu da dile getiren Deniz,  sözlerine şöyle devam etti:

Gelişen teknoloji, ülkemizdeki bit pazarlarını yok etti ama şimdi de siyasette bit pazarları canlanıyor. Keşke seçimlere Edirne’de  kendi adayımızla girsek de kendi oyumuzu alabilsek. Ben yine de seçimin Demokratik Sol Parti tarafından kazanılmasını arzu ederim. Ama bunu yaparken de Demokratik Sol Parti’nin ve onun genel kurucusunun  ilkelerine sahip çıkıp onları hayata sokarak bu mücadele yapılmalıdır. Bu mücadele, nefret ifadeleri ile ağır ağabey söylemleri ile yapılmamalıdır. Demokratik Sol Parti bu tip söylemlerin karşısındadır. Sedefçi ve Demokratik Sol Parti’yi merkezi noktada yönetenlerin başkan adayının parti programıyla örtüşmeyen açıklamalarını incelemeye almalarını ve gerekli uyarıları yapmalarını bekliyorum.  Sedefçi, “Ben CHP’liyim ama filan adamı gömmek için DSP’den aday oldum” diyorsa ben burada partimize yönelik olarak bir aşağılama olduğunu düşünüyorum. Siz bu partiye üye olduysanız, üyeliğiniz genel merkezce onaylanmış ve Yargıtay’a bildirilmişse partinin üyesisiniz ve bunun ardından böyle bir açıklamada adama derler ki, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.”

CHP İLE İŞİM OLMAZ, BEN ULUSAL SOLCUYUM

Son olarak basın mensuplarının “CHP’ye geçeceğiniz yönünde söylentiler var. Bu konuda ne diyorsunuz?” sorusunu cevaplayan Deniz, 1994 yılından beri DSP üyesi olduğunu, partide değişik görevler üstlendiğini belirterek,  “Partimden ayrılma konusunda hiçbir zaman böyle bir niyetim olmadı. Ayrıca, Atatürkçü ve milliyetçi milletvekillerine taarruz edilen,  Amerikan CIA  örgütüyle bağlantısı ortaya çıkan milletvekillerinin olduğu, ulusalcıların faşist, Atatürkçülerin katliamcı  gösterildiği, Seyid Rıza Haydar’ın hayranlarının bulunduğu, tekke ve zaviyeler açılsın diyenlerin bulunduğu,  “Zaman gazetesi vicdandır” diyenlerin ve Bosna’daki Fethullah Gülen okullarını öven yöneticilerin ön planda olduğu bir partiyle benim hiçbir işim olmaz. Ben ulusal solcuyum, ben ulusalcıyım.” diye konuştu.

Cavit Deniz’in dünkü basın toplantısına, DSP Keşan İlçe Başkanı M. Cem Akgül, Başkan Yardımcısı Yusuf Nalbantoğlu ve DSP İl Genel Meclisi Keşan 1. Sıra Adayı İsmail Adakan da katıldı