HABER MERKEZİ

Açıklamasına, “Cumhuriyet Halk Partisi'nin Büyük Kurultayının toplanması için imza vermiş bir Kurultay Delegesi olarak uzun zamandır yazılı, görsel ve sosyal medyada yapılan kötü tartışmaları, yorumları üzülerek ve şaşkınlıkla izliyorum.” şeklinde başlayan Uybaş, şunları söyledi: “Öncelikle belirtmek isterim ki kurultayın toplanması sürecinde vermiş olduğum imza her ne kadar Edirne İl Kongresinde bana verilmiş bir hak olsa da aynı zamanda İpsala İlçe Başkanı olmam sebebiyle Yönetim Kurulum, Belde Yönetim Kurullarım, gençlik ve kadın kollarım, ilçemde seçilmiş Belediye Başkanı, Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri, parti delegelerim, önceki dönem İlçe Başkanlarım, parti üyelerim, parti büyüklerim, partimize üye olamayan ama partimize gönül ve oy vermiş kişiler, Milletvekillerimiz, İl başkanım, önceki dönem Milletvekilliği yapmış veya partimize başka yerlerde hizmet etmiş büyüklerim, bununla birlikte çevre ilçelerde partimiz adına görevler almış ve halen görev almakta olan partililerimizle görüş alışverişinde bulunarak kurultayımızın toplanması yönünde imza vermeye karar verdim. Kısa sürede tamamına ulaşamamış olabilirim ama pek çoğuna ulaştığımın bilinmesini isterim.
Görüştüğüm kişilerin tamamının görüşü kurultayın toplanması yönünde degildi. Fakat elde edebildiğim tüm görüşleri imza verme sürecinde bir potada eriterek bu karara vardım. Verdiğim kararı da ilk olarak, bu süreçte aynı görüşte olmasak da ‘yazılı olmayan parti adabı gereği’, il başkanım Sayın Fevzi Pekcanlı ile paylaştım. İmza sürecine ilişkin özellikle de yakın olamadığım ve beni tanımayan Edirne'deki değerli basın emekçilerinin imza verenlerin ne olup-olmadığı hususundaki yorumlarını da ‘keşke beni arasaydınız ve sorsaydınız’ diye izliyorum ki, bunu yapıp bana soran basın emekçileri de var onlara da teşekkür ederim. İmza verdiğim andan bugüne kadar partililerimin görüşlerini pek çok platformdan takip ediyorum ve pek çoğuna üzülüyorum.”

KURULTAY DELEGELERİMİZİN VERMİŞ OLDUĞU KARARLARA SAYGILI DAVRANILMASI KANAATİNDEYİM

Ahmet Uğraş Uybaş açıklamasına şöyle devam etti: “Cumhuriyet Halk Partililer ne benim gibi Büyük Kurultayın Toplanması için imza veren kurultay delegeleri ne de imza verme düşüncesinde olmayan kurultay delegeleri parti haini (diğer sıfatları saymaya gerek duymuyorum ve yakıştırmıyorum) değildir. Yine pek çok yorumda parti neden 1100 delegenin elinde (secilmis mv. pm. disiplin kurulu üyeleri hariç) kalıyor. Üye seçsin, 1100 koltuk sevdalısı, genel merkezin belirlediği isimler, kendi adamları veya hain gibi yorumlar yapılsa da, bu konuda da herkese bir açıklama yapmak gerekirse; bu durum siyasi partiler kanundan ileri geliyor. Delege sistemi siyasi partiler kanunundan kaynaklı bir durumdur. Bu konu CHP konusu degildir ve sınırları siyasi partiler kanununca belirlenmiştir. Bu bakımdan delege sayısı husunda degişiklik yapmak mümkün değildir. Yine biz seçilen kurultay delegeleri, birinin adamı olarak degil, İl Kongrelerinde sunulan listeler üzerinden seçilmekteyiz. Sadece kendi ilimden örnek vermem gerekirse, seçilen 6 kurultay delegesi olarak, verdiğimiz kararlarda bu zamana kadar ayrı düştüğümüz pek çok konu vardır, bu konular üzerinde tartışmalar, fikir aliş verişleri yapsak da, sonuç olarak hepimiz hür irademizle karar vermiş bulunmaktayız. Demokrasiden ve hür iradeden bahsederken kurultay delegelerimizin de vermiş olduğu kararlara saygılı davranılması kanaatindeyim.”

