Keşan FM’de 3 Haziran 2013 tarihinde yaptığım yorumda, Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun AK Parti’den Keşan Belediye Başkan aday adayı olması konusunda şöyle demiştim:

“Türkiye odalar ve borsalar birliğinin yeni yönetimine girme beklentisi olan Helvacıoğlu, bugün için, <AK Parti’den herhangi bir yere adayım ya da değilim…> demeyecektir…. Mustafa Helvacıoğlu, öncelikle, TOBB yönetimine girme ihtimalini sonuna kadar zorlayacaktır.  Eğer Helvacıoğlu TOBB yönetimine girerse, siyaseti bir dönem öteleyecektir bana göre. Girmezse de önce AK Parti, sonra da CHP’deki gelişmeleri gözleyerek, işi garanti görürse, AK Parti’den aday adayı olmayı kabul edecektir. Burada Helvacıoğlu’nun işi garanti görmesini iki yönüyle ele almak istiyorum:

Birinci garanti, AK Parti’nin CHP karşısında Keşan Belediye Başkanlığı’nı kazanabilme garantisi olacaktır. İkinci garanti ise Helvacıoğlu’nun, AK Parti’den kayıtsız şartsız belediye başkan adayı gösterilmeyi istemesi olacaktır.

Eğer Helvacıoğlu bu iki garantiyi üst üste oturtamazsa AK Parti’ye sırtını dönecek ve hiçbir şey olmamış gibi görevine devam edecektir.”

Ben bu yorumu yaptıktan sonra, TOBB seçimi gerçekleşti ve Mustafa Helvacıoğlu yönetime giremedi.

Ankara’dan döndüğü gibi de beklentilerime uygun olarak, siyasi faaliyetlere hız verdi.

Helvacıoğlu, bir yandan CHP aday adaylarını gözlerken, bir yandan da AK Parti cephesinde yoklamalarını, daha doğrusu pazarlıklarını sürdürüyor. 

Tüm bunlar, yorumumda da vurguladığım gibi, beklediğim gelişmeler.

Ancak beklemediğim ve Helvacıoğlu’nun da pek beklediğini sanmadığım iki gelişme gözlüyorum bu günlerde.

Biri; AK Parti içinde, Helvacıoğlu’na karşı ciddi bir defans oluşması.

Adının konuşulmaya başlandığı ilk günlerde, “Kayıtsız şartsız AK Parti’nin adayı olur. Parti kendisine mecbur.” gözüyle bakılan Helvacıoğlu için, her şeyin o kadar da güllük gülistanlık olmadığı anlaşılıyor.

AK Parti içinden küçümsenmeyecek bir kesim, Helvacıoğlu’na karşı çıkıyor. Bu karşı çıkanları iki başlık altında toplamak mümkün:

- Kendi pozisyonu açısından Helvacıoğlu’nu tehlikeli görenler.

Bu kesim; Helvacıoğlu’nun aday gösterilmemesi için elinden geleni yapacak ama aday gösterilirse, yapmacık olarak destek verirken, bir yandan altını oyacaktır. Yani ikinci bir İsmail Üğdül vakası yaşanması olası.

- Partililik refleksi ile davranıp, “janjanlı aday” peşinde koşulmasına karşı çıkan ve AK Parti’nin fikrine daha yatkın ve teşkilata emek vermiş aday isteyenler.

Bu kesim, Helvacıoğlu’nun adaylığına sonuna kadar direnecek. Eğer aday gösterilirse de oyunu vermek için başka parti arayacak. Bu başka parti de bana göre, uygun bir isimle yola çıkarsa MHP olacaktır.

İkinci gelişme ise Helvacıoğlu’nun, aday adaylığı konusundaki bekleme sürecini, istediği kadar uzatamayacağının anlaşılması. 

Son günlerde basın organları aracılığıyla yapılan açıklamalar ve Keşan Ticaret ve Sanayi Odası ile AK Parti içindeki kaynamalar, Helvacıoğlu’nu gittikçe köşeye sıkıştırmaya başladı.

“Ya AK Parti ya oda!” çıkışlarının, önümüzdeki günlerde çok daha değişik şekillerde ve çok daha yüksek sesle zuhur edeceğini görmek için kahin olmaya gerek yok.

Yani Helvacıoğlu, AK Parti’den aday adayı olmaya karar vermek için, istediği kadar bekleyemeyecek ve bekletemeyecek. İstediği araştırma ve değerlendirmeleri yapma, özellikle de CHP içindeki gelişmeleri görme zamanını bulamayacak.

Bu noktada, yazının başlığındaki ifadeyi rahatlıkla kullanabiliriz:

“Helvacıoğlu son düzlüğe erken girdi…”

Erken girdi çünkü; aday adayı olacağı söylentilerinin çıktığı ilk günlerde esen iyimser rüzgarlar, gün geçtikçe Helvacıoğlu’nun aleyhine esmeye başladı. Bu durum, önümüzdeki günlerde daha da hızlanacaktır.

Bugünden itibaren, belirsizlikle geçecek her gün; Helvacıoğlu’nun da Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nın da AK Parti’nin de zararına olacaktır.

Bir taktik adamı olan Helvacıoğlu’nun ne yapacağını, bekleyip göreceğiz…

 

Sevgiyle kalın…