MEHMET AYTAÇ

CHP İlçe Binası’nda, Keşan Belediye Meclisi’nin partili üyeleri, kadın ve gençlik kolları ile yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda konuşan Recep Pekcan, ilk olarak geçtiğimiz pazartesi günü hayatını kaybeden Uz. Dr. Sabahattin Özakbaş’a rahmet diledi ve üzüntüsünü dile getirerek; “Işıklar içinde uyusun. Allah rahmet eylesin, Keşan çok değerli bir insanı ve çok değerli bir doktoru kaybetti” dedi.

“MAHALLE İFTARLARINA DAVET ALMADIK”

Keşan Belediyesi tarafından düzenlenen mahalle iftarları ve sonrasında camilerde yapılan tatlı ikramlarının siyasallaştırılması üzerine Gürcan Kılınç’ın; “Onlar neden gelmiyorlar?” şeklindeki çıkışını cevaplayan Recep Pekcan; “Ben bugüne kadar ilçe başkanı olarak herhangi bir davet almadım. Böyle bir mecburiyetleri de yok ama herhangi bir davet almadım. Davet aldığım her iftara herhangi bir sıkıntım yoksa herhangi bir sorun yoksa katılıyorum. Ama tabi orada daha ince bir çizgi var. Bir kaç muhtar arkadaşımla konuştum. İftar yaptıkları mahallelerin muhtarlarını da davet etmiyorlar” dedi.

“BELEDİYE İMKÂNIYLA YAPILAN İFTARLARDA SİYASİ PARTİYE ÇIKAR SAĞLAMAK SIKINTILDIR”

Keşan Belediyesi’nin herkesin belediyesi olduğunu vurgulayan Pekcan; “AKP’li yöneticiler, AKP Gençlik Kolları, AKP üyeleri hatta bir kısmı üstünde logolu kıyafetler ile beraber o iftarlarda hizmet ediyorlar ve ortada görüyorlar. Belediye başkanı söyledi. dedi. Keşan Belediyesi, hepimizin belediyesi. Hepimize hizmet etmesi gereken ve kaynağını bizden alan bir belediye, eğer mensubu olduğu siyasi partiye bir çıkar, belediye imkânlarıyla bir avantaj ya da dini duyguları kullanarak bir farklılık kazandırıyorsa, bu ahlaki olarak da kanuni olarak da insani olarak da bir sıkıntıdır” şeklinde konuştu.

“EMNİYET MÜDÜRÜ’NÜ ZİYARET ETTİK”

Helvacıoğlu’nun, “Polis Günü’nü bile kutlamıyorlar” şeklindeki sözlerine de cevap veren Pekcan, şu açıklamayı yaptı: “Belediye başkanı, polis günüyle ilgili bir eleştiride bulundu ve çok ilginç bir şekilde Polis Günü’nü camiye bağladı. Şimdi onu nasıl bağladın onu bilmiyorum. Pazar günü çelenk töreni vardı. Biz cuma günü yönetim kurulu üyelerimiz, belediye meclis üyelerimiz, hatta İYİ Partili meclis üyesi arkadaşlarımızın da katılımıyla Emniyet Müdürümüzü ziyaret ettik ve Polis Haftası ile ilgili kutlama mı yaptık? Tabi Belediye Başkanı insanların en nazik ve en acılı gününde cenazelerinde bile tabutların başında fotoğraf çektirmeye ve bu işin reklamını alışkın olduğu için biz bununla ilgili bir fotoğraf paylaşmayınca herhalde sormadı da bizim bununla ilgili kutlamamız yaptığımızı bilmiyor ya da biliyor işine gelmiyor. Pazar günkü çeyrek töreninde partimizi, Beğendik Belediye Başkanımız Muhammet Örnek temsil etti. O sabah emniyet müdürümüz de telefonla konuştum. Şehir dışındaydım ve törene yetişemeyeceği mi söyledim? Dolayısıyla taraflar arasında bir sıkıntı yok.”

