BÜLENT SAYLAM

Tam kapanmanın sağlık açısından doğru bir karar olduğunu söyleyen Uyar, kapanmada muaf sayının yüksekliğini hatırlatarak, “Nüfusun yarısı istisna kapsamında olduğu için serbest dolaşıyor bir taraftan esnafa kapatma geliyor. Biz esnafın günahı nedir?” şeklinde konuştu. Uyar, imtiyazlı holdinglere vergi indirimi yapan iktidarın millete patates soğan verdiğini hatırlattı. Uyar, “Yeniden Refah Partisi olarak milletimizin derdi ile dertleniyoruz o dertlere derman olmak için çalışıyoruz paylaşımda adalet için yönetimde adalet için önce millet demek için geliyoruz.” dedi.   

GEÇEN SÜREDE SÜREÇTE DAHA KÖTÜYE GİDİYOR

Uyar, Ramazan ayını tebrik ederek açıklamasına şöyle başladı: “Tüm milletimizin mübarek Ramazan ayını tebrik ediyorum ve bayramda sağlık huzur sıhhat içerisinde Cenabı Allah Celle Celalühu milletimizi ve tüm İslam Âlemine güzel günlere kavuşturulmasını niyaz ediyorum inşallah. Hepimizin bildiği gibi pandemideki mücadele giderek daha iyi bir konuma geleceğine tam tersine geçen sürede süreçte daha kötüye gidiyor.”

GEÇEN 14 AY BOYUNCA NEDEN YAPILMADI?

Uyar, kapanmanın daha önce neden yapılmadığını sorarak açıklamasına şöyle devam etti: “Ülkemizin son günlerde 100.000 kişide görülen vaka sayısı ölüm sayısı bakımından dünyadaki en kötü durumdaki bir kaç ülkeden birisi durumunda. Bu karanlık tablo karşısında hükümet 29 Nisan 2021 tarihinden itibaren başlamak üzere tam 17 günlük kapama kararı ilan etti. Tabii ki almış olduğu kararı karşı değiliz. Sağlığımız için bilim ışığında elbette alınmalı ancak bu tam kapama geçen 14 ay boyunca neden yapılmadı? Bu kadar can kaybı bu kadar vaka olduktan sonra mı aklınız başınıza geldi?

KÜÇÜK ESNAF HEPTEN PERİŞAN OLACAK

Kapanmanın gelişmiş ülkelerdeki gibi yapılmasını savunan Uyar, “İkincisi nasıl bir kapama ki nüfusun yarısından fazlası istisnalar kapsamında kapamada muaf tutuluyor. Genelgede tam 40 madde kapatmadan etkilenmeyecek. İstisna gruplar sayılıyor neredeyse çocuklar ve yaşlılar dışında herkes kapamadan muaf tutuluyor. Nüfusun yarısı istisna kapsamında olduğu için serbest dolaşıyor bir taraftan esnafa kapatma geliyor. 14 Aydan beri doğru düzgün siftah yapmadan pazarları giremeyen esnaf perişan oldu. Biz esnafın günahı nedir? Bu kapanma ile küçük esnaf hepten perişan olacak. Tamam sağlığımız için kapama yapalım ama ekonomik tedbirlerimizi de alalım esnafımızı, çiftçimizi, vatandaşımızı, milletimizi, güçlü ekonomi paketleri ile destekleyerek kapatmalar yapalım. Aynen gelişmiş ülkelerde olduğu gibi.” dedi.

3 HARFLİ ZİNCİR MARKETLERE KAPATMA VAR MI?

Uyar, kapanmanın zincir marketlere yaradığını öne sürerek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan 3 harfli zincir marketlere kapatma var mı? Hayır yok. Neden? Çünkü bunlar gıda statüsünde ama marketler her şey satıyor. Kırtasiye, oyuncak, ayakkabı, giyim, tabak, çanak, bardak, küçük esnafın sattığı hemen hemen her şey var. bu yapılan Küçük esnafa yapılan haksızlık ve adaletsizliktir. Yazıktır, günahtır zaten küçük esnaf 14 aydır perişan oldu. Bu 20 günlük kapanmayı ilan ettiğinizde kapanma ile beklediği milletimizin vatandaşımızın beklediği ekonomi destek paketi nerede? Herhangi bir destek yok. Maaşla çalışan personel ne olacak? Esnafın hali ne olacak? Çekler, senetler, kredi kartları, bankalar, yevmiye ile çalışanlar günübirlik geçinen vatandaşımız ne olacak? Maalesef onlara patates, soğan, kolonya, maske, koli verildi.

KÜÇÜK ESNAFA GELİNCE DESTEK YOK

Küçük esnafın desteklenmediğini kaydeden Uyar, “Sadece 5 tane imtiyazlı holdinge 128 kez Vergi muafiyeti çıkarıp, devletimizin alacağı yani milletimizin yani bizlerin alacağından vazgeçiyorlar. Milletimize de patates soğan veriyorlar. İmtiyazlara gelince destek çok, vatandaşa gelince destek yok. Küçük esnafa gelince destek yok. Önemli soru da budur.” şeklinde konuştu.

ÖNCE MİLLET DEMEK İÇİN GELİYORUZ

Aşı üreten bir ülke konumundan aşı alan ülke konumuna gelindiğini ve Yeniden Refah Partisi olarak milletin derdi ile dertlendiklerini söyleyen Uyar, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “Biz şimdiye kadar geçen sürede neden yerli aşımızı üretemedik. Kazakistan dahi Kazvak aşısını üretti. Bizim daha yerli aşımız yok. 1928'de kurulan ve asıl amacı salgın hastalıklarla enfeksiyon virüslerle misyon hastalıklarla mücadele etmekte ve 40'lı yıllarda yurt dışına aşı ihraç eden hıfzıssıhha enstitüsünü bakanlar kurulu ile 2004 yılında kapatan bir anlayış iktidarda olursa tabii ki yerli aşı üretemeyiz. 19 yıl iktidarları boyunca faize 530 milyar dolar verirken TÜBİTAK 19 yılda 14 milyar dolar ayırırsan tabii ki aşı üretemeyiz. 19 senede Ar-Ge'ye sanayileşmeye üretime teknolojiye ödeyeceğini ödenecek kaynak ayırmazsan, kaynakları imkanları sadece çimentoya betona imtiyazlılara aktaran bir iktidar olursa, elbette yerli aşımızı üretemeyiz. Yeniden Refah Partisi olarak milletimizin derdi ile dertleniyoruz, o dertlere derman olmak için çalışıyoruz, paylaşımda adalet için, yönetimde adalet için, önce millet demek için geliyoruz”.