Keşan Tüm Sivil Emekliler Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Akay, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yazdığı açık mektupla içinde bulundukları sorunları dile getirdi.

Akay’ın yazdığı mektup şöyle:

“Sayın Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’na Açık Mektubumuzdur.

1 Kasım 2015 seçimlerinden tek başına iktidar olunacak sayıda oy alarak çıktınız ve partinizi iktidar yaptınız. Bu bağlamda sizi kutluyoruz. Biz emekliler olarak, seçim öncesi vaatlerinizi kesinlikle yeterli bulmuyoruz. Çünkü tüm vaatleriniz dişe dokunur bir iyileştirme getirmiyor bizler için… Ama bizler size ve kuracağınız hükümete bu ülkenin emeklileri olarak güvenmeye devam edip, gerekirse ölene kadar sabırla ve metanetle yapacağınız iyileştirmeleri beklemeye devam edeceğiz. Çünkü güvenebileceğimiz başka bir merci şu an itibariyle yoktur.

BİZİM MUHATABIMIZ BAŞINDA OLACAĞIN HÜKÜMET OLACAK

Sayın Başbakan, seçim öncesi sizin, CHP, MHP ve HDP Genel Başkanlarının vaatlerini de inceledik. İnanın biz emekliler için hiçbir partinin tutarlı, emekliyi rahatlatıcı, doyurucu ve “oh be şükürler olsun” dedirtecek bir yaklaşımı yok. Esasen diğer üç partinin söylem ve vaatlerini tartışmaya gerek yok zira muhalefetteler. Dolayısıyla biz emeklilerin tek muhatabı, başında bulunacağınız hükümet olacaktır. O zaman bu doğrultuda sadece sizin vaatlerinizi inceleyelim istedik. Tüm vaatleriniz üç ana başlıkta açıklandı. Onlar kısaca şöyle sıralanıyordu: a-Her emekliye 1.200 TL (aylık maaşa her ay 100 TL yansıtılarak). b-Bankalardan promosyon vaadi. (Bu konu aslında tartışmalı ve henüz hiçbir ilerleme söz konusu değil. Çünkü bir çok banka bunu vermek istemiyor.) c-SGDP’nin kaldırılması. Aslında SGDP’nin (Sosyal Güvenlik Destek Primi) kaldırılması tek başına yeterli değildir. Şöyle ki; bu yasanın yürürlüğe girmesiyle, yüzbinlerce emekli haksız ve hatırı sayılı bir mağduriyet yaşamıştı. Evet yasa kaldırılıyor olsa bile mağduriyet devam ediyor. Çünkü bu yasa doğrultusunda borcu olan belki de milyonlarca emekli, son çıkarılan torba yasa ile borçlarını yapılandırmış ve taksitle ödemeye başlamıştı. Şimdi eğer bir iyileştirme yapılmak isteniyorsa, bütün taksitlendirme ve mahkemelerdeki davalarda kaldırılmalı ve şimdiye kadar yapılmış tahsilatlar da emekliye geri ödenmelidir.

HAKSIZ VE ADİL OLMAYAN BİR UYGULAMA

Sayın Başbakanımız ile kuracağı kabinenin güçlü bir yapıda olacağı bellidir. Bugüne kadar şu veya bu şekilde Avrupa Birliği’nin bir parçasıyız. Araştırdım ve Avrupa Birliği içinde, ekonomik göstergeleri bizden iyi olmayan hatta çok daha kötü olanlarda bile emekliler için böyle bir uygulama yoktur. Yani Avrupa ülkelerinde emekli olduktan sonra işyeri açanlardan ve şirket ortağı olanlardan böyle bir kesinti yapılmıyor. Esasen bu haksız ve adil olmayan bir uygulamadır. Demokratik bir Avrupa ülkesi olan Türkiye’mizde bu tür uygulamalar olmamalıdır. İnsanların çalışma özgürlüklerinin kısıtlanması devletlerin vergi ziyanına da neden olur. Açık ve net olarak söylemek isteriz ki kurulacak yeni Bakanlar Kurulu’nun en düşük emekli maaşını mutlak surette ve en az 2.000 TL olarak belirlemesini istirham ediyoruz. İnanın ki emekliye verdiğiniz maaş aynı gün ekonominin göbeğine düşecek ve önemli bir kısmı da vergiler adı altında devlet hazinesine girecektir.

