TMMOB Makine Mühendisleri Odası Edirne Şubesi Keşan Temsilcisi Tanju Şapçı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hava izleme raporuna göre Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde havası en kirli şehrinin yine Keşan olarak belirlenmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Tanju Şapçı, Keşan Belediyesi ile hava kirliliği konusunda toplantı yaptıklarını ifade ederek, “Belediyeyle yaptığımız toplantıda aldığımız karar doğrultusunda kontrollerimiz geçtiğimiz hafta başlayacaktı. Ancak havanın sıcak olması ve kazanların yanmamasından dolayı kontroller başlayamadı. Geçen senede kontroller başlamadan önce hava kirliliği üst düzeylerdeydi. Fakat yapılan kontroller ve kesilen cezalarla, kirlilik daha aşağılara çekilmişti. En önemli konulardan biri kalorifer yakıcılarının maalesef kurallara uymaması. Çıkıyoruz, çevreye bakıyoruz ki kireç kullanımı maalesef sıfır, yakım saatlerine uyma sıfır. Bu şartlarda her ne kadar eğitmeye de çalışsak maalesef kalorifer yakıcılarını bilgilendiremiyoruz. Bunun tek çözümü bizim fosil yakıt kullanmayı bırakıp doğalgaza geçmemiz. Ama bu şartlarda doğalgaza geçemiyorsak mümkün olduğu kadar kurallara uymamız gerekmekte.” dedi.

YAKICILAR KURALLARA UYMUYOR

Bu hafta itibariyle kontrollere sıkı bir şekilde başlanacağını dile getiren Şapçı, şunları söyledi: “Bunun için belediyeye çevre zabıtası alındı. Zaten çevre müdürlüğünde çalışan arkadaşlarımız da var. Bunlarla birlikte kontroller yapılacak. Saatlere ve yakma kurallarına uymayanlara ceza uygulanacak. Şu an Keşan’a giren kömürler kuru bazda 4 bin 500 kalori. Bu kömürle beraber kullanılacak olan kireç miktarı da % 4’tür. Fakat buna yakıcılar uymamakta. Gelen kömür kuru bazda bu kaloriyi sağlıyor. Valilikten izin alınıyor ve ilçeye kömür girişi böyle sağlanıyor. Kalorifer yakıcıları kireç maalesef kullanmıyor. Kullanmayınca da yanan kömürün içindeki bütün zararlı maddeler bizi zehirliyor.”

KISA VADEDE SULUBACA SİSTEMİ KULLANILABİLİR

Tanju Şapçı, doğalgazın yakın zamanda Keşan’a geleceğini ancak kısa vadede hava kirliliğiyle ilgili alınabilecek önlemleri sıralayarak, “Kısa vadede bu kirliliğin önüne geçebilmek için sulu baca sistemlerini uygulayabiliriz. Ama bunun içinde sulu baca sistemini uyguladığımızda atık su direk sülfürik asit olarak çıkmakta. Bu sülfürik asidi deşarj edebileceğimiz bir depo lazım. Şu an tek çözüm bu görünüyor. Sulu baca sistemine geçersek bu kirliliği önleyebiliriz.” diye konuştu.

ÜCRETSİZ DAĞITILAN KÖMÜRLERİN YANINDA DA KİREÇ VERİLMESİ GEREKİYOR

Soba yakanlara da büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çeken Şapçı, açıklamasını şöyle tamamladı: “Hava kirliliğinin önemli kısmı da sobalardan kaynaklanıyor. Bireysel ısınan evlerin % 80’inin de yanabilecek ne malzeme varsa sobada tüketilmekte. Naylon torbadan, plastik ayakkabıya kadar her şey sobada yakılıyor. Bu da apartmandan daha fazla çevre kirliliğine neden olmakta. Bunun içinde halkı bilinçlendirmemiz lazım. Biz ne kadar uyarırsak uyaralım, insanlar çöpe atması gereken ne varsa sobaya atıp yakmaktadır. Halkımız bu konuda bilinçli olmalı. Ücretsiz dağıtılan yardım kömürlerinde ise kireç hiç kullanılmıyor. Normalde yanlarında kireç verilmesi gerekiyor ama bu yapılmıyor. Bu da % 30 oranında hava kirliliğini arttırıyor. Öte yandan cürufların da tamamen söndürülmeden atılmaması çok önemli. Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorunda.”