AYGÜL KONAR- SONGÜL KONAR

Açıklamasına 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü olduğunu da hatırlatarak başlayan Kaçar, “Edirne Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bugün Saros Körfezinin, Mecidiye'nin, İbrice Limanının, ormanlarımızın, tarım alanlarının, su varlıklarımızın büyük zarar göreceği, yaşamımıza bir kez daha kastedecek yeni bir Kalker Ocağı Ve Kırma-Eleme Tesisi Kapasite Artışı Projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulan ÇED Başvuru Dosyasını uygun bulmuş olup, projeye ilişkin ÇED Süreci başlatmıştır. Edirne İdare Mahkemesi 2018 yılında idarece aynı bölgeye açılmak istenen Kalker Ocağı projesine verilen Edirne Valiliği kararını hukuka aykırı bulmuştu. Mahkemeye sunulan bilirkişi heyet raporu ile bölgedeki taş ocaklarının Saros Körfezi’ne, turizme, canlı sağlığına, kültüre, tarıma, ormanlara yani yaşama büyük zarar verdiği kanıtlanmıştı. Kamu idareleri hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yargı kararlarındaki uyarılara ve gerekçeli iptal kararlarına uygun davranmak zorundadırlar.” dedi.

“ANAYASANIN 56.MADDESİNE GÖRE YETKİLİLER YAŞAMIMIZI, DOĞAYI KORUMAKLA GÖREVLİDİRLER”

Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yöre halkına rağmen hukuka, kamu yararına aykırı, Saros Özel Çevre Koruma Bölgesini ve Kültür Turizm Koruma Bölgesi’ni yok sayan, ormanları, denizi yok edecek bir faaliyete dair ÇED başvuru dosyasının kabul edilip uygunluk kararı vermesi Anayasa ve Çevre Yasasına aykırı olduğunu söyleyen Kaçar, şunları söyledi: “Anayasanın 56.maddesine göre yetkililer yaşamımızı, doğayı korumakla görevlidirler. Taş Ocağı faaliyeti, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Barselona Sözleşmesi kapsamında imzaladığı Akdeniz’de Özel Koruma Alanlarına İlişkin Protokole aykırıdır. Bölgenin mevcut durumunun zaten olumsuzluk içerdiği yeni sahaların bu olumsuzluğu daha da arttıracağı çok açık bir gerçektir. Saros bölgesinde yapılan maden faaliyeti ile orman bütünlüğü bozulmaktadır. Çıkan gazlar, tozuşma, atıklar ve gürültü ekosisteme olumsuz etkiler yapmaktadır. Halen faaliyet gösteren mevcut taşocaklarının toz kontrolünü sağlamadığı, oluşan tozun bitki örtüsü üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ve bu tozların Saros körfezine, ormanlara, tarıma ve Mecidiye beldesine de bu olumsuzluğu taşıdığı resmen saptanmıştır.”

“ZARARLARININ ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN GEREĞİNİN YAPILMASI ŞART”

Tüm faaliyetlerin hiç zaman kaybetmeden durdurulması gerektiğini vurgulayan Kaçar, “Edirne Valiliği’ne 2018 yılında dilekçe ile sunulan resmi bilirkişi raporu ve Edirne İdare Mahkemesi’nin tebliğ edilen iptal kararı doğrultusunda Keşan ilçesi, Mecidiye köyü İbrice Mevkii’nde faaliyet gösteren tüm taşocaklarının, kalker ocaklarının, kırma-eleme tesislerinin derhal tüm faaliyetlerinin ivedilikle durdurulması gerekmektedir. Edirne Valiliği’nce mahkeme iptal kararı ve hukukun üstünlüğü ilkesinin uygulanarak Trakya halkının doğal, ekolojik ve kamusal zararlarının önüne geçilmesi için gereğinin yapılması şarttır. Edirne Valiliği, müdürlük internet sayfasından duyurulan Mecidiye İbrice Kalker Ocağı Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artışı ÇED sürecini, yukarıdaki gerekçeler, bilirkişi heyet raporu ve Mahkeme kararı gereğince ivedilikle sonlandırmalıdır.” şeklinde konuştu.