Pekçetin: “Kutsal emanetimiz olan Türk vatanı, ilelebet hür kalacaktır”

AYGÜL KONAR

Koronavirüs tedbirleri kapsamında gerçekleştirilen tören, dün, saat 10.00’da Hastane Caddesi’nde bulunan Şehitlik Anıtı önünde gerçekleştirildi. Törene, Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Garnizon Komutanı Piyade Albay Öztürk Mustafa Yılmaz, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, İlçe Jandarma Komutanı Erdem Sarıbaş, İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Tekin, Beyendik Belediye Başkanı Muhammet Örnek, siyasi parti temsilcileri, kurum amirleri, şehit aileleri, gaziler ve vatandaşlar katıldı.

İkmal Teğmen Kübra Kaplan tarafından sunulan, Şehitlik Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan tören, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle devam etti.

Günün anlam ve önemini belirten konuşma, İstihkam Yüzbaşı Servet Pekçetin tarafından gerçekleştirildi.

“RUHUNUZ ŞAD OLSUN”

Yüzbaşı Pekçetin, “Kutsal vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü ve milletimizin bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden, isimlerini kalbimize yazdığımız aziz şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anmak maksadıyla bugün burada toplanmış bulunmaktayız” diyerek, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “106 yıl önce bugün 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı’nın denizden geçilemeyeceğinin tüm dünyaya gösterildiği ve deniz zaferinin ilan edildiği gündür. Bu tarih TBMM Genel Kurulunda 4768 numaralı kanun ile 2002 yılından itibaren aziz vatanları için, canlarını seve seve feda eden kahraman şehitlerimizi anmak maksadıyla aynı zamanda ‘şehitler günü’ olarak kabul edilmiştir. Tüm yokluk ve imkansızlıklara rağmen, milletimizin kahraman evlatlarının şehadeti ve gaziliği pahasına kazanılan bu zafer, İstiklal harbimize ve nihayetinde Türkiye Cumhuriyeti’ne giden bu yolda çok önemli bir kilometre taşı olmuştur. 18 Mart 1915’te Amiral De Robeck komutasındaki itilaf devletleri donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmek için büyük bir taarruz başlattı. Ancak bir süre sonra, müttefik donanmasının üç zırhlısı Nusrat Mayın Gemisi tarafından boğaza döşenen mayınlara çarparak ya da tabyalardan yapılan top atışlarıyla battı, üçü de ağır hasar görmüştü. Ayrıca iki muhrip ve yedi mayın tarama gemisi de batırılmıştı. Donanmanın 800 kişilik asker kaybıda eklendiğinde donanmanın savaş gücünü üçte bir oranında yitirdiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında panikleyen itilaf devletleri donanması boğazı terk etti. Yaşadıkları bu hüsranın ardından Çanakkale Boğazı’nın denizden geçilemeyeceğini anlayan itilaf devletleri, 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu yarımadasına çıkarma yaparak boğazı geçmeyi denemişler ancak Çanakkale Savaşları’nda askeri bir deha olarak ön plana çıkan Yarbay Mustafa Kemal’in çok isabetli ve ileri görüşlü muhakemesi neticesinde hedeflerine ulaşamamışlardır. Şanlı tarihimizde, bütün görkemiyle yerini alan ve tüm dünyaya karşı azmin, cesaretin ve fedakarlığın sayısız örneklerinin sergilendiği Çanakkale Savaşı, vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk Milletinin vatanı için hangi zorluklara göğüs gerebileceğinin en güzel örneklerinden birisidir. Çanakkale Zaferi, biricik evlatlarını şefkat ve muhabbetle bağrına basıp ‘oğul seni yetiştirdim hizmet eyle vatana, ak sütümü helal etmem saldırmazsan düşmana’ diyerek cepheye uğurlayan cefakar anaların ve analarının elini öperek, ‘hakkını helal et şefkatli ana, canım feda olsun kutsal vatana’ sözleriyle karşılık veren yiğit ve kahraman mehmetçiğin, tarih sahnesine çıkan ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte