AYGÜL KONAR- BÜLENT SAYLAM 

Saat 11.00 sıralarında, Karacaali köyü meydanında başlayan ÇED Halkın katılımı Toplantısı'na; Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici, Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş, Keşan Belediye Başkan Yardımcısı Nuran Uslu, bazı siyasi partilerin ilçe başkanları, STK'ların başkan ve temsilcileri, Trakya Platformu Dönem Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar, Keşan Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyeleri, köy halkı ve muhtarlar katıldı. 

Toplantının açış konuşmasını yapan Murat Bilgin Bilici, toplantıda ÇED başvurusu yapan ilgili firma yetkililerinin patlatma işlemi ile linyit kömürü üretiminin yapılmasıyla ilgili araştırmalar, alınacak tedbirler hakkında bilgi vereceğini söyledi. Daha sonra sözü, firma yetkilisi aldı. Firma yetkilisi, firma ve projenin yapılacağı alan, çevre etkileri ve alınacak önlemler hakkında bilgiler verdi. Firma yetkilisi, bölge tarım arazileri, su yapısı hayvancılığa etkisinin daha detaylı araştırılması için ÇED gerekli kararı verildiğini de söyledi. Bu sırada söz alan Bülent Kaçar, proje ile ilgili daha somut bilgilerin verilmesi gerektiğini söyledi. Bilgilendirmesine devam eden firma yetkilisi, projede yapılacak en önemli konu başlığı olan "Patlatma" ile ilgili bilgilendirme yaptı. Proje ile bölgeden yılda 100 bin ton üretim planlandığını bildiren yetkili, "Yıllık 100 bin tonu elde etmek için bir patlatmada ortalama 2 ile 2,5 ton patlayıcı madde kullanılacaktır. Ayda 3 ya da 4 patlatma yapılacaktır" diye konuştu.

AKTAŞ: “BİZİM ULAŞIMDA TEK YOLUMUZ VAR”

Toplantıda konuşan Altıntaş köyü Muhtarı Ali Aktaş, yaklaşık 1 haftadır suların akmadığına dikkat çekerek, "Eğer bu iş yapılacaksa yollar kaç gün kapatılacak? Bizim ulaşımda tek yolumuz var. Arazilerin ne kadar verimli olduğunu Tarım ve Orman Müdürü anlatsın. Devletimizin ne kadar katma değer kaybettiği bilinsin. Bu kömürün arazide çıkartılan kömürlerden daha yüksek değerde olduğu araştırılsın. Ayrıca, yıkamada kullanılacak suyun köy şebekesinden kullanılacağı söyleniyor. Acaba kükürt oranı yüksek kömürün değeri, tarım ürünlerinden fazla mı araştırılsın" şeklinde konuştu.

Bu konuda cevap veren firma yetkilisi, kullanılacak suyun sadece projede çalışacak personelin ihtiyacına ve yoldan çıkacak yozun bastırılmasında şebekeden su kullanılacağını, ayrıca köy yollarında 60 metreden az mesafede faaliyet yapılamayacağını da söyledi. 

KOCAALİLİ: “3 ŞİDDETİNDE BİR SALLANTIDA BİT TANE HANE KALMAZ” 

Karacaali köyü Muhtarı Hasan Kocaalili de, projede belirtilen alan ile köy yolu arasında 60 metre mesafe olmadığının altını çizerek, şunları söyledi; "Gelin ölçün. 3 şiddetinde bir sallantıda bit tane hane kalmaz. Benim çocuğumun başına bir şey gelirse bunun hesabını kim verecek. Bana gerçeği anlat. Köyün suyunun kaybolacağı garantisini veriyor musun? Bana gerçeği söyleyin. Bana bunu çevreciler açıklasın. Gıda OSB yapıyorsunuz ama yanında patlatmalı ocak yapıyorsunuz. Evlerimiz yıkılırsa ne olacak?" 

BİLİCİ: “ŞİKAYETLERİNİZİN ARKASINDA DURUN, CEVAPLAR UZAYABİLİR”

Bu konuda söz alan Murat Bilgin Bilici, şikayetlere göre denetimlerin de yapılacağını belirterek, "Herhangi bir aksaklık varsa mevzuat dahilinde gerekli işlemleri yapıyoruz. Şu an ÇED süreci dahilinde ilgili kurumlardan görüşler raporlar dahilinde toplanıyor. Eğer yollar ya da sular ile ilgili sorun varsa olumsuz görüş bildirebilir. Şikayetlerinizin arkasında durun, cevaplar uzayabilir. Takip edin." dedi.  

GEÇMİŞ: “HER PATLATMADA YERALTI SULARININ KAYNAK YERİ DEĞİŞTİRECEKTİR”

Toplantının devamında, Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Geçmiş söz aldı. 

