• Devletin kurumları vahşice özelleştirildi
  • Hastanelerden randevu almak çok zor
  • Tarım desteklemeleri neden 2023’te verilecek?
  • Bütçeden Keşan’a ayrılan para FSRU’ya aktarıldı
  • Rusya-Ukrayna Savaşı çıkarsa ekmek 8 lira olur

MEHMET AYTAÇ

CHP Keşan İlçe Lokali’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Gaytancıoğlu, son elektrik zamlarını değerlendirerek; “Ülkede herkesin konuştuğu konu elektrik faturaları. Yüzde 127 elektrik faturalarında bir artış var. İnsanlar artık ne yapacağını şaşırıyorlar. Biz bu faturaları hiç konuşmazdık. Hiçbir zaman bir elektrik faturası kirayı geçmezdi. Evin en büyük sorunu haline gelmezdi. Evlerde büyük bir kaos var” dedi.

PEKCAN: “100 TL’YE HAZIRLANAN YARDIM KOLİSİ ŞU AN 225 TL’YE HAZIRLANIYOR”

Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan ise daha önce Ramazan ayı nedeniyle 100 TL’ye hazırladıkları yardım kolisinin, aynı yer ve ürünlerle şimdi 225 TL’ye hazırlanabildiğini söyledi. Pekcan; “Pahalılık nereye gidiyor? Bizim daha önceki yardımda yaptığımız listeyi bulduk. Aynı yere aynı ürünlerle yeni bir liste daha çıkarttık. Yaklaşık 21 aylık bir süreydi ama 1 sene gibi değerlendirmek lazım. Çünkü ondan sonraki süreçte bu rakamlar değişmemişti. İlk yardımda 1 litrelik ayçiçeği yağı 11 TL imiş, bugün 33 TL. O gün toz şeker 5,50 TL’ymiş, bugün 13 TL. Bulgur 5,75 TL’ymiş bugün 15 TL. Yeküne vurduğumuzda 100 TL’ye yaptığımız bir koliyi bugün 225 TL civarında yapabiliyoruz. Dertler çok fazla, çözümlerimiz de çok fazla. Ama saçma sapan gündem ve halkı umursamadan kendi haline bırakmış bir hükümetle beraber geldiğimiz nokta bu” şeklinde konuştu.

“ÖZELLEŞTİRME VAHŞİCE YAPILDI”

Pekcan’dan sonra söz alan Gaytancıoğlu, zamanında CHP’nin tüm bireyleri olarak elektrikte yapılan özelleştirmelere karşı çıktıklarını ifade etti. Özelleştirmenin vahşice yapıldığını vurgulayan Gaytancıoğlu; “Devletin tüm kurumları vahşice bir şekilde özel şirketlere peşkeş çekildi. Dolarla anlaşmalar yapıldı. Şimdi doları tutamıyorsunuz bugün gelinen nokta bu. Halk bunu konuşuyor.

Akaryakıta işi olanlar, mazota, benzine gelen zamların yüzde 100’ü aştığını ve bunun artık sürdürülemez olduğunu bize söylüyorlar. Bir çiftçinin 1000 TL’ye dolan traktörünün 2000 TL’ye dolması ya da taksicilik yapan bir esnafın deposonu 300 TL’ye doldururken bugün 700 TL’ye doldurması. Gıdım gıdım para kazandığını düşünürseniz halktan da bunu talep edememesi. H:aklın gerçek gündemi bu.

Akaryakıta gelen zamlar ulaşımı etkiliyor. Şehirlerarası üretim noktasından çıkan her türlü gıda maddeleri, vatandaşa gelince 3-4 katı fiyatlarla geliyor. Bir de siz 5’li çeteyi doyurabilmek için bunlara köprü, yol yapıyorlar. Bunlardan kamyoncu esnafı geçmek zorunda. Kamyoncu domatesi, biberi yüklüyor Antalya’dan. Bu köprülerden yollardan geçtikleri için 1 patlıcanın tanesi 8 TL olabiliyor. 1 domatesin tanesi 3 TL oluyor. Mazota, ulaşıma, yollara, köprülere yapılan zamlar nedeniyle. O kadar çok bütçe açığı var ki bunu kapatabilmek için köprünün sadece bir tarafından alınan geçiş ücreti artık iki tarafından da alınıyor” ifadelerini kullandı.