“EMNİYETE ARAÇ ALINMASINI İSTEMEDİ”

Polis hassasiyetinin yalnızca fotoğraf çektirip reklam yapmakla olmadığını söyleyen Pekcan; “Emniyet Müdürlüğümüze belediyeden, meclis kararı ile aldığımız araçlar var. EDS’den kaynaklanan belediyenin artı gelirleriyle, bununla ilgili aralarında bir anlaşmaları da var. İlk 3 araba çıktığında, meclisten onaylandığında Sayın Belediye Başkanı, hiç böyle bir şey yapmak istememişti. O dönem özellikle Emniyet Müdürlüğü'nün takip yapabilecek araçlarında bile sıkıntı vardı. Ama belediye başkanına kalmış olsaydı o araçlara bile almayacaktı” şeklinde iddiada bulundu.

“DİN ÜZERİNDEN YÜRÜRSE AYAKLARI DOLANIR”

Pekcan, Helvacıoğlu’nun, CHP’lilerin camiye gidemeyecekleri şeklindeki açıklamalarına da şöyle yanıt verdi: “Ben bugüne kadar dini inanışlarımız ile ilgili özellikle kendim için konuşayım, hiç bir şey paylaşmadım çünkü din, inanmışlık, Allah ile kul arasındaki bir hadisedir. Dolayısıyla herkes kendi hesabını verir. Kur'an-ı Kerim'in Arapçasını birkaç kere hatim ettim. Sonra Elmalı’nın tefsirini okudum. Ama özellikle Yaşar Nuri’nin tüm kitaplarını okudum. Bunlar Allah ile benim aramda ki şeyler. Ama o belediye başkanının cami ve dini duyduğu ilgi, camide sabah kahvaltı verip çarşaf çarşaf fotoğraf paylaşmakla alakalı ya da Kandil gecesinde camiden canlı yayın yapıp eline mikrofonu alıp konuşmakla alakalı. Ben bir siyasi partinin ilçe başkanıyım o da Keşan Belediye Başkanı. Ama partisinin yaptığı gibi dini kullanarak, din üzerinden birilerine yüklenerek devam etmek istiyorsa ayaklarına dolanır.”

“HUZUREVİ TİCARİ BİR YATIRIMDIR”

Cumhur İttifakı’nın, huzurevi konusunda da Millet İttifakı’nı, Keşan’a gelecek yatırımları engellediği yönündeki eleştirilerine de cevap veren Pekcan, şunları söyledi: “Parti olarak Keşan’a gelecek yatırımlara engel olduğumuzu söylemişti. İpsala ve Uzunköprü’ye huzurevinin yapıldığından bahsetmişti. Keşan’daki huzurevi projesi ticari bir yatırımdır. Bir yatırımcı, Keşan'da bir huzurevi yapıp ticari olarak işletmek istedi. Ve belediyenin çok değerli bir mülkünü satın almak istedi. Dolayısıyla belediye ait bir yeri satmamız gerekiyordu. Uzunköprü ve İpsala’ya kaçırdığımızı söylüyorlar. Ben Özlem Başkanımla (Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan) konuştum. Uzunköprü Belediyesi'nde böyle bir durum yok. Belediyenin huzurevine yer verdiği filan yok. Sonra Abdullah Başkanı (İpsala Belediye Başkanı Abdullah N. Ünsal) aradım, İpsala'da henüz bir gelişme yok. Orada bir arkadaşın 1-2 apartı varmış. Gene bu aynı burada yer almak isteyen arkadaşımız orada oraları kullanarak ticari olarak işte diye bir huzurevi yapmaya çalışıyormuş. Belediye başkanının söyleyiş tarzı, sanki huzurevi gelecekti de biz izin vermedik gibi ama o gözlerinde dolar işareti olan sayın belediye başkanımız, AK Partili belediye başkanımız aslında burada amaçladığı tek şey var; belediyeye ait bir yerin satışı. Eğer Keşan’a bir huzurevine ihtiyaç var ise bu huzurevini Keşan Belediyesi olarak yapalım.”

“ŞİMDİYE KADAR NEREDEYDİN?”

