MURAT ARKAN

“Oğlum kafayı kullan, şimdi biz herkesin düğününe gittik, takımızı taktık, paramızı astık, şimdi senin Antalyada’ki düğününe buradan kim gelecek” diyor annesi. Çocuk anlamıyor yine soruyor “Anne tamam davetiyeyi anladım da, diğer davetiyeyle birlikte verilen boş zarf ne onu anlamadım” diyor çocuk. “Oğlum şimdi davetiyeyi verirken boş zarfı da vereceğiz, sonra da bu zarfları iki gün sonra toplayacağız, nasıl olsa sırf düğün için gelemeyecekleri için zarfların içine, bizim onlara taktığımız takılara istinaden onlar da bize olan gönül borçlarını bu zarflara koyarak ödeyecekler”, diyor.

Helal olsun teyzecim, ben ticaretin ülkemizde en yoğun yaşandığı yerlerde Kayseri, Bursa, Antep, İzmir, İstanbul’da yıllarca kaldım ama sende olan bu ticaret kafasını ben hiçbir yerde göremedim veya varsa ben şahit olamadım. İnsanlar yıllarca bu ticareti bata-çıka öğrenemiyorlar, hatta para vererek bile bu tecrübeye sahip olamıyorlar. Birçok holdinge, işletmeye senin gibi ticaret kafası olan insanlar lazım. İnsanlara borç olarak verdiğin bu gönül borçlarını adeta bir zarf ile geri toplaman, bende ömür boyu bile sahip olamayacağım bir tecrübeyi, vizyonunu bana yaşattığın için teşekkürler…