BÜLENT SAYLAM

Programa İpsala Belediye Başkanı Abdullah Naci Ünsal, CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan, İpsala Ticaret Borsası Başkanı Necmi Sezer ve İpsala Çeltik Üreticileri Başkanı Sedat Balcılar konuşmacı olarak katılırken; CHP İpsala İlçe Başkanı Ahmet Uğraş Uybaş, İpsala İlçe Tarım ve Orman Müdürü Olcay Karbuz, çiftçiler programda bulundu. 

TEK ÇIKIŞ YOLUMUZ ÇİFTÇİNİN ÜRETMESİDİR

Programda söze ilk olarak ev sahipliği yapan İpsala Belediye Başkanı Abdullah Naci Ünsal başladı. Ünsal, toplanma sebeplerinin siyasi bir faaliyet olmadığını, çiftçilerin sulama maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle çözüm önerilerinin sunulmasını amaçladıklarını söyledi. Ünsal, programda konuşulacak çözüm önerilerinin bir tutanak haline getirilip kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. Programa konuşmacı olarak katılan katılımcıların ardından sözü çiftçilere vereceğini kaydeden Ünsal, “İnşallah bu toplantımızdan değerli bir katılım çıkar ve sözlerimiz dinlenir.” dedi. Çiftçinin üretmesi gerektiğini hatırlatan Ünsal, “Ekonomik krizin yüksek olduğu bir dönemde tek çıkış yolumuz çiftçinin üretmesidir. Biz doksanları da gördük, çok zararlar atlattık. Türkiye'nin enflasyonun aşağı çekilmesinde bizim de bir faydamız olsun amacından toplantı yapıyoruz.”

SULAMA BİRLİKLERİNDE SUYU KULLANAN ÜRETİCİLERİN HİÇBİR SÖZ HAKKI YOK

Ünsal’dan sonra söz alan İpsala Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Sedat Balcılar toplantıdaki amaçlarının üzüm yemek olduğunu bağcıyı dövmek olmadığını belirterek konuşmasına şöyle başladı: “Bizim bir kurum ve kuruluşlarla yakından uzaktan bir sorunumuz yok. Bizim tek isteğimiz Türkiye'nin % 25 pirincini üreten üreticiler olarak İpsala’da pirincin ucuza üretilip tüketicinin de bu pirinci ucuza yemesidir.Müsaade ederseniz ben bir takım notlar aldım Üreticileri temsilen bunları sizlere arz etmek istiyorum. İpsala ve köylerinde toplam 210 bin dekar alanda çeltik üretimi yapılmakta olup, 6580 üretici ailesi üretim yapmaktadır. Sulama birliklerinde suyu kullanan üreticilerin hiçbir söz hakkı yoktur. Atama ile gelen iki kişi her şeyi biliyor. Biz sadece para ödeyebiliyoruz. Sulama birlikleri,  zeytinyağlı su gibi hep haklı ve bunlar suyun üzerinde. Halktan kopuk, üretici ile yakından uzaktan alakası olmayan ve bizlere hiçbir bilgi şekilde bilgi vermeyen gerçek sahibi DSİ, bunlara hiçbir şekilde müdahale etmemektedir. Bizler Hamzadere Sulama Birliği kurulmadan önce de bu arazilerde çeltik ekiyorduk. Ve su parasını çok daha ucuza mal ediyorduk. Kendi imkanlarımızla suyu tarlalarımıza getiriyorduk, bugünkü koşullara oranla çok daha ucuza mal ediyorduk.”