“HASTANELERDE DOKTOR YOK”

Hastanelerdeki doktor yetersizliğine de değinen Gaytancıoğlu şu açıklamayı yaptı: “Halkımız hastalanıyor, hastaneye gidemiyor. Çünkü doktor yok. 9 bin doktor yurtdışına gitmiş. Sağlıktaki olumsuz koşullardan dolayı gitmiş. 2 yıldan beri pandemi koşullarında çalışan doktorlarımız yıprandı. Hiç değilse bir ödeme yapılsın diye hükümete önerilerde bulunduk. Fakat önce Meclis’te kabul edildi. Sonra Adalet ve Kalkınma Partisi bunu geri çekti. Hastanelerimizde şu an doktor yok. Yardımcı personel yok. Randevu almak çok zor. Ben milletvekiliyim, ben deniyorum, alamıyorum. Ben alamıyorsam, vatandaş nasıl alsın? Dahiliye, kulak-burun-boğaz, kadın doğum hastalıkları, çocuk, diş bölümleri, genel cerrah yok. 21. yüzyıldayız, tıp fakültelerini her yere açtık, güzel eğitim alıyorlar. Peki, niye doktorlarımızı tutamıyoruz? Şu anda Almanca kurslarında 6 ay boyunca yer yok. Doktorların kapattığını söylüyorlar. Bizim doktorlarımızı transfer etmek isteyen başka ülkeler var. Ama bizim de 84 milyon nüfusumuzun sağlıklı bir şekilde yaşaması lazım. Ne Enez’de, ne İpsala’da ne de Keşan’da yeterli sayıda doktor yok.”

“TARIM DESTEKLERİ NEDEN 2023’TE VERİLECEK?”

Gaytancıoğlu, geçtiğimiz günlerde açıklanan tarımsal desteklerin bu yıl verilmeyeceğini kaydederek şöyle dedi: “TÜİK enflasyon verilerini açıkladı. Halkın gerçek enflasyonunu yine yakalayamadı. Çarşıya pazara çıktığımızda gerçek enflasyonu zaten hissediyoruz. Üretici enflasyonu yüzde 90’larda. Topraklarımız şu anda gübre bekliyor. Ama üreticide para yok. Çünkü geleceğini göremiyor. Sayın Aksal’ın bir demecini okudum. Çiftçimize 3,2 milyar TL destek verdik diyor. Evet tamam doğru verdik. Geçen hafta Bakanlar Kurulu’nda Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Ama onun öncesinde bir ay reklam yaptılar. Mazot ve gübre desteği 32 TL’ydi, 82 TL’ye çıktı. Ama mazot ve gübre maliyetinin 1 dekar için 1000 TL’yi aştığı bir ortamda, 80 TL’sini devletin karşılaması son derece komiktir. En komik olanı da bu 3,2 milyar TL’lik desteğin, seneye yani 2023’te verilecek olmasıdır. Şu anda çiftçiler müjde bekliyorlardı. Bu desteği neden seneye veriyorsunuz? Neden bu sene herhangi bir destek yok?”

“LONDRADA’DAN FAİZLE ALIYORLAR”

Gaytancıoğlu şunları söyledi: “Sağlık politikasından enerji politikasına, ulaştırma politikasından dış politikaya kadar her türlü politikası yanlış. Verileri hatalı. Bilerek, makyajlayarak işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Ülkeyi bir an önce seçime götürecekken halâ Maliye Bakanı’nı Londra’ya gönderip, oradaki tefecilerden yüksek faizle para alarak Türkiye’yi bir yerlere getirmeye çalışıyorlar. Bu borçlar bizim torunlarımıza kadar ilerleyecek borçlardır. Bunun çözümü üretmektir. Üretimin önündeki engelleri kaldırmaktır. Bu politikalardan Millet İttifakı iktidarında mutlaka vazgeçeceğiz. Türkiye’yi üreten bir ülke konumuna getireceğiz. İktidarın bir an önce seçim sandığını Türkiye’nin önüne getirmesini istiyoruz.”

“KEŞAN-ENEZ KARAYOLU’NDA ÇİVİ ÇAKILMADI”

