AKP, Cemaat ve tarikat koalisyonu. İkinci Cumhuriyetçi “Yetmez ama evetçi” liberaller. Kendilerini liberallik maskesi ile gizleyen dinciler.

Ülkenin hukuk, siyaset, Atatürk devrimleri ve cumhuriyetini değiştirdiler, dönüştürdüler.

Türkiye’de paralel yapılanmalar çıktı ortaya. Devlet ve TBMM üyeleri onlarla görüşüyorlar.

Ortadoğu devleti olduk.

Neden?

Cemaat liderine devlet yetkilileri ABD’ye elçi gönderiyor. Cemaat liderinden mektup geliyor.

Barış çubukları uzatılıyor.

Kim Gülen?

Savaş yapıp yendiğimiz ülkenin başkanı mı?

Barış adına mektup geliyor. T.C.’yi yönetenlere. Bu ülke çağdaş bir ülke değildir. Feodal yapılar öne çıktı. Ülke gündemini onlar belirliyor.

TBMM’nin temsilcileri İmralı’ya gidiyor. Kandil’e gidiyorlar. Milletin vekilleri mektup taşıyor.

Aşiret yapıları ile devletler arası uygulamalar yapılıyor. Bu tür uygulamalar ancak Ortadoğu ülkelerinde olur.

Gelinen noktada 1950’den günümüze devleti yöneten sağ partiler ve askeri darbelerin payı vardır.

AKP samimi değildir. Baskıcı, totaliterdir. Zaman zaman özgürlükçü kisveye bürünmektedir.

Dinci erkeklerin siyaset malzemesi olan türban sorununu AKP çözüğünü ifade ediyor.

Aslında başı açıklara yasak getirilmiştir bu uygulama ile. Örtünmeyi özgürlük olarak gören insanların yaşadığı coğrafya Ortadoğu’dur.

AKP, tarikat cemaat koalisyonu ülkeyi batıdan koparmıştır.

Feodal yapı ürünleri ile devletin barış sağlama adına girişimleri ortada.

Kandil, İmralı ziyaretleri. Fethullah Gülen’e gönderilen aracı (elçi).

Kandil, İmralı ve Okyanus ötesi T.C.’yi kıskaca almıştır. En önemli tehlike PKK ile Gülencilerin birbirlerine yaklaşmalarıdır.

T.C. ile bugün “Barış” diyenler kendilerini kamufle ediyorlar.

Uluslar arası siyasal ilişkilerde yalnız kalan Türkiye, içine düşürüldüğü “Ortadoğu” ülkesi konumundan kurtarılmalıdır.