Firma yetkilisinin, proje ile ilgili olarak İl Özel İdaresi'nden izin alındığına dair bir söylemi olduğunu, ancak iznin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Edirne Valiliği'nin elinde olduğunu ifade eden Geçmiş, "Bu bölgenin patlatmalı sisteminde önerge verildi. Buna göre ilgili komisyonumuz, bölgede bir çalışma yaptı. Rapora göre, bu tür işletmeye ÇED verilmesi durumunda olumsuz sonuçlar doğuracağı kesinleşti. Her patlatmada yeraltı sularının kaynak yeri değiştirecektir. Dolayısıyla kaybolmaya gidecek ve İnsanlar susuzluk çekecektir. Buğday, ayçiçeği gibi tarımın yapılması mümkün olmayacaktır. Yeraltı sularının oluşmaması yeraltı sularına etki edecektir. Haftada bir yapılacak patlatma, burada 3 şiddetinde deprem etkisi yaratacaktır. İnsanların en temel ihtiyacı gıda oldu. Gıda artık bölgede çok önemlidir. Kömürün hayati bir değeri yok. OSB kuruyoruz ama tarımı yok ederek bu tür işlemlere devam edemeyiz. Bundan vazgeçilsin ve tarıma dayalı sistemimiz devam etsin. İnsanlarımız tarım yaparak huzur içinde üretim yapsın." şeklinde konuştu. 

“BU KÖYÜN HAYATINI BİTİRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ?”

Toplantının devamında Karacaali köyünden vatandaşlar da söz aldı. 

Bir vatandaş, kömür işletmeleri için elektrik direklerini tapulu yerine dikilmesine izin vermediği halde, direklerin yine de dikildiğini, bunun izinsiz nasıl yapıldığını sorarken, bir diğer vatandaş ise maden çıkartma işinin içinde olduğunu, dolayısıyla insanların kaygı duyduğu şeyleri anladığını söyledi. Bu projeyle ormanlık alanın, yeraltı sularının ve çevrenin olumsuz etkileneceğini, kaydeden vatandaş, "Bakın geçmiş firmaların öyle bir düzenlemeleri var mı? Çevre mahvedilecek. Kömür için bu proje hazırlanıyorsa bu işte bir yanlışlık var. Olgunlaşmamış bir linyittir. Nasıl bir rapor hazırlanmış merak ediyorum. Belki de yarım kalacak. Yeterli bir oran yok. Proje olursa bu köylerde sebze, meyve yetiştiremezsiniz. Bu köyün hayatını bitirmek mi istiyorsunuz? 6 köyü yok edecek projede. Bu köyleri göçe zorlayacaksınız. Bütün iş sizin elinizde. Siyasi baskı da olacaktır ancak çocukları, insanları dinleyin."

Karasatı köyü Muhtarı İsmet Çolakoğlu da, daha önce köylerinde gerçekleştirilen çalışmalar sonrasında, göletin etrafında oluşan çukurlar nedeniyle gölete su gitmediğin, ancak etrafında göletten daha büyük su birikmeleri yaşandığını söyledi. Çolakoğlu, bir patlatmada meralarn da toz altında kalacağını belirtti.

“DEVLET BURAYA BİR KERE SAHİP ÇIKAMIYORSA YAZIK”

Karacaali köyünde daha önce öğretmenlik yaptığını belirten bir vatandaş da, bu projeye hiç kimsenin "Doğru" diyemeyeceğini savunarak, şu ifadeleri kullandı; "Bölgede OSB yapılacak. Burada patlamanın yapılacağı yere kim fabrika kurar, kim yatırım yapar? Bu bölgede tekrar tarım alanına dönüştürülmüş tek bir alan gösterebilir misiniz? 2 bin 500, 3 bin dönüm yer yok oldu. Burada 60 ile 80 cm. kömür var. Yatırım yapılacak bir miktar değil. Köy arazisinde en az 20 çeşme var ve hepsi hayırseverlerce yaptırıldı. Devlet buraya bir kere sahip çıkamıyorsa yazık."

KAÇAR: “MART AYINDAN BU YANA BÖYLE ÖNEMLİ BİR HATAYI NASIL FARK EDEMEDİNİZ?”

Avukat Bülent Kaçar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine, ÇED başvuru dosyasını inceleyip incelemediklerini sordu. Tanıtım dosyasını incelendiğini, raporların da bakanlık tarafından inceleneceği cevabını alan Kaçar, "ÇED başvuru dosyasını, proje alanı olarak Göktürk ile Arnavutköy arasında olduğunu fark edemediniz mi? Resmi makama sunmuşsunuz. Sizler mühendissiniz. Şirket proje alanı, İstanbul Göktürk ile Arnavutköy arasında diyor. Bu iş buraya gelene kadar, görevliler kamu görevini yerine getirse ÇED başvurusu reddedilirdi. İncelediğinizi söylüyorsunuz. Devlet ciddiyetine böyle bir şey yapılır mı? Mart ayından bu yana böyle önemli bir hatayı nasıl fark edemediniz?" sorularını yöneltti. 

Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdürlüğü Çevre Yönetimi ve Denetimi Şube Müdürü Yener Taş, şu anda kabul edilmiş bir durumun olmadığını hatırlatarak, toplantıda söylenecek her şeyin tutanak altına alınacağını ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderileceğini belirtip, bakanlığın dosyayı inceleyeceğini söyledi. 