SU MALİYETİ HESAP EDİLİRKEN, ÜST TAVAN FİYATTAN ELEKTRİK MALİYETLERİ İSABET EDİYOR

Balcılar, Hamzadere ile ilgili şu soruları sıraladı: “Sulama birliğinin kaç aracı var? Kaç sulama ve hizmet personeli var? Bakım onarım masrafları nelerdir? Bunları bilmek üreticinin hakkıdır. Bize en son gümrükte yapılan toplantıda sayın kaymakamımızın başkanlığında ilçe tarım müdürü, köy muhtarları. AK Parti milletvekili Sayın Fatma Aksal’ın huzurunda Hamzadere Sulama Birliği'nin 30 milyon kilovat saat elektrik kullandığını söylenildi. Söylemedi ama bu elektrik saatleri pahalı saatlerde kullanırsanız fiyat yüksek çıkar ucuz saatlerde kullanırsanız fiyat düşük çıkar. Ama üreticiye su maliyeti hesap edilirken, üst tavan fiyattan elektrik maliyetleri isabet ediyor o şekilde bizim karşımıza korkunç faturalar çıkıyor. Karpuzlu’da pompa istasyonlarında şebekeye verilen cazibeli suda 380 lira fiyat talep edilirken, Sarıcaali pompa istasyonundan İpsala merkezdeki sisteme verilen su karşılığında 437 lira fiyat istenmektedir. Bu farklılık niye oluyor? Yani 1 taraf 380 bahsettiğim her 2 konuda Hamzadere sulama sahasının içinde olan bölgelerdir. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında elektrik faturaları kullanımdan dolayı çok yüksek gelmekte diğer zamanlarda gelen faturalar düşük gelmektedir. Çünkü özellikle kış aylarında barajların doldurulması esnasında elektrik en ucuz olan saatler akşam saat 10’dan sabah 5 arasında kullanılmakta ve faturalar düşük gelmektedir. 2022 yılında gıdanın önemi bir kat daha arttı. Dolayısıyla maliyetlerimiz arttı. Sulama fiyatlarının düşmesi için birliklerinin enerji konusunda desteklenmesi gerekmektedir.”

AK PARTİ EDİRNE MİLLETVEKİLİ FATMA AKSAL TARAFINDAN BU ATAMA DURDURULMUŞTUR

Çözüm önerilerimize, geleceğin gerektirdiği yoğun olarak kullandığı sulama birlikleri. Kendi elektriğini kendi üretme yoluna gitmelidir. Gerekirse devlet tarafından% 50 hibe güneş panelleri, rüzgar gülü gibi aparatlar için sulama birliklerine destek olunması şarttır. Sulama birlikleri denetlenmelidir. Hatta üretici temsilcilerinin de içinde bulunduğu komisyon tarafından denetlenmelidir. En son İpsala Halk Eğitimi Merkezinde İpsala halkı ile ilk defa karşılıklı toplantı yapmış, onlarla ilgili açıklamada bulunmuş, o günden bugüne bir daha Hamzadere Sulama Birliği'nde ne başkanını ne müdürünü görmek nasip oldu. Çok görmek istiyorsanız ancak Koyuntepe’ye gidip onların yerinde görüşebiliyorsunuz. Bu böyle olmamalı. Sulama Birliği'ni yöneten kişilerin tarım bakanlığı tarafından görevden alma yazdı. Edirne DSİ Bölge Müdürlüğümüze gelmiştir ancak. AK Parti Edirne milletvekili Fatma Aksal tarafından bu atama durdurulmuştur. Niye durdurulduğunu biz vatandaş olarak öğrenmek istiyoruz. 6580 çelik üreticisi bir kenara itilip niye bu iki birlik görevlisi bu derece korunmak istenmektedir. Bunu da öğrenmek en doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum.”

ÜRETİME İHTİYACIMIZ VAR

Balcılar’dan sonra söz alan İpsala Ticaret Borsası Başkanı Necmi Sezer de 2022 yılının önemli bir yıl zor bir yıl olduğunu söyleyerek şunları söyledi: “Son dönemde bunun farkına varıldı. Üretici açısından üretmemiz gerektiğinin farkına varıldı. Bugün için ülke olarak 1 kg çeltiğe 1 kg buğdaya, 1 kg. Mısır'a ihtiyacımız var. Zor bir yıl üretmemiz gerekiyor. Biz üreticiler olarak gerçekten zor dönemlerden geçiyoruz. Maliyetlerinin yüksekliği kredilerimizin yetersizliği bizi üretmek için gerçekten zorluyor. Ama ne olursa olsun şartlarımızı zorlayıp üretmek zorundayız. Ülkemizin ihtiyacı var, dünyanın ihtiyacı var. Biz yaptığımız toplantılarda gerekli yerlere gerekli taleplerimizi ilettik. Önceki yıllarda enflasyon oranında girdi maliyetlerimize tarım ürünlerine fiyat veriliyordu. Ama son dönemde aldığımız sözler, yapılan konuşmalar girdi maliyetlerinin üzerine kâr oranlarımız açıklanarak tarım ürünlerine fiyat verileceğinden söz edildi. Ve bizim de beklentimiz gerçekten bu yönde. Onun için üretmek için kendimizi zorlayalım, zorlamak zorundayız. Üretime ihtiyacımız var. Toplantının bölgemize üreticilerimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum”

