HABER MERKEZİ

Ülkemizin jeostratejik konumuna değinen Derin, “Uluslararası ilişkilere önem vermeli, uluslararası hukuk ve diplomasi dilini de bilen bölge uzmanları yetiştirilmelidir” dedi. 

PARLAK BİR KARİYER 

Röportajımıza ilk olarak Murat Derin’i tanıyarak başlıyoruz: Derin, İpsala’da doğdu. İlk ve ortaokulu Yenikarpuzlu Beldesi’’nde okudu. Daha sonra Keşan İlhami Ertem Ticaret Meslek Lisesi’ni bitirdi. Önlisans eğitimini Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları programında aldı. İlk lisansını Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünde, ikinci lisansını İstanbul Üniversitesi Coğrafya bölümünde Yüksek Onur Mezunu olarak tamamladı. Yüksek lisansını, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde “Balkan Araştırmaları” alanında “Batı Trakya’da Bir Siyasi Parti: Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi” teziyle tamamladı. 2008-2009 yılları arasında Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nda İpsala ve Enez Temsilcisi olarak, 2010-2011 yıllarında da Yenikarpuzlu Belediyesi’nde memur olarak çalıştıktan sonra 10 yıldır Trakya Üniversitesi’nin çeşitli birimlerinde idari personel olarak görev yapmaktadır. Pedagojik Formasyon eğitimi de alan Murat Derin, bir dönem üniversite bünyesinde Serbest Öğretim Elemanı olarak ders verdi. Vatani görevini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yedek Subay (Asteğmen/Teğmen) olarak icra etti. Balkanlar üzerine araştırmalarda bulunan Derin, 2016 yılında Antalya’da düzenlenen bir kongrede “Ahmet Yesevi Araştırmacı” ödülünü aldı. 2015 yılında sınıf öğretmeni Müge Akman Derin ile hayatını birleştirdi. 2017 yılında Meriç Mert isminde bir erkek çocukları oldu. İngilizce, Almanca ve Yunanca bilmektedir. Derin’in uluslararası dergilerde yayınlanmış birçok makalesi, uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan birçok bildirileri bulunmaktadır. Ayrıca Balkanlara yönelik köşe yazıları ve aktüel dergilerde yazdığı makaleler vardır. Eğitimine, Trakya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler alanında Doktora yaparak devam etmektedir. Sürekli kendisini geliştirmeye çalışan Derin, Doktora mezuniyeti sonrası çok daha güzel projelere imza atacağını düşünmektedir. Murat Derin, Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM)'nin 25 Mart 2021'de yapılan Genel Kurulu’nda ülkemizin birçok değerli akademisyeni ile birlikte yönetim kurulu üyeliğine seçildi.
SEVDAMIZ BALKANLAR

Murat Derin’i yakından tanıdıktan sonra, “Balkanlar sevdası nereden geliyor bunu anlatır mısın?” şeklinde bir soru yöneltiyoruz. Derin, sorumuzu içtenlikle şöyle yanıtlıyor: “Balkan göçmeni bir ailenin mensubu olmanın yanı sıra Edirne’nin sınır kasabası Yenikarpuzlu’da doğup büyümem, Balkanlara olan tutku ve merakımın temelini oluşturur. Balkanlar’ı ziyaret etmeyi çok istiyordum. Keşan Ticaret ve Sanayi Odası’nda çalıştığım yıllarda Keşan TSO tarafından bir Yunanca kursu düzenlenmişti. Nergis Karaağaçlı’nın öğretici olduğu kursa ben de katıldım ve güzel bilgiler edindim. Teoride öğrendiklerimizi pratiğe aktarmak için Yunanistan’a gitmek gerekiyordu. Nihayet, 2009 yılında bir Batı Trakya ziyareti ile Balkan maceram başladı. O yıldan sonra Balkan coğrafyasının tamamını gezip görme imkânım oldu. Üsküplü şair Yahya Kemal Beyatlı, ‘Türkler bir deniz gibi Balkanlar’dan çekilmiş lakin tuzunu bırakmış, bütün o topraklar Türklük kokuyor’ diyor. Balkanları ziyaret edenler Beyatlı’nın ne demek istediğini çok iyi anlıyorlar.

