ÖDP Keşan İlçe Başkanlığı’nca dün düzenlenen basın toplantısında, 15-16 Ekim 2016 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen ÖDP Ülke Temsilciler Meclisi’nde (ÜTM) tartışılan konular hakkında bilgi verildi.

Saat 11.00’de, parti bürosunda başlayan toplantıya, ÖDP Keşan İlçe Başkanı Metin Tanal, Yönetim Kurulu Üyeleri Rasim Yağcı, Ramazan Bozkurt, Mehmet Özüdoğru ve Suat Kuru katıldı. Metin Tanal, mecliste yapılan tartışmalar sonucunda ÖDP’nin, AK Parti iktidarına son vermek için “14 Yıl Yeter Değiştirelim Türkiye’yi Yeniden Kuralım” çağrısıyla ülke genelinde merkezi bir kampanya yürütmeyi önüne koyduğunu belirterek, “ÖDP, ‘14 Yıl Yeter’ mücadelesinde OHAL’in kaldırılması ve OHAL fırsatçılığı altında gündeme getirilen tek adam diktasının Başkanlık Sistemi adı altında anayasal güvence altına alınmasına karşı ‘hayır’ diyor. Türkiye, 14 yıldır siyasal İslamcı, piyasacı AKP iktidarı tarafından yönetiliyor. Gelinen nokta ortada, madalyonun bir yanında AKP’nin ‘aynı menzile’ kol kola yürüdüğü Cemaatin kanlı darbe girişimi var. Diğer yüzünde ise darbe girişimini fırsata çevirip darbeyi süreklileştiren Erdoğan ve AKP iktidarı. OHAL’e dayanılarak ülke anayasasız ve Meclissiz yönetiliyor. Yargı doğrudan Saray’ın denetimi altında. Cemaatle hesaplaşma adı altında, muhalefete yönelik tasfiye ve sindirme operasyonları sürüyor. Erdoğan, her şeyin Saray’da toplandığı OHAL rejimini, Başkanlığa geçiş için bir fırsata çevirmeye çalışıyor. Sadece Erdoğan’ın konuşmasının, gece-gündüz miting yapmasının serbest olduğu kalan herkesin susturulmaya çalışıldığı bir ortamda Başkanlığa geçiş için hazırlıklar yapılıyor. Tüm demokratik alan ve kanalları bir bir yok eden AKP’nin Başkanlık bir yana anayasa yapma meşruluğu bile yoktur. AKP ile uzlaşma adına yeni anayasa ve Başkanlık tartışmaları dahi yapılmamalı, tüm muhalefet ve toplum kesimleri 14 Yıllık bu karanlığa son vermek için harekete geçmelidir.” dedi.

14 YILDA GÖRÜLMEMİŞ YOLSUZLUKLARA İMZA ATTI

“OHAL rejiminin kalıcılaşmasına da Başkanlık adı altında ilan edilmek istenen tek adam diktasına ‘hayır’ diyoruz” şeklinde konuşan Tanal, “ABD emperyalizminin ‘ılımlı İslam’ projesiyle, Beyaz Saray koridorlarında doğan siyasal İslamcı iktidar, 14 yılda görülmemiş yolsuzluklara imza attı, kanlı darbe girişimine yol açtı, ülkemizi ilk kez komşu bir ülkenin rejimini değiştirmeye yönelen savaşa sürükledi, doğanın acımasız talanına ve emeğin kazanılmış haklarına el koydu. Bu politikaların sonucunda ‘Yeni Türkiye’ diye parlattıkları ülke her yanında ölümün kol gezdiği, cihatçı çetelerin yerleşik bir düzen aldığı viraneye dönüştü. Sonunda, Osmanlı hayranlarının yeni-Osmanlı macerası hızlandırılmış bir Osmanlı tarihine dönüşerek, yükseliş ve durgunluğun ardından şimdi çöküş dönemine girdi. Fakat bu çöküş sadece kendilerinin çöküşü anlamına gelmemekte ülkeyi de büyük bir çöküşün eşiğine getirdi. Artık AKP’nin iktidarda kaldığı her an ülkenin geleceği için daha fazla yıkım demektir. AKP’nin iktidarda kaldığı her an emekçilerin daha fazla yoksullaşması demektir. AKP’nin iktidarda kaldığı her an kadınlara hayatın daha fazla zehredilmesidir. AKP’nin iktidarda kaldığı her gün içerde ve dışarıda savaşın sonucunda etnik ve mezhepsel ayrışmanın derinleşmesi demektir.”

TÜRKİYE’Yİ YENİDEN KURALIM

Metin Tanal, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bu çağrı Cerattepe’de ve 14 yıldır ülkenin pek çok yerinde doğasına sahip çıkan halkın çağrısıdır. Bu çağrı, bugün Proje Okulları adı altında eğitimdeki ilerici tüm dinamiklerin tasfiye edilmesine karşı çıkan öğrencilerin, velilerin çağrısıdır. Bu çağrı, güvencesiz çalışmak zorunda bırakılan, haklarına ve alın terine el konulan emekçilerin çağrısıdır. Bu çağrı, her gün onlarca insanımızı kaybettiğimiz sürüp giden savaşa karşı birlikte yaşam ve barış isteyen Türk ve Kürt halkının çağrısıdır. Bu çağrı emperyalizminin bölgede ve ülkemizde yarattığı savaşa, etnik ve mezhepsel ayrışmaya karşı bağımsızlık isteyen, Amerikan üslerine hayır diyen milyonların çağrısıdır. Türkiye’nin artık daha aydınlık, özgürlüklerin ve demokrasinin geliştiği, emekçilerin alın terinin karşılığını alabildiği, halkların bir arada yaşamın mutluluğunu yaşadığı, kadınların sokaklarda özgürce gezebildiği bir ülke olma zamanı gelmiştir. Türkiye’nin bu karanlık tünelden çıkması ve yeniden kuruluşu ancak eşitlik ve özgürlükle mümkündür. Laik, bağımsız, özgür, demokratik, doğa ile uyumlu ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir ülkeyi hep birlikte inşa etmeliyiz. ‘14 yıl yeter, değiştirelim Türkiye’yi yeniden kuralım’ çağrımızı on başlık altında topluyoruz, Laikliği kazanacağız. Sermayenin, para babalarının değil emeğin ülkesi. Emperyalist tahakküme son , bağımsız Türkiye. Herkesin sözünü özgürce söylediği bir ülke. Kürt sorununu demokratik bir anlayışla çözme. Doğayla barışık ve uyumlu bir ülke. Bilimin, aydınlanmanın esas alındığı eğitim. Herkese sağlık ve sosyal güvence. Söz, yetki ve karar halka. Yeni bir ülke, yeni bir toplum. Bunun için bugünden itibaren her yerde, ‘14 yıl yeter değiştirelim Türkiye’yi yeniden kuralım’ çalışmamızın bir parçası olarak, tüm ilerici, emekçi halk kesimleri ve toplumsal muhalefet güçleriyle birlikte OHAL kaldırılsın ve başkanlık rejimine-sivil diktatörlüğe hayır çağrısını büyüteceğiz.”