HAMZADERE BİZDEN KOPARILDI. ÜRETİCİLERİN ELİNDEN ALINDI

Sezer’den sonra İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan söz aldı. Bugün burada su sorunu konuşmak için toplandıklarını söyleyen Darcan konuşmasında şunlara değindi: “Biliyorsunuz, çeltikte önemli girdilerimizden bir tanesi su. Su fiyatlarının yüksekliği bu yıl gerçekten belimizi büktü. Sadece su değil tabi ana girdilerimiz, gübre ve mazotla beraber başkanımın dediği gibi finansman yetersizliği gerçekten çok zor bir yıl olacağını gösteriyor. Buradaki bugünkü toplantımızın amacı sağ olsun belediye başkanımız ön ayak oldu. Aslında sizlerin dertlerini dinlemek ve çözüm önerilerinizi almak yani biz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama siz olmazsanız sizden destek alamazsak biz bu işi çözüme kavuşturamayız. Biliyorsunuz, Hamzadere bizim gerçekten kendi kuruluşumuzdu ama maalesef son çıkan yasada Hamzadere bizden koparıldı. Üreticilerin elinden alındı. Yani şu anda Hamzadere öyle bir statüye kavuştu ki yani devlet de değil, millet de değil öyle boşta bir statüde ne yaptığını da artık kendileri biliyor. Biz sadece izleyebiliyoruz. Soramıyoruz, tartışmıyoruz, su fiyatını belirleyemiyoruz. Birlikler olmalı Meriç’ten su çekmek kolay arkadaşlar ama daha önce de yaşadınız. Kurak zamanda bütün havza maalesef susuzluktan yandı, kavruldu. Birçok arkadaşımız iflas etmek zorunda kaldı. Barajlar bizim için birer sigorta. Bunların bir dolum maliyeti var. Biz bunu anlayabiliyoruz. Ama yani bu kadar neden yüksek? Yani en azından Sedat başkanım dediği gibi devlet birliklerin kooperatiflerin % 50 elektriğini karşılayabilir.. Yani bunları dile getirmemiz lazım. Bir de şu sorun da var, kapaktan 380’e çıkıyor. Tevfikiye’de su maliyeti 800 TL. Yarın ben çeltik maliyet hesabı yapacağım. Arkadaşlar hangisini maliyet kalemi olarak hesaplayacağız 380’imi 800’ü mü? koyacağım, 800 koysam ötesi bana diyecek ‘bir maliyet yok’ diye ama var işte. Böyle bir şey olmaz bir ortak fiyat belirlenir. Bunları çözüme kavuşturmak için toplandık. Burada asıl amacımız sizi dinlemek.”

