Beş yüz yıl boyunca, Osmanlı Devleti’nin SELÂNİK Sancağı’nda, deniz kıyısındaki BEYAZ KULE’ye, yürüyüş mesafesi uzaklığındaki iki katlı bir Türk Evi’nde, ZÜBEYDE Hanım adındaki bir anne, 1881 yılında, mavi gözlü, güneş bakışlı güzel bir erkek çocuğu dünyaya getirir…

Adını Mustafa koyarlar.
Mavi gözlü, sarı saçlı Mustafa, Selânik ve Manastır’daki ilköğretim okullarından sonra, İstanbul Harb Okulu’nu bitirerek,10 Şubat 1902 tarihinde teğmen olarak MEZUN olur.
Çocuk Mustafa, Selanik Askeri Rüştiyesinde okurken, matematik öğretmeni O’na, KEMAL adını koyar.
O  günden sonra Mustafa Kemal olarak anılan Mustafa , İstanbul’da Harb Akademisi’ne devam ederek.1903 yılında
üsteğmen olur..
11 Ocak1905 yılında da, bu okulu kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirir.
1911 yılında Trablusgarb’da; Derne-Bingazi-Tobruk bölgelerinde İtalyanlara karşı savaşır.
1 Aralık 1912 yılından 10 Aralık 1913 yılına kadar Gelibolu mürettep kuvvetler harekât şubesi müdürlüğü ve Bolayır Kolordusu Kurmay Başkanı olarak
Balkan Savaşı’na katılır…
27 Ekim 1913 tarihinde Sofya ataşe militerliği, 11 Ocak 1914 tarihinde de Belgrat ve Çetine Ateşemiliterliği’ne atanır. 1915 yılında Çanakkale’de miralay (I.Dünya Savaş) 1916-1917 yılında Kafkas Cephesi (Doğu cephesi) ve 1917-1918 yılında Suriye-Filistin cephelerine Yıldırım Orduları Komutanı olarak katılarak, büyük başarılar elde eder.
I.Dünya Savaşı’nda yenilen Osmanlı Devleti, 1918 yılında Almanya ile birlikte savaştığı itilaf devletleri ile MONDROS ATEŞ KES antlaşmasını imzalamak zorunda kalır… İtilâf devletleri, bu antlaşmaya dayanarak, yurdumuzu işgal etmeye başlar…

13 Kasım 1918 tarihinde İngilizler’in İstanbul’un işgaliyle başlayan işgal hareketi, Anadolu’ya doğru yayılır. (İstanbul 16 Mart 1920 tarihinde ikinci kez işgal edilir.)
17 Aralık 1918 de Gaziantep, 22 Şubat 1919 da Kahramanmaraş, Mart 1919 da ( 7 ya da 24 Mart) Urfa ve ayrıca Çanakkale, Musul, Batum, Kars, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla, Dörtyol, Mersin, Adana, Afyon ve Trakya’daki demir yollarına çeşitli işgal orduları tarafından el konur.
15 mayıs 1919 tarihinde Yunan Ordularının İzmir’i işgal etmeleri bardağı taşıran son damla olur..
İzmir’in işgalini takiben Ayvalık, Çeşme Yarımadası, Selçuk, Beykahve, Bursa, Eskişehir, Kütahya, Afyon işgal edilir.
Kısaca milli mücadele başladığında ANADOLU İŞGAL ALTINDADIR. 
İşte bağımsız yaşama aşkı genlerine işlemiş olan kâdim Türk Ulusu’nu ve Türk vatanını sömürgeci devletlerin işgalinden kurtarmak amacıyla, Mustafa Kemal 76 kader arkadaşıyla birlikte, Bandırma Vapuru ile Samsun’a doğru yola çıkar. (Kyn: Yeniçağ Gazetesi)
Bu arada, içinde Çorlu, Ergene, Saray, Vize, Muratlı, Lüleburgaz, Pınarhisar, Babaeski, Pehlivanköy, Kofçaz, Demirköy, Tekirdağ, Hayrabolu, Malkara, Şarköy, Uzunköprü, KEŞAN, Meriç, İpsala, Enez, Havsa, Edirne, Lalapaşa ve Kırklareli’nin içinde bulunduğu Trakya Bölümü Yunan 0rduları tarafından işgal edilir.
Anadolu ve Trakya Türkleri tarih sahnesinden silinmek üzeredir..

1920 yılının 20 Temmuz’unda Yunan ordusuyla yapılan bir çatışma sırasında Trakya Milli Komutanı Cafer Tayyar Paşa, Havsa’nın Bostanlı Köyü’nde Yunanlılara esir düşer.
Bu yok oluşa engel olmak isteyen Mustafa Kemal, Samsun’a ayak bastıktan sonraki 1919-1923 yılları arasında, çeşitli illerde yapılan kongrelerle Türk Ulusu’nu örgütleyerek kıyama kaldırır ve TBMM‘nin aldığı kararlar doğrultusunda, yurdumuz işgal eden işgalci ordulara karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı vererek, vatanımızın dört bir yanını sömürgeci ruhları ve kanlı çizmeleriyle kirletmiş olan işgal ordularını, ata yurdundan atar.
1918 yılından itibaren emperyal orduları tarafından işgal edilmiş olan yurdumuzun Trakya bölgesi ve içinde yaşadığımız KEŞAN Kasabası Halkı , milli mücadeleye ,Trakya Paşaeli Cemiyeti (Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti)
Başkanı Şapçılı İsmail Ağa ve Müftü Raşit Efendi ile birlikte destek verirler..
Keşan 1920 yılında, İngiliz kuvvetlerinin desteklediği Yunan Orduları tarafından tamamen işgal edilir...
Bütün yurt sathında, işgalci ordulara karşı Mustafa Kemal önderliğinde verilen yerel mücadelelere ek olarak düşmanla yapılan I.İnönü, II. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar Muharebeleri’nde kazanılan zaferlerin ardından, 1920 yılında, Yunan 0rduları tarafından işgal edilmiş olan Keşan’ımızı,19 Kasım 1922 günü, Binbaşı Mehmet Bey komutasındaki Türk Taburu, düşmandan teslim alır…
Keşan, böylece düşman işgalinden kurtulup, bağımsızlığına kavuşur…

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi işgalci Yunan askerleri geldikleri gibi giderler.
29 Ekim.1923 yılında TBMM’ nin ilân ettiği yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aynı yıl, İsviçre’nin Lozan kentinde imzalanan antlaşma ile itilâf devletleri tarafından tanınır.
Aynı antlaşma gereğince, 1924 yılında yapılan mübadeleye ek olarak, ard arda yapılan inkılâplarla milletin makus talihi tersine çevrilir ve Keşan Türk Ulusu ile birlikte bu günlere ulaşır...
Ve Selânikli Mustafa Kemal, Mustafa Kemal Atatürk olur..
Türk Ulusu’nun verdiği bu kutsal bağımsızlık mücadelesinde , gerek Keşan ve çevresinde ,gerekse tüm yurt sathında, bağımsızlık mücadelesine katılmış olan vefakar -fedakar şehit ve gazilerimize ve diğer vatanseverlere minnetimiz ve şükranımız sonsuzdur..Ruhları şâd, makamları cennet , Keşan’ın düşman işgâlinden kurtuluşunun 99. yılı kutlu olsun!