YAPILAN ÇAĞRI FİKİRLERİN TARTIŞILMASI ÇAĞRISIDIR

Uybaş şöyle devam etti: “Takip ettiğim yorumlarda, 8 yıldır genel baskanlığımızı yapan, sayın Baykal dönemi sonrası partinin çehresini degiştirmeye çalışan ve bunda belirli bir ölçüde başarılı olan, dürüstlüğünden, devlet adamlığından, yöneticiliğinden hiç şüphe duymadığımız, adalet yürüyüşüyle ismi nobel bariş ödülü için dahi gecen Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve TBMM’deki gür sesimiz, her konuşmasını video kanallarından heyecanla izledigimiz, gençleri ayrı bir sevgiyle peşinden sürükleyen, Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Muharrem İnce ile ilgili partililerimin söylediği sözler beni gerçekten de derinden yaralıyor. Degerli Cumhuriyet Halk Partililer bizler bugün tribünlerde olduğu gibi sarı-lacivert, siyah-beyaz, sarı-kırmızı, bordo- mavi vs. gibi bir ayrım içerisinde değiliz. Hatta unutmayalım ki, gezi sürecinde tüm renklerin doğru için buluştuğu noktalar mevcuttu. 
Bizler babam Fenerbahçeliydi ben de Fenerbahçeliyim diyenler degiliz. Hangi amaç uğruna Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında buluştugumuzu, ilkelerimizi, ülkemizin, vatandaslarımızın ne hale düşürüldüğünü, kurtarma-yönetme çabamızı ve bu çatı altında yine birlikte siyaset yapacağımızı unutmamalıyız.Yapılan kurultay çagrısını gerçekten de herkesin cok iyi anlaması ve değerlendirmesi gerektiği düsüncesindeyim. Yapılan kurultay çagrısı tek başına Kılıçdaroğlu-İnce seçimi çağrısı değildir. En azından kendi adıma böyle olmadığını ve benim gibi düşünen kurultay delegeleri oldugunu belirtmek isterim. Yapılan çağrı değişen ülke ve dünya dinamiklerine uyum bununla birlikte partimizin izleyecegi ideolojik politika konusundaki fikirlerin tartışılması çağrısıdır. Sadece isimler üzerinde yaptığımız fanatizme varan yorum ve görüşler partimizi, ülkemizi bir adım dahi ileriye götürmekten uzak kalacaktır. Malesef yapmış olduğumuz son tüzük kurultayımızın da partimize ve ülkemize bir nefes, bir umut getirmediği ortadadır. Ortaya konacak fikirler ve sol ile aydınlatılacak bir Cumhuriyet Halk Partisi'ne ihtiyacımız vardır. Vatandaş sağa yöneldi diye sağa yönelen, vatandaş muhafazakar diye muhafazakarlaşan bir CHP'ye degil; zincirleri ve önyargili bilinçleri kıran solun, herkesi kucakladığını açıkça anlatabilen bir iradeye ihtiyacımız vardır ve kurultayımızda başarmak istediğimiz budur.”

ÜLKEMİZİN AYDINLIĞI İÇİN MÜCADELE ETMEYE DAVET EDİYORUM

Ahmet Uğraş Uybaş açıklamasını şöyle sonlandırdı: “İmza toplama sureci sona erecek. İmzaların toplanabildiğini veya toplanamadığını bilmiyorum ama istediğim ve inandığımı tek bir şey var o da Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu yaşadıgımız sürecin sonunda en doğru çizgiye geleceği ve yerel seçimlerde büyük başarı kazanacağıdır. Hepimizi düşüncelerimize saygılı, birlik ve beraberlik içerisinde ülkemizin aydınlığı için mücadele etmeye davet ediyorum.”