Yeni Mahalle’de tüm tepkilere rağmen faaliyetine devam eden taş ocağı ile ilgili olarak da Helvacıoğlu’nun tutumunu ve sözlerini eleştiren Pekcan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Başkan diyor. Ben de soruyorum şimdiye kadar neredeydin? Defalarca gittik, defalarca eylem yapıldı. Bir insanda samimiyet olması lazım. Keşan Belediye Başkanı olarak o taş ocağının çalışmasını engellemek çok kolaydı. 188 sayfalık bir ÇED raporu var. Müdürlük, bu taş ocağının burada çalışmasının bir mahzuru var mıdır, yok mudur diye soruyor. Sayın Belediye Başkanı, bu 188 sayfayı eğer bir günde okuyabildiği ise helal olsun. Okumuyor, okuyabilecek kimse yok. Belediye meclisine sorulmuyor, müdürleri ile görüşmüyor, Keşan halkına sorulmuyor ve belediye başkanı, gelen yazıya aynı gün cevap veriyor, diyor ki mahsuru yoktur. Ondan sonra bayrama kadar kalkmazsa ben gideceğim falan gibi sözler söylüyor. Bunlar hiç samimi değil. Sen o kağıdın altına aynı günü imzayı attığın gün, o taş ocağı çalışmaya başladı ve yanılmıyorsam dördüncü ya da beşinci geç patlama oluyor orada. Tiyatro oynuyorsun, eğer sen Keşan’ın belediye başkanı olmuş olsaydı o yazıya en azından çabuk cevap vermeyip oranın çalışmasını geciktirebilirdin.”

“UCUBE BİR STAT YAPILDI”

Eylül ayında bitirilmesi gereken ve halen yapım işi devam eden Keşan Atatürk Stadı ile ilgili de eleştirilerde bulunan Pekcan; “Altı kulvardan dört kulvara düşen bir parkur, soyunma odaları ve zemin berbatlığı. Herhangi bir hakemin orada maç oynatacağına inanıyorum. Çünkü o prefabrik tribünler önündeki tellere ayak basıp atlayabiliyorsunuz. Sonuçta bütün paranın çarçur edildiği, berbat daha doğrusu belediye başkanın o bizim yaptıklarımızla ilgili söylediği ifade ile ucube bir şey çıkmış ortaya” dedi.

“KEŞAN’IN YÖNETİLEMEDİĞİNİN GÖSTERGESİ”

Pekcan, belediye meclisinden 2’şer kredi kullanma yetkisi alınmasına rağmen 7 aydır halen Keşan Belediyesi’ne alınmayan itfaiye, arazöz ve ekskavatör araçları ile ilgilide şunları söyledi: “O günkü maliyetle bugünkü maliyet arasında dağlar kadar bir fark olacak. Belediye başkanı İller Bankası kimseye kredi vermiyor diyor. Keşan Belediyesi’ni onlara devre ettiğimizde kredibilitesi en yüksek belediyelerinden biriydi. iller bankası nezdinde eğer bu kredileri alamayacak hale geldiyse vah Keşan’ın haline.”

“KEŞAN BELEDİYESİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NDEN DAHA ZENGİN DEĞİL”

Gündemdeki belediye arsası ve Hükümet Konağı arsası takas talebine ilişkinde konuşan Pekcan, şöyle dedi: “İlk takas gündeme geldiğinde meclis üyesi arkadaşlarla defalarca görüştük. Aslında şartları zorlayarak yürüttüğümüz mantıkla Keşan merkezinde kalması daha iyi gibi duruyor. Bununla ilgili ilk düşündüğümüz şey, bu iş olumlu olabilir diye. Sonra bir ekspertiz raporu çıktı. İki yer denk gibi göründü. Fakat sonra meclis üyesi arkadaşlarım, çok dikkatli incelediklerinde bu ekspertiz raporunu veren şirkete doğru bilgilerin gitmediğini gördüler. Tekrar gelen ekspertiz raporunda, bizim vereceğimiz yer ile alacağımız yer arasında 17 milyon liralık fark var. Biz işin olabilir yere doğru gitmesi için elimizden geleni yaptık. Keşan Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden daha zengin değil. Yani hazineden ya da herhangi bir yerden bir şey istediğinde beni diye bedelini ödüyorsunuz. Dolayısıyla belediye herhangi bir kurum kuruluştan herhangi bir şey istediğinde bunun bedelini sonuna kadar istediler.”

“SOGEP’LE YAPILAN PROJE NE OLDU?”