yazdığı destandır. Başta Büyük Önder Atatürk olmak üzere, gerektiğinde vatanı için ‘şehit’ olmayı en şerefli görev olarak kabul eden, 7’sinden 70’ine, kadın erkek tüm Anadolu insanı bu zaferden aldıkları güçle Kurtuluş Savaşı’nı başlatmışlar ve işgal altındaki vatan topraklarını kurtararak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Hayatını bu cengaver erlere komuta ederek geçiren ‘dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir’ diyerek bu kahramanlara hayranlığını ifade eden büyük önder ebedi başkomutan Atatürk’le aynı duyguları paylaşan bizler şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Ülkemizin bugün ulaştığı seviye başta Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı olmak üzere, Kore’de, Kıbrıs’ta, teröristlerle mücadelede, yurt dışında icra edilen harekatlarda hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimizin eseridir. Ulusumuzun var oluşunun, birlik ve beraberliğinin ölümsüz sembolleri olan şehitlerimizin manevi varlıkları, tarih ve millet bilincimizin korunmasında ve sahip olduğumuz yüce değerlerin genç nesillere aktarılmasında en değerli hazinedir. Bu nedenle, şehitlerimizin aziz hatıraları nesilden nesile sonsuza dek yaşatılacaktır. Aziz şehitlerimizin yüreklerimizde yaktıkları ateş, vatanımıza yönelecek her türlü tehtide karşı vereceğimiz mücadeleede, sarsılmaz inancımıza, tükenmez gücümüze sonsuza kaynak teşkil etmektedir. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerde şunu hissetmelidirler ki; ülkemizin birliğine göz diken düşmanlarımızn ve terör örgütlerinin kutsal vatan topraklarına yönelik tüm tehtidleri, dün olduğu gibi bugünde, Türk milleti ve onun bağrından çıkmış Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bertaraf edilecektir. Üzerinde yaşadığımız toprağı vatan yapan, bayrağımıza rengini kanlarıyla veren kahraman şehitlerimiz; manevi varlığınızdan aldığımız güçle, vatanımıza yönelik her türlü tehdide karşı, her şart altında üzerimize düşen görevi yapacak ve size layık olmaya çalışacağız. Türk vatanının kutsallığını, Türk milletinin namusunu ve Türk bayrağının şanını canından üstün tutan aziz şehitlerimiz, sizleri bizden ayıran ölüm, size olan bağlılığımızı asla koparamayacak, kutsal emanetimiz olan Türk vatanı, ilelebet hür kalacaktır. Sizlere söz veriyoruz ki, Çanakkale’ler sonsuza dek geçilemeyecek, gök kubbeden ay yıldızlı al bayrak hiç inmeyecek, dünya var oldukça bu topraklar Türk yurdu olmaya devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları olmak üzere, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin bağımsızlığı uğruna, canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.”

Yüzbaşı Servet Pekçetin’in günün anlam ve önemini belirten konuşmasının ardından, Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Şehitlik Defterini imzaladı.

Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, “Aziz şehitlerimiz, tarihimizin her döneminde gösterdiğiniz eşsiz kahramanlıklar, tarihe altın harflerle yazdığınız destanlar, hürrüyet ve istiklal uğruna sergilediğiniz örneklerle bizler için her zaman gurur ve onur kaynağı olmuştur. Bu anlamlı günde Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106’ncı yılını kutluyor, 18 Mart Şehitleri Anma Günü münasebetiyle de bu toprakları bize mukaddes bir vatan kılan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm ölmüş şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Kaymakam Yılmaz’ın Şehitlik Defterini imzalamasının ardından, Şehitlik Anıtına karanfil bırakıldı.

Buradaki törenin ardından, Asri Mezarlık’taki Şehit Mezarlığı’nda İlçe Müftüsü Mehmet Yiğit tarafından şehitlerimiz için dualar okunup, şehit kabirleri ziyaret edildi.