Saros Körfezi Turizm Otelciler ve Yatırımcılar Derneği Başkan Yardımcısı ve Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa İşçimen, sahillerde yaşanan yoğunluk, yoğunluk nedeniyle ortaya çıkan sıkıntılarla ilgili açıklamada bulundu.

“Burada yaşananlardan ben zarar görüyorsam, turizm zarar görüyorsa, ailem zarar görüyorsa, buradaki tatilciler zarar görüyorsa turizm olmasın” diyen İşçimen, Arka bahçemiz kötü ama biz hâlâ ‘Saros’ diyoruz. İşte gerçek bu. Ben bir an önce Eylül’ü bekler oldum; Erikli kendi havasına bürünsün ve kalite artsın diye.” şeklinde konuştu.

“KURU GÜRÜLTÜ”

Sahillerdeki bu yoğunluğun 3 Eylül’e kadar süreceğini belirten İşçimen, “Bölgeye çok yoğun olarak tatilci geliyor ancak esnafımızla yaptığımız görüşmede, cirolarında düşüş olduğunu söylüyorlar. Dışarıda harcama yapma potansiyeline sahip değiller. Ev kiralarına yüklü miktarda para ödedikleri için dışarıya çıktıklarında çok fazla harcama yapamıyorlar. Örneğin; evlerin gecelik kiraları 200-300 TL arasında değişiyor. 10 gün kalacak bir aile bölgeye 4 ya da 5 bin TL gelmişse, bu paranın yarıdan fazlasını ev kirası olarak ödüyor. Dolayısıyla dışarıda da çok fazla para harcamıyor.” dedi.

“HİÇ BİR HİZMET YETMEZ”

Erikli Sahili’nin 70-80 bin kişiyi kaldıracak bir kapasitede olmadığını, ancak 50 bin kişiyi kaldırabileceğini belirten Mustafa İşçimen, şunları söyledi: “Dolayısıyla kapasitenin üzerinde tatilci gelince hiçbir hizmet yetmez. Ne çöpleri yeteri kadar toplanabilir ne temizliği düzgün yapılabilir ne de diğer hizmetler tam anlamıyla olur. O yüzden yığılma nedeniyle bazı hizmetlerde aksaklık yaşanabilir.”

“TATİL PARASI KİRALAMAYA GİDİYOR”

Erikli Sahili’ne giden kişilerin ev kirası ödemek dışında bölgeye herhangi bir katma değer bırakmadıklarının altını çizen Mustafa İşçimen, şöyle devam etti: “Erikli Sahili’nde şu anda parka çay içmeye giderken çaya ne kadar ödeyeceğini hesaplayan ve gidip soran bir kesim var. Okulların açılacağı haftadan sonra Erikli’de tatil yapan kesimin kalitesi yükselir. Erikli’ye gelmek isteyen, Erikli’yi seven insan bölgeye ya Eylül ayında ya da sezon öncesinde gelmeyi tercih ediyor. Bunlar Erikli’de yaşanan o keşmekeşliği çekmek istemiyor. O yüzden nüfusun düştüğü zamanları tercih ediyor.”

“ERİKLİ’Yİ KAYBEDECEĞİZ”

Temmuz ve Ağustos aylarında Erikli Sahili’nde nüfusun 60-70 binin altına düşmediğini, bu konuda planlama yapılması gerektiğini söyleyen İşçimen, şunları söyledi: “Bu dönemlerde sahile gelenlerin duyarsızlıklarıyla karşılaştık. Örneğin; çocuğunun bezini poşete koyup da çöpe atmayan insanları gördük. Çevre temizliği bir yana bu dönemde deniz suyunda dahi kirlenmeler başladı. Biz duyarsız bir misafir portföyü istemiyoruz. Çevreye zarar veren bir kesim geliyor bu dönemlerde. Çözüm bulunmazsa Erikli’yi kaybedeceğiz. Her geçen gün de bu sürecek. Uyarıları dikkate almayan, ikazlara kötü cevap verebilen, sosyal yaşam tarzları çok farklı bir kesim var şu anda burada.”

“UYUŞTURUCU DA ARTTI”

Erikli Sahili’ne varoş kesimden insanların gelmesiyle uyuşturucu madde kullanımında da artış yaşandığına dikkat çeken Mustafa İşçimen, şöyle dedi: “Güvenlik güçlerimiz sayıları yetersiz olsa da görevlerini yerine getiriyorlar. Ancak geçen yıllara baktığımızda bu yıl daha fazla olay yaşandı gibime geliyor. Bunun yanında varoş kesimin de bölgeye gelmesiyle uyuşturucu madde kullanımında artış yaşandı ve kalite düştü.”

“PLANLAMALAR MART AYINDA BİTMELİ”

Koordinasyon toplantılarının mutfakta yani yerine yapılması gerektiğini 6 yıldan beri söylediğini aktaran İşçimen, “Masa başında yapılan toplantılarla sorunlar ne olduğu gibi görülebilir ne de çözülebilir. Bütün kurumların temsilcileri gelip bölgeyi görmeli. Herkes üzerine düşen görevi yaparsa bir sıkıntımız kalmaz. Biz yumurta kapıya geldiğinde Mayıs’ta koordinasyon toplantısı yapıyoruz. Oysa bütün planlamalar Mart ayında bitmeli. Çünkü Nisan ayı sonunda Erikli’ye gelip yerleşmeye başlıyorlar. Bu sıkıntılar sürdüğü takdirde Erikli’yi kaybetmekle kalmayacağız, en sonunda birisi gelip gerçekten bir bıçak vuracak. Burada keşmekeşliğe yer yok. ‘Ben buraya planlama yapıyorum’ diyecek Turizm Bakanlığı. O zaman olmayan şeyler gerçekleşecek. Çünkü keşmekeşlik otomatikman rantiyeyi doğuruyor. Rantiye doğduğu sürece Erikli’yi bu keşmekeşlikten kurtaramazsınız. Ben bile bir turizmci olarak seneye de bu şekilde devam ederse Erikli’de durmam. Herkes herkesin para kazandığını zannediyor ama öyle değil.” şeklinde konuştu.

“GİDER YATIRIMIMI BAŞKA YERDE YAPARIM”

Bu haliyle gidişatın hiç hoş olmadığını da vurgulayan Mustafa İşçimen, günübirlikçi misafirlerin yarattığı sıkıntıdan ve ayakçı takımının müşteri çekmek için rezervasyon iptaline varan davranışlardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi ve “Ayakçı takımıyla burası kalkınacaksa biz o zaman burada yer almayız. Buyursunlar Erikli’yi kalkındırsınlar. Biz burada yokuz, gider başka yerde yatırımımızı yaparız. Herkes elini taşın altına sokacak. Sokmazsa eninde sonunda devlet elini taşın altına sokacak.” dedi.

“SAHİLDE FALCI VE BOHÇACI BİLE VAR”

Açıklamasının sonunda,Taşıma suyla değirmen döndürüyoruz.” diyen İşçimen, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu da bizim otomatikman maliyetlerimizi artırıyor. Kârlılığımız düşüyor. Ayrıca sahilde seyyar satıcılık yapanların sayısı da çok fazla ve tatilcileri rahatsız edici seviyede satış yapıyorlar. Sahilde ne ararsan var. Bohçacı bile var. Dolayısıyla Erikli’de düzensizlik var. Bu yıl çok yaralıyım. Çok büyük zararlar gördüm. Seyyar satıcılarla uğraşmaktan bıktım.”