Batı Trakya’yı, 2009 yılından günümüze sıkça ziyaret eden biri olarak, güzel dostluklar edinme ve burada yaşayan Türklerin sorunlarını yerinde görme fırsatı buldum. Bu gelişmeler, ‘Balkan Araştırmaları’ alanında yüksek lisans eğitimime ve ‘Batı Trakya’da Bir Siyasi Parti: Dostluk Eşitlik ve Barış Partisi’ konulu bir çalışma yapmama vesile oldu. Bu çalışma literatüre önemli katkılar sunmakla birlikte, partinin tarihini ele alan ilk ve tek çalışma özelliğini taşıyor. Nitekim çok yakında Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) tarafından kitabımız basılıyor. Çalışmamızı Türkiye’de de yayımlayabiliriz. Çalışmalarımız hikâye, roman türünde değil, bilimsel ve akademik çalışmalardır. İlerleyen yıllarda çok daha önemli projelere imza atacağız, bu amaca yönelik altyapı çalışmalarını tamamlıyoruz. Ahmet Süheyl Ünver’in şu sözümüzü kendimize şiar edinmeliyiz diye düşünüyorum: ‘Herkesin bir mesleği olmalı, bir de meşgalesi. O meşgale bütün kültürümüzdür ...’ İşte bizim meşgalemiz de Balkanlar ve oradaki Türk Kültürü oldu. Mesleğimizi elimize alıp, yeterli diye düşünmedik. Okumaya, araştırmaya, bilgilenip fikir sahibi olmaya ve bu bilgileri yazıya aktarmaya çalıştık. Durumun özü budur.”

RUBASAM BİR DÜŞÜNCE KURULUŞUDUR

Daha sonra Murat Derin’den RUBASAM hakkında bilgi vermesini istiyoruz.  Derin, “‘RUBASAM nedir, ne iş yapar?’ onun üzerinde durmakta fayda görüyorum.” diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürüyor: “RUBASAM daha çok think-tank olarak bilinen bağımsız düşünce kuruluşlarından biridir. Düşünce kuruluşu, ülkelerin politik karar alma süreçlerinde yöneticilere doğru ve gerçekçi politikalar belirleyebilmeleri amacıyla çeşitli tavsiyelerde bulunan, raporlar yayınlayan araştırma merkezleridir. Batı’ya göre ülkemizde bu kuruluşlar azdır ancak son yıllarda sayısı giderek artmaktadır.

RUBASAM, öncelikle Balkanlar, Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan Balkan göçmenleriyle soydaş ve akraba topluluklar olmak üzere  Balkanlar, Türkiye, Türk Dünyası ve komşu coğrafyalarla ilgili konularda sivil insiyatif oluşturarak, Türkiye Cumhuriyeti ile Türk Milleti’nin hak ve menfaatlerine ilişkin politikalara katkı sağlamak amacıyla  doğru bilgi ve analiz üreterek, sorunlara çözüm önerileri geliştiren,  gerektiğinde danışmanlık yapan bir düşünce kuruluşudur.

RUBASAM tüm çalışmalarını, Türk vatanı ve Türk Milleti’nin ebedî varlığına ve Yüce Türk devletin bölünmez bütünlüğüne hizmet amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;    öncelikle Balkanlar, Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan Balkan göçmenleriyle soydaş ve akraba topluluklar olmak üzere,  Balkanlar, Türkiye, Türk Dünyası ve komşu coğrafyalarla ilgili konularda sivil insiyatif oluşturarak, Türkiye Cumhuriyeti ile Türk Milletinin hak ve menfaatlerine ilişkin politikalara katkı sağlamak amacındadır.”

RUBASAM ÇALIŞMALARI PANDEMİDE DURMADI

“2021 ilk üç ayında 34 konferans yaparak, elde ettiğimiz başarı, gelecek günlerimize ışık tutacak ve yeni yönetime rehber olacaktır.  RUBASAM özellikle pandemi döneminde Balkanlar’a yönelik alanında uzman akademisyenler tarafından çevrimiçi olarak sunulan seminerler vermiştir. Tüm seminerler ücretsiz olup, dileyen katılımcılara katılım sertifikaları da verilmiştir. 2021 yılında yapılması planladığımız konferans, seminer türünde çok fazla etkinliğimiz olacak. Bu konulara ilgi duyanları RUBASAM’ı takip etmeye davet ediyorum.”