Yerel gündeme dair de görüşlerini açıklayan Gaytancıoğlu, Keşan-Enez Karayolu’nun önemine vurgu yaptı. Gaytancıoğlu şunları dedi: “Enez, gelişme potansiyeli çok yüksek olan, köyleri de çok olan bir yerimiz.  Bu potansiyeli değerlendirmek için de en önemli araçlardan biri olan Keşan-Enez karayolu. Bu yol gündeme çok geldi, yatırım programlarına çok alındı. Fakat bu sene bir çivi bile çakılmadı. Defalarca soru önergesi verdim. Geçen soru önergesinde 2021 yılında tamamlanacağı söyleniyordu. Fakat hiçbir çivi çakılmadı. Gelen cevapta <çalışmalar devam ediyor> dendi. Hangi çalışmalar, gören var mı? Bu yolun yapılmasını biz istiyoruz. Bölgemize ve kalkınma açısından istiyoruz. Yapılan hesaplamalarda 500-600 milyon TL’ye yapılacak bir iş. Bu parayı bulamayan hükümet, FSRU Limanı’na bu parayı bulabiliyor. Keşan’a ayrılan parayı başka bir yerde kullanarak hem bizim doğamıza zarar veriyor. Hem de ilçemizin gelişimine olumsuz yönde katkıda bulunacak. 420 milyon TL’yi bu iktidar FSRU limanına ayırabiliyor. Hiçbir istihdam yaratmayacak bu projeye para bulabiliyor ama Keşan-Enez karayoluna 1 TL bulamıyor. Daha önce 5 km’lik Kılıçköy’e kadar olan bölümünü tamamlamıştı. Ondan sonrasını neden yapmıyor?”

“MERCAN KÖYÜ’NDEKİ KÖPRÜDE ÇALIŞMA YOK”

Gaytancıoğlu şöyle devam etti: “Mercan Köyü’nde tarihi köprülerimiz var. Ben de bunla ilgili soru önergesi olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na sordum. Cevap geldi. dendi. Hangi restorasyon, restorasyoncu kim, nereye yapılıyor? Muhtara sordum, dedi. Bu bir tarihi anıt, köprü.”

“MAHMUTKÖY KARTALKAYA GÖLETİ NE ZAMAN BAŞLAYACAK?”

Gaytancıoğlu açıklamasına şu şekilde devam etti: “Küresel iklim değişikliği sebebiyle su son derece önemli. Sulama ve içme suyu barajlar şeklinde tutularak buradan üreticilerimizin hizmetine ve vatandaşlarımızın tüketimine sunuluyor. Mahmutköy Kartalkaya Göleti de 2017’de projelendirilmiş. Bununla ilgili de ne zaman başlanacak diye sordum. Gelen cevapta sözde başlanmış ve 3 yıldır devam ediyormuş, haberimiz yok. İnşanın 3 yıl içinde tamamlanması planlanmaktadır diye cevap geldi. Yıl 2022. Projenin üstünden 5 yıl geçmiş, hiçbir çivi çakılmamış. Acaba bundan sonraki 3 yılda mı tamamlanacak, yoksa tamamlandı bizim mi haberimiz yok? Sade Mahmutköy değil, Hamzadere, Çakmak gibi yapımı devam eden barajlar var. Bunlara da ayrılan kaynaklar son derece az.”

“YAYLA’YA 7-8 DALKARIKAN LAZIM”

Gaytancıoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bizim için çok önemli konu daha Yayla Balıkçı Barınağı’dır. 7-8 tane dalgakıran yapılması gündemde, projelendirilmiş. Çevre Bakanlığı, Yayla Balıkçı Barınağı yanlış yapılmış demiş. Sahili biliyorsunuz. 20-30 yıl önceki Yayla ile şimdiki Yayla arasında çok fark var. Kumsal neredeyse bitmek üzere. Buraya mutlaka 7-8 tane dalgakıran lazım. O zamanki parayla 9 milyona yapılacak proje için paralar FSRU limanına gitmiş. Keşan, devlet yatırımlarından bir pay almamış gözüküyor.”

“RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ÇIKARSA EKMEK 7-8 LİRA OLUR”

Gaytancıoğlu açıklamalarının sonunda Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerilimin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini söyleyerek; “Ülkemizin sorunları çok ağır ve derinleşiyor. Nüfusumuz sürekli artıyor. Mülteci sorunlarımızla uğraşırken dış politikada da bir takım sorunlar var. Sabaha karşı 5 tane savaş gemisi Boğaz’dan geçti. Rusya ile Ukrayna arasında bir gerilim var. Bu gerilim tırmanırsa, bizim de tarım ürünleri ithalatımızın neredeyse tamamı bu ülkelerden karşılandığını düşünürsek ekmek fiyatları 7-8 lira olur. Bu kadar dışa bağımlılık ve öngörüsüzlük bir hükümete yakışmaz. Hâlâ çözümü ithalatta arayan bir mantıkla Türkiye’nin yürümesi oldukça zor. Tarımın stratejik öneme sahip olduğunu her fırsatta söyledik. Bazı şeyleri öngöremezsiniz dedik. Cebinizde para olsa da alamazsınız dedik. Rusya ve Ukrayna bir savaşa girerse paranız olsa da siz 150 dolarlık buğdaya 1000 dolar da verseniz size vermezler. Kendiniz üretici bir ülke olmak zorundasınız” şeklinde konuştu.