AKADEMİSYEN VE EKONOMİST DEĞİLİM

Önemli bir konu da şudur: Ne zaman emekliye bir şey verilmeye kalkışılsa kaynak nasıl bulunacaktır diye bir tartışma başlatılmaktadır. Ama bunun dışında hangi konuda olursa olsun, devletimizin her nedense bir kaynak sorunu olmuyor… Bakınız Sayın Başbakan; 1969 Ekonomi eğitimimi bitirdiğim yıldır. Akademisyen ve ekonomist falan değilim. Ne var ki, devletimizin ünlü ekonomistleri her nedense, emekliler için bir iyileştirmeden söz edildiğinde ne hikmetse bir türlü kaynak bulamıyorlar. Samimi olarak itiraf etmek isterim; iki-üç saat içinde bu konu ile ilgili, hem de hiçbir vatandaşımızı rahatsız etmeyecek en az onlarca kaynak bulabilirim. Ülkemizi bugünlere bizden önceki ve bizim kuşağımızın özverili çalışmaları ve fedakârlıkları getirmiştir… Ama bu gün bu kuşak yok sayılıyor. BUNU ASLA KABUL EDEMEYİZ…

Başbakanım: a-Emekli etin ve balığın kilosunun ne olduğunu biliyor. Ancak, bunları asla yiyemiyor. Bu ülke halkının bunu istediğini sanmıyoruz. b-Bize vaat ettiğiniz 100 TL’lik artış ile dört emekli arkadaş sıradan bir lokantada inanınız doğru dürüst bir öğle yemeği bile yiyemez. Siz buna iyileştirme diyebilir misiniz? c-G-20 Zirvesi bu sene ülkemizde yapılıyor. Faka bu G-20’nin içinde bulunan ülkemizin emeklisi hala 1.000-1.100-1.200 TL’lik emekli maaşlarını konuşuyor. Oysa komşumuz Yunanistan hiçbir platformda bulunmasa da, emeklisine 2.700 Avro’nun üzerinde emekli maaşı ödeyebiliyor. İşte biz emekliler bunu bir türlü çözemiyor ve anlayamıyoruz. Not: GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) ve fert başına milli gelir açıklama ve rakamları ilgili kurumlar tarafından yeri geldiğinde yapılmaktadır. Bir şeyi çok merak ediyorum ve anlamakta zorlanıyorum… “KİM CEBİNDE OLMAYAN BİR PARA İÇİN BENİM CEBİMDE VAR.” diyebilir? Milli gelir açıklamalarına göre ülkemizdeki vatandaşın yıllık geliri 12.000 Amerikan dolarıdır. Bu bizim paramızla yılda 35.000 TL’dir. Bu ayda 2.900 TL demektir. Böyle bir aylık gelire sahip ne kadar insanımız vardır ki? Biz Keşan Emekliler Derneği mensupları olarak Sayın Başbakan’ımıza meramımızı anlatmaya çalıştık. “UMARIZ BİZİ BİR KEZ OLSUN ANLAMAK ZAHMETİNE KATLANIRSINIZ.” Başarı dileklerimizle saygılar sunuyoruz. Sayın Başbakan ve kurmaylarının biz emekliler ile ilgili tüm sorunları ivedilikle ele alıp sonuçlandırmaları bizleri gerçekten çok mutlu kılacaktır.  

Keşan Tüm Sivil Emekliler Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Akay”