RUBASAM’DA DEĞERLİ AKADEMİSYENLERLE ÇALIŞACAĞIM

“RUBASAM (Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi)'nin 25 Mart 2021 tarihinde yapılan Genel Kurulu’nda yönetim kurulu üyeliğine seçildim. Yönetim Kurulumuzda Prof. Dr. Necdet Tekin (Eski Milli Eğitim Bakanı), E. Korgeneral Mehmet Eröz (E. Gn. Kur. Hrk .Bşk.), Prof. Dr. Orhan Derman (Hacettepe Ünv. Öğt. Ü.), Neval Konuk Halaçoğlu (Marmara Üniv. Öğr. Ü.) gibi ülkemizin çok değerli akademisyenleri ile çalışacağım. Yönetim Kurulumuzda alanlarında uzman birçok üyemizi de unutmamak gerekir. Kendileriyle aynı çatı altında olacağım ve Balkanlar adına katkı sunacağım için gerçekten büyük mutluluk duyuyorum.” Sözü edilen değerli şahsiyetleri ilerleyen süreçte bölgemizde misafir edecek bir proje gerçekleştirmek isterim.”

“BÖLGE UZMANLARI YETİŞTİRİLMELİDİR”

Murat Derin’e son olarak ilave etmek istediğiniz bir şey var mı diye sorduğumuzda şu ilginç yanıtı alıyoruz: “Evet, ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik açıdan oldukça önemli bir konumdadır. Bizler de Avrupa’ya açılan kapı Edirne ili sınırlarında yaşıyoruz. Bu açıdan uluslararası ilişkilere önem vermeli, uluslararası hukuk ve diplomasi dilini de bilen bölge uzmanları yetiştirilmelidir. Ve bu yetiştirdiğimiz liyakatlı kişileri layıkıyla mesleğini icra edecek görevlere getirmeliyiz. Yerel yönetimler, odalar, birlikler komşu ülkelerin dillerini öğreten kurslar düzenlemelidirler. Bu kurum ve kuruluşlar bünyelerinde Dış İlişkiler Birimi ya da Balkan Masası kurabilirler. Tabi tarihi bilinci de unutmamak gerekir. Tarihimizi de öğrenip geleceğimizi ona göre şekillendirmeliyiz. Ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan çok yönlü olarak bölgemize ve dolayısıyla ülkemize katkı sunan çalışmalar yapmalıyız.”

“TARİHİMİZİ, DİZİLERDEN VE FİLMLERDEN DEĞİL, KİTAPLARDAN ÖĞRENMELİYİZ!”

Derin, sözlerini şöyle sonlandırdı. “Az önce tarih bilincinden bahsettim, bu konuya hassasiyet göstermeliyiz. Tarihimizi dizilerden, filmlerden ziyade kitaplardan öğrenmeliyiz. Bu açıdan Sonay Can’ı örnek almak gerekir, bölgemizde en çok Balkan kitabını Sonay Bey okudu. O ödüllü bir okur, umarım artık okuduklarını ve gezip gördüklerini kitaplaştırır. Önceliğimiz kitaplar olmalı, elbette dizi ve filmlerden de bazı bilgiler öğrenebiliriz. İstisnai örneklerimiz de var; Naim Süleymanoğlu’nun hem sportif başarılarını hem de Bulgaristan Türkleri için yaptığı fedakârlıkları birçok kişi ‘Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu’ isimli filmden öğrendi. İyi de oldu. Şimdi ‘Bir zamanlar Kıbrıs’ filmi yayında o da dikkatle izlenmeli. Son zamanlarda tarihe önem veren, bilgilendiren yayınlar da üretiliyor. Son olarak TRT, tam da Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın ‘Yunanistan’da Türk Yoktur’ sözünü söylediğinin ertesi günü Dr. Sadık Ahmet'in hayatını beyaz perdeye taşıyacağını duyurdu. Farkındalık edinmek, bilinçlenmek ve gerçeklerin uluslararası alanlarda duyurulması için oldukça önemli çalışmalardır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın da Batı Trakya ve Dr. Sadık Ahmet ile ilgili çok yakında uluslararası bir kitap çalışması olacak, bunun da müjdesini vermiş olalım. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Birkaç ay önce Keşan Belediyemize bir dilekçe sundum. Dilekçemde Keşan’da uygun görülen yer, sokak, bulvar veya üst geçitlere Balkanlı önemli şahsiyetlerden Naim Süleymanoğlu’nun ve Dr. Sadık Ahmet’in isimlerinin verilmesini talep ettim. Sadece Keşan ile sınırlı kalmamak lazım, İpsala, Enez ve Uzunköprü gibi ilçelerde de bu girişimlerde bulunulabilir. Türk Dünyası, Yunanistan (Batı Trakya) ve Bulgaristan Türklüğü için önemli şahsiyetlerin isimleri umarım bölgemizde yaşatılır.”