ÜRETİCİLERİN YASAYLA ELİNDEN ALINDIĞI BİR NEVİ KAYYUM SUYU PAHALI SATIYOR

Darcan’ın ardından CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu söz aldı. Gaytancıoğlu, şunları söyledi: “Şimdi Çeltik üreticileri birliği başkanı Sedat Balcılar’ın söze başladığı gibi başlamak istiyorum. Amacımız üzüm yemek bağcıyı dövmek değil, siyasi bir konuşma da yapmayacağım ve ben milletvekiliyim siyasi partim de var. Ama burada öncelikle bir bilim adamı bu işi bilen bir kişi olarak konuşma yapmak istiyorum. En sonunda Sayın Darcan’ın söylediği bir yerde 800 lira, bir yerde 380 lira yarın çeltik maliyeti hesaplanacak ve diyecekler ki TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) belki alım yapacak. En düşük maliyetli koyacağını ben inanıyorum. Bir yanda ağlayanlar, zararına satışlar olacak. Ve 2 seneden beri uygulanan politikayı da az çok biliyoruz. Dünyanın pirincini çeltiğini Türkiye’ye yığdılar ve 2 seneden beri sizin ne kadar zorlandığınızı da biliyorum. Şimdi eskiden su ücretleri hasat zamanıydı. Senede bir taneydi bunu her aya çektiler. Yapmayın dedik. Birçok konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olsun, başka ortamlarda bunu söyledik. Her ay bu çiftçi para kazanmıyor dedik. Senede bir defa olsun. Bir de şu an coğrafyamızda bir savaş var. Yani Rusya Ukrayna savaşı var. Gıda çok önemli, onun öncesinde de pandemi oldu. Herkes nereye gitti önce herkes bakkala, markete gitti, makarna aradı, pirinç aradı, stoklamaya çalıştı. Madem gıda çok önemliyse bunun gelmeyeceğini düşünmek lazım. Sonuçta kime kalıyoruz? Üreticiye kalıyoruz, kalmamız lazım. Üreticiyi de ciddi anlamda desteklememiz lazım. Yani en önemli kalemlerden bir tanesi mazot, gübre ise bir tanesi de elektrik. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve bugün burada toplanmak üzere de birbirimize söz verdik. Teşekkür ediyorum, çok da güzel bir katılım var. Yani ben en sonunda da bir konuşma yapmak isterim. Ama şu anda sizi dinlemek istiyoruz. Kızlarımız. Şudur, güvendiğimiz. Hatta darıldığımız şudur: Meriç Nehri'nin suyunu 2 tane kooperatif çok daha ucuza veriyor. Üreticilerce kurulmuş ama üreticilerin denetleyemediği yasayla elinden alındığı bir nevi kayyum suyu pahalı satıyor. Ben bunu kabul edemiyorum. Yapmayın dedik. Su kaç para, elektrik kaç para, maliyetler kaç para? Bunu herkesin öğrenmesi gerek. Şimdi üretici baskı yapıyor. Alaattin başkan, siz kendinizi savunmadınız mı? Şeffaf bir şekilde açıklamadınız mı? Şurayı şunu veriyorum, buraya vurur veriyorum, aklanmadınız mı? Peki biz. Sulama birliğinin niye bilmiyoruz, nereye ne veriyor, nereden ne borcu var? Nereleri yaptırıyor ve bir sürü kanalın kanaletin de çarpık çurpuk olduğunu, bozuk olduğunu da biliyoruz. Yani bunları açıklamakta niye imtina ediyorlar, buna gerçekten üzülüyorum. İpsala Türkiye pirincinin % 25 ini üretiyor. Gurur duyuyor. Gittiğimiz zaman her yerde anlatıyoruz iyide bu çiftçilerin. Zor durumda olmaması gerekir, mutlu olması gerekir.

HEM ÜRETİM DİYORLAR HEM DE ÜRETENİN ÖNÜNE ENGEL KOYUYORLAR

Gaytancıoğlu konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Şunu anlatmak istiyorum. Yani hem üretim diyorlar hem de üretenin önüne engel koyuyorlar. Şimdi ikinci ürün üretmemiz lazım. Aslında birinci üretimi geçtik, ikinci üründe de ayçiçeği üretmemiz lazım. Mısır üretmemiz lazım. Soya üretmemiz lazım ama gel gör ki prim desteği var ama mazot gübre desteği yok. Dün Kirişhane’de kooperatif yöneticileriyle beraberdik. Orada da çok güzel bir şey yapıyorlar ama zamansız. Suyu yer altına, yani kapalı sisteme çeviriyorlar, iyi güzel ama bunu 3 ay sonra yapın kardeşim çeltik hasadı bitsin orada da vatandaş haklı olarak söylüyor ‘ya biz üvey evlat mıyız?’ Buğdaya arpaya 50’şer lira verdiniz. Çeltiğe niye vermiyorsunuz? Çeltik de bir tahıldır değil mi? O da sıcak iklim tahıldır yani beslenmede temel bir gıda maddesidir. Birine dekar başına para ödüyorsun diyorsun ki üretim önemli ben buna veriyorum aynısını çeltiğe de vermen lazım. Ben burada kesmek istiyorum devam ederim. Siz konuşun, hem dediğim gibi siyasi bir şekle bürünmesi. Olay sizi dinleyelim. Yani anlatmak istediğim. Şudur, 2 tane kooperatifimiz var. Altınyazı Kararsaz’la, Karpuzlu kooperatifimiz suyu birlikten ucuza veriyor. Bunu nasıl yapıyor?”

Konuşmaların ardında İpsala Belediye Başkanı Abdullah Naci Ünsal, çeltik üreticisi çiftçilere sözü verdi.

Yarınki sayımızda “Üretmek için suya ihtiyacımız var!” programında çiftçilerin su hakkında sorunları oKuyabilirsiniz.

DEVAMI YARIN