KARAGÖZ: “ÇED OLUMSUZ RAPORU VERİLİP SÜREÇ SONLANDIRILMALIDIR”

Kaçar'ın, Göktürk ve Arnavutköy adresi ile ilgili söylemlerine değinen Bilici ise yapılanın suistimalden başka bir şey olmadığını belirtti. 

Toplantının devamında söz alan Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, şunları söyledi; "Paşayiğit Mahallesi sınır olduğu için Tüm Keşanlıların söz hakkı var. Hemen yanında OSB yapılıyor. Yaklaşık 6 şiddetinde deprem etkisi yaratacağı söyleniyor. Haftada bir yapılacak ve köylerde hayat duracak. Önlem olarak dışarı çıkış olmayacak. Yılda 100 bin ton kömür çıkartılacak. Yaklaşık 2 metre kalınlığında kömürden ve 25 yıl çalışılacağı söyleniyor. Bu hesaplara göre bu kömür çıkartılmaya başlandığında, her gün 30 kamyon burada hareket edecek. Bu ulaşım nasıl sağlanacak, çok belirgin değil. Karacaali içme suyu kaynağı tam patlatmanın ortasında. Orman, tarım arazileri, mera ile yaklaşık 6 bin dekar yer gidiyor. Pandemi bize gıdanın önemini öğretmedi mi? ÇED halkın katılım toplantısının duyurusu bakanlık sitesinde sadece 4 yerin adı var. ÇED olumsuz raporu verilip süreç sonlandırılmalıdır." 

AKBAĞ: “AKCİĞER KANSERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK OLUMSUZLUĞA ETKİ EDİYOR”

Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Akbal, projenin insan sağlığına nasıl etki edeceği konusuna değinerek, şu ifadelere yer verdi; "Patlatmalı maden ve linyit işletmeleri insan sağlığı üzerine nasıl etki ediyor. Bu konuda büyük bir eksiklik var. AB’nin 28 ülkesi yapılacak tüm projelerden sağlık etki değerlendirilmesi yapılmasına izin veriyor. Sonra ÇED’e izin veriyor. Başta toz, gürültü ve sarsıntı ile insan sağlığını dolaylı ya da doğrudan etkiliyor. Zararlı atıklar insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Akciğer kanseri başta olmak üzere birçok olumsuzluğa etki ediyor. Uzun süre sonra da o bölgeyi kullanan insanlara zarar veriyor. Açık işletmelerdeki patlatmalarda her aşamada toz var. Kömürün kendi tozu da patlamaya neden olmaktadır. Patlamalar yerleşim yerine, yol ve köprülere mesafeler belirlenmiş. Nakliye sırasında çıkacak tozlar da çok önemlidir. Patlatmalı madenlerde asit havuzun doldurulması nedeniyle insanlar göç ediyor. 2019 yılı TUİK verileri, Türkiye’deki ölüm istatistikleri içinde 1. sırada kalp hastalıkları, 2. sırada iyi ya da kötü huylu kanser hastalıklarını yazmış. Edirne, Türkiye çevresel etkilerle meydana gelen iyi ya da kötü huylu kanserlerden meydana gelen ölüm sıralamasında 4. sırada. İnsanlar başka nedenlerle de hasta oluyorlar ama biz önleyebileceğimiz nedenler bunun üzerine koymamalıyız. 3 nedenden dolayı kabul edilmemeli ve ÇED’e son verilmelidir."  

KAÇAR: “ÖNLEM ALMAK MÜMKÜN MÜ?”

Toplantıda yeniden söz alan Kaçar, proje ile ilgili Edirne İl Mera Kurulu'ndan, İl Toprak Koruma Kurulu'ndan alınan bir karar olup olmadığını sorarken, "Buna rağmen olumlu görüş bildirirseniz vebal sahibi sizsiniz. Bunu da bilesiniz. Kurum görüşleri hata varsa olumlu görüş vermez dediniz. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nün yazısı var. Su kaynaklarına, meralara zarar verecekse bu proje yapılmamalıdır diyor. 5403’e göre bir şirketin özeli kar amaçlı nasıl bu topraklar tahsis edilebilir? İçme suyunun doğal bir yatağı var. Nasıl önlem alacaksınız? Önlem almak mümkün mü? Binlerce dönüm alan var." dedi.

Karagöz: "Vicdanen doğru karar verilsin istiyoruz"

Toplantının son bölümünde söz alan Karagöz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na güvenmek istediklerini vurgulayarak, "Vicdanen doğru karar verilsin istiyoruz. ÇED olumlu raporunu iptal ettirdik Sazlıdere'de. 10 bilirkişi hukuksuzluk gördü. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yok saydı ve ÇED olumlu raporunu çıkarttı. Bu yüzden bu feryadı not edin ve buraya kıymayın." ifadelerine yer verdi. 

Toplantı sonunda, projeye karşı toplanan 150 dilekçe, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi.