Çoğu arkadaşım farkındadır sanırım. Orman yangınlarında, sel felaketlerinde, doğal afetlerde artık eskisi gibi askerimizi fazlaca göremiyoruz. Bunun yüzlerce nedeni olsa da en önemli nedenlerini açıklama ihtiyacını hissettim. Bilindiği gibi ordu barış zamanlarında EMASYA denen anarşik olayların yanında tüm doğa felaketleri, yangınlarda nasıl, ne zaman, nerede kullanılacağını belirten planlar yapılır ve zaman zaman afet falan olmasa da uygulaması yapılırdı.

Bilindiği gibi FETO casusluk yapılanması ile bu tür planlar günlerce basında kötülendi ve daha çok darbelerle ilişkilendirildi. Askerin en mahrem yerlerine kozmik odasına girilerek bu ve benzeri planlar deşifre edildi. Söylemler o ki düşman ülkelerin bile eline geçmiş olması muhtemel bu planların. Orman yangınlarına müdahalede aksaklık bu tür planların öncelikle güncellenmemesinden kaynaklanıyor. Oysa bedelli askerlik bile olsa devrede bu ülkenin hala 400.000 civarında askeri var. Peki, tek sorun bumu? Asker neler yaşadı?

1- Çuval olayından sonra orduda güven azaldı.

2- Ordunun savaşçı kadroları Kemalist diye emekli edildi.

3- Askeri okullar, askeri mahkemeler, askeri hastaneler kapatıldı.

4- Asker darbe yapmasın diye idari teşkilatı değiştirildi, liyakat yerine yandaş, bilgili birikimli insan yerine biat kültürü olanlar öne çıkarıldı.

5- Ordu gelenekleri yapboz tahtasına çevrildi.

6- Disiplin anlayışı yok edildi, kadrolar dinci yapılara göre şekillendirildi.

7- Ulusal bayramlar, törenler, fener alayları kaldırıldı.

8- Türk kelimesi üzerinde alerji oluşturulup, toplum dinsel kutuplara itildi. Ve evet dünyanın en güçlü ordularından biriydik şimdi bu zaafa uğratıldı. Bu da ordunun toplumsal afet, yangın gibi konularda eksik kalmasını doğurdu. Buna Trakya ve Marmara Akdeniz’deki birliklerin küçültülüp güneydoğuya kaydırılmasını da ekleyin. Hatta parası olana bedelli, olmayana şehit olma payesini de ekleyince, kendine güven konusunda ciddi hasarlar ortaya çıktı. Yeniden yapılanma süreci ve profesyonel askerlik konularında bir toparlayıcılık var şimdi ancak topluma yansıyacak planlar ne zaman hayata geçer bilemiyorum. Elbette gözümüzü de karartmayacağız. Bu ordu hala bölgesinde en güçlü ordu. Ancak en iyisini de istemek hakkımız diye düşünüyorum.

Yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var ve olacaktır. Ve üstelik bu yeni yapılanmalar yeni teknolojilerin stratejileri ve savaş taktiklerini değiştirdiğini de göz ardı etmemeliyiz. Ormanlarımız yanıyor, içimiz yanıyor. Yeterli donanımdan uzak el yordamıyla mücadele ediyoruz. Komşu ülkelerin yangın teçhizatının fazlasını bu ülke hak ediyor. Gelecek günlere daha da umut ve güvenle bakmak istiyorum. Halkla iç içe ve hep birlikte çok daha güzel bir ülke diliyorum.