Pekcan, açıklamasının sonunda Keşan Belediyesi ile Sosyal Gelişmeyi Destekleme Projesi (SOGEP) eliyle yürütülen ‘yıl boyu üretimi ile okula giden mutlu çocuklar projesi’nin belediye meclisinden geçtiğini, belirterek; “18 ay süreli projenin bütçesi 2 milyon 259 bin 194 lira. Bunun 1 milyon 700 bin lirası Avrupa Birliği fonlarından destek geliyor. Yani 800 bin TL  para koyduğunuzda, 1 milyon 700 bin liralık bu proje yapılıyor. Önce Siğilli’de planlandı bu proje, sonra İzzetiye’ alındı. Projede 20 tane sera, soğuk hava depoları var, paketleme ve üretim alanı var, İzzetiye’deki okulun onarımı var. Proje ile ilgili 2 tane arkadaş vardı belediyede. Bir tanesi başka belediyeye gitmiş, bir arkadaşı da aşevinin başına vermiştir. Bu proje 4 Nisan 2022’de bitti. Ama İzzetiye’de ne yapılan bir sera var, ne de okulun onarımı yapıldı ve soğuk hava deposu yapıldı. Eğer bu projeyi hazırlayıp da ıskaladı ise Keşan’a gelecek 1 milyon 700 bin lira hibeyi kaçırmış olduk” şeklinde konuştu.

“BELEDİYE YÖNETİMİNE OLMADIĞIMIZ KADAR HAZIRIZ”

Pekcan, daha sonra gazetemiz Editörü Mehmet Aytaç’ın; “Keşan Belediye Başkanı Sayın Mustafa Helvacıoğlu, Millet İttifakı’nın istifa eden belediye meclisinde çoğunlukta bulunmasına rağmen bir tane projeleri yok şeklinde sözleri oluyor zaman zaman. Millet ittifakı olarak yaşamda meclisi herhangi bir proje sundunuz mu? Sunduysanız akıbeti ne oldu? Bir de bu söylemin paralelinde takas talebini reddettiğiniz eski belediye binası arsasına herhangi bir projeniz var mı? Olası bir belediye yönetimi değişikliğinde Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçerse belediye, arsa ile ilgili hazırlığınız proje ya da çalışmalarımız var mı?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: “Belediyenin işlerliği, devletin işlerliği gibi. Yani belediye meclisi, Ankara’daki Büyük Millet Meclisi gibi. Parlamenter sistem olmadığı için çalışmıyor şu anda. Bir takım kararlar alınıyor. Yürütme, uygulama belediye başkanına ve ekibine ait. Meclis üyesi arkadaşlarım komisyonlarda çalışıyorlar. Ama bu işin finansmanı, yapılacak yerle ilgili durum, ne şekilde yapılacağı ile ilgili elimizde bir bilgi olması lazım ki bizim oraya bir proje üretmemiz lazım. Önerilerimiz oluyor ama yani bunu bir proje haline getirip de oradan geçirmek çok farklı bir şey. Çünkü bütçesi nasıl yapılacak? İmkanlar yeterli mi, işte kredisi ne alemde? Bunu mecliste çalışan arkadaşların bilmesi ve araştırması mümkün değil. Daha çok sosyal yönden giden bir işlerlik var. Aslında olması gereken şey şu. Bir proje üretilecek ise belediye başkanının dediği gibi beraber çalışılması gerekiyor. Ama tabi o işte öyle işlemiyor. Belediye başkanının birlik beraber olalım, üretelim dediği şeyler aslında suya yazılmış yazılar. Bütün bütçe, eleman her şey, her bilgi onların elinde. Defalarca bir sürü önerimiz oldu. Belediyenin önündeki alanın kapatılması ile ilgili eski itfaiyenin olduğu yerle ilgili meydanla ilgili ulaşım ve trafik eski belediyenin yıkılmasıyla ilgili birçok önerimiz oldu. Ama bunların hiçbirini belediye başkanı kabul etmiyor. Bu dönem çok şey öğrendik. Önümüzdeki dönem için Cumhuriyet Halk Partisi hiç olmadığı kadar hazır. Sonuçta bir seçim yaşanacak. Bir belediye başkanı, bir meclisimiz olacak. Onunla ilgili şu garantiyi net verebilirim ki; hiç hazır olmadığımız kadar hazırız.”