MEHMET AYTAÇ

Kanun Teklifinin TBMM’de görüşülmesi sırasında bir konuşma yaptığını açıklayan Doç. Dr. Gaytancıoğlu teklifi ilk olarak verdiği Ekim 2018’de çiftçinin toplam borcunun 100 milyar lira civarında olduğunu, şimdi ise 210 milyara çıktığını ifade etti.

Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Gaytancıoğlu, iktidarın uyguladığı yüksek girdi düşük ürün fiyatları nedeniyle bu duruma gelindiğini savunarak, internette icradan satılık traktör ilanlarının patlama yaptığını vurguladı.

“20 BİN ÇİFTÇİ BORCUNU ÖDEYEMEDİ”

Gaytancıoğlu şu açıklamayı yaptı: “AKP iktidarının Türk tarımını yirmi yılda getirdiği durum bu. Cumhuriyeti kurarken atalarımız, dedelerimiz kağnıyla, öküzle toprakları işliyorlardı, yine oraya gidiyoruz. Neden? Geçen aylarda bu traktörü, bu icralık olan traktörü tam bin liraya doldurabiliyorduk; son zamlardan sonra 2 bin liraya doluyor. AKP’nin getirdiği sözde yapılanmalar çiftçinin sorunlarını çözmekten uzaktır. 20 bin çiftçi borcunu ödeyemedi. Bugün Ankara'ya geldi onlar yine, 12'nciye geliyorlar, dertlerini anlatıyorlar; siz de gazlarını alıyorsunuz, geri gönderiyorsunuz, ‘Halledeceğiz’ diyorsunuz, halletmiyorsunuz. Her taraf satılık tarla dolu, icralar dolu. Borçlar sizin yüzünüzden oldu. Neden sizin yüzünüzden oldu? Çünkü uyguladığınız politika yüksek girdi fiyatları, düşük ürün fiyatları. Peki, çiftçi nasıl borçlandı? Bu yüksek girdi fiyatlarına dayanamadı çiftçi ama başka bir işi yok, üretmeye devam etti. Baktı, gördü, girdi satın alamıyor, ürünü para etmiyor, dedi ki: ‘Ya hanım, şu bileziklerini versene Tarım Kredinin borcunu ödeyelim, Ziraat Bankasının borcunu ödeyelim.’ Bu on sene önceydi, o zaman eşlerde bilezik vardı, bilezikler bozduruldu, borçlar ödendi. Ertesi yıl yine düşük ürün fiyatları çünkü ürünler nereden geliyor? Başka ülkelerden geliyor. Türkiye'yi ithal ürünler cenneti hâline getirdiniz, her şeyi ithal ediyorsunuz. O sene ne oldu? O sene de dediler ki: ‘Ya, bari tarlayı ipotek edelim’ ondan sonraki sene ‘traktörü ipotek edelim’ ondan sonra ‘5 dekar tarla satalım’ ondan sonra ‘başka bankaya gidelim, o bankadan çekelim, başka bankaya yatıralım’ Sonra ne yapalım? ‘inekleri satalım’ Yani, çiftçi sizin yüzünüzden her türlü taklaları ata ata borcunu bir türlü bitiremedi. Peki, çiftçi ne yapıyor? Her şeye rağmen üretmeye çalışıyor ama siz, ona, gübre bile kullandıramıyorsunuz. Şu anda tarlalar gübre bekliyor, özellikle üre gübresi. Ya, 1 ton üre gübresi 13-14 bin lira; 1 dekar tarlada bu kadar. Sizin hiç fiyatlardan haberiniz yok mu? Çiftçiniz nereye gidiyor? Biz bas bas bağırıyoruz, ‘gıda krizi geliyor’ diyoruz, sizin bakanınız seralarda fotoğraf çektiriyor, ‘gıda krizi yok’ diyor. Arkadaşlar, seralarda domates, biber yetişiyor. Biz tarlalardaki krizden bahsediyoruz; çiftçi tarlaya nasıl gitsin, tarlasındaki kullanacağı traktör icralık. Siz bunların hiç farkında değilsiniz, sürekli her şeyi ithalatla çözmeye çalışıyorsunuz, bir de ithalat zamanlarınız o kadar yanlış ki çiftçi tarladayken siz ithalat düğmesine basıyorsunuz. Bırakın, çiftçi tarlasını sürsün, ürününü hasat etsin, ürününü satsın, birkaç ay sonra ithalat yapın en azından ama siz rakip oluşturuyorsunuz. Örneğin, buğdayı çiftçi 2.250 liradan sattı, siz daha on beş gün sonra Rusya'dan 3.343 liraya ithalat yaptınız. Her şeyi ithal ediyorsunuz. Şimdi, tabii ki ben sizden bu kanun teklifine ‘evet’ demenizi isteyeceğim, siz ‘hayır’ diyeceksiniz ama ben de bizi izleyen çiftçilere biraz daha bekleyin çiftçi kardeşim, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında zaten biz bir hafta içerisinde çiftçinin faizini sileceğiz, anaparayı da ne yapacağız arkadaşlar? Burada yazdığı gibi dört yıl kırk sekiz ay eşit faizle böleceğiz, çiftçi rahat bir nefes alacak. Her yıl 4 milyon dönüm alana su götüreceğiz, 35 yaşına kadar olan bütün köylü, çiftçi gençlerimizin sigorta primlerini ödeyeceğiz, ithalatı durduracağız. Yasa ne diyorsa onu yapacağız yani şu an sizin verdiğiniz desteğin yaklaşık 3 katını biz çiftçiye vereceğiz üretsin diye.”