Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonluğu bulunan eski pehlivan Mahmut Demir ve oda üyesi eski pehlivanlardan Abdullah Ersoy, dün Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti.

Saat 14.00 sıralarında Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’na gelen Demir ve Ersoy’u Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu ve bazı yönetim kurulu üyeleri karşıladı.

Ziyarette konuşan Abdullah Ersoy, Mahmut Demir’in 1996 yılında yapılan Atlanta Olimpiyatları’nda şampiyon olduktan sonra güreşi bıraktığını belirterek, “Daha sonra ticarete girdi. Spordan sonra yönetim kurulu başkanlıklarını başarı ile sürdürüyor.” dedi.

Dünya şampiyonu Demir, KTSO’nun başarılı çalışmalarını takip ettiğini ifade ederek, “Spor hayatımda 15 defa Türkiye Şampiyonluğu, 4 defa Avrupa Şampiyonluğu, 3 Dünya Şampiyonluğum bulunuyor. Güreş hayatımı tamamladıktan sonra ticari hayata atıldım. Sporcular normal yaşantılarında aktif spor yaşantılarından sonra ortada kalırlar. Biz sporcuların,  sporun dışında da başarılı olabileceklerini gösterdik. Spordan sonra arkadaşlarımızın hayata daha sıkı sarılabilmeleri için cesaretlendirdiğimizi düşünüyorum. Vatandaşlarımıza hayatlarının tüm bölümlerinde spor yapmalarını öneriyorum. Bize spordan zarar gelmez. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Genç arkadaşlarımızın spora teşvik edilmesi önemli. 7’den 70’e ülkemizdeki tüm insanlar spor yapmalı. Spor demek sağlık demek.” şeklinde konuştu.

Demir, konuşmasının ardından Mustafa Helvacıoğlu’na fotoğraf hediye etti.

Helvacıoğlu ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, güreş ile ilgili açılacak olan spor okullarında Demir ve Ersoy’dan görev almaları isteğinde bulundu. 

Mustafa Helvacıoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Sporcuların ticarette daha başarılı olduklarını görüyoruz. Keşan’da gençlerimizi güreşe hazırlayarak, onları bu sporla ödüllendirmek istersek

Abdullah Ersoy ve Mahmut Demir, güreşte Keşan’ın sesinin dünyaya duyurulması konusunda görev alabileceklerini kaydetti.”

Ayrıca ziyaretin sonunda Rusların taktığı <Türk Tankı> lakabının anısını anlatan Mahmut Demir, güreş hayatı boyunca minderde yenmediği Rus kalmadığını dile getirerek, “Her sene yeni bir Rus sporcu deniyorlardı. Baktılar ki yenemiyorlar bu lakabı taktılar. Yani bu lakabı Türkler değil Ruslar taktı. Tahmin ediyorum ki her turnuvada farklı bir Rus sporcu ile yarıştım. Onun için Ruslar beni yenemeyeceğini anlayınca <Türk Tankı> lakabını